Bütçe Puzzle Yapboz 200 TL Para Banknot

Para Analiz yazarı Atilla Yeşilada Varlık Fonu’nun kuruluşu ve Türkiye’nin en büyük kurumlarının devredilişinin arkasındaki planı yazdı. İşte Yeşilada’nın PAra Analiz’deki yazısı (http://sosyal.paraanaliz.com/2017/02/06/varlik-fonu-niye-dolduruldu/)

Pazar akşamı yeni bir KHK ile Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası AŞ, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ, Türkiye Petrolleri AO, Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ, Borsa İstanbul AŞ, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ’nin sermayelerinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomünikasyon AŞ’nin yüzde 6,68 oranındaki Hazine’ye ait hissesi ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Türkiye Varlık Fonuna aktarılması kararlaştırıldı.

Ayrıca Savunma Sanayi Destekleme Fonu’nun TL3 milyar kaynağı da Fon’a teslim dildi. Yakın geçmişte de Milli Piyango ve şans oyunları Fon’a devredilmişti.

 

Hürriyet yazarı Uğur Gürses icraatı “anlamsız, hukuksuz bir uygulama” olarak değerlendirdi. Ben de KHK ile kamu malları idaresinin değiştirilmesini yanlış buluyorum, ama fiiliyatta her şeyi Cumhurbaşkanlığı makamı yönetiyor, ne fark eder?  Ayrıca Varlık Fonu’nun başındaki Mehmet Bostan da son derece kaliteli ve ehliyetli  bir üst düzey yöneticisi, dirayetle icraat yapacak.

 

Maksat nedir?  İlk izlenimlerim şu yönde:

Bu kararname, referanduma hazırlık. Eğer EVET kazanırsa, devletin en kritik ekonomik varlıklarını doğrudan Cumhurbaşkanlığı yönetecek ve  kalkınmaya istediği gibi yön verecek. Bu gücü iyi veya kötü yönde kullanabilir, ama bir tek KHK ile ekonominin kaderinde tek karar verici konumuna yükseltildi. Hazine ve TCMB’den daha fazla güç edindi.

 

Milli Piyango, şans oyunları Ziraat ve BİST karlı kurumlar, diğerlerinin mali tabloları hakkında bilgim yok. Ama Varlık Fonu’na devredilen kuruluşların tüm temettüsü mega-projeler ve Cumhurbaşkanlığı makamın onayladığı yeni özel sektör yatırımlarına akıtılacak. Bu projelerin dış kaynak ihtiyacı azalacak, işler hızlanacak.

 

Varlık Fonu’dan biriken dev mali değer teminat olarak kullanılarak (seküritizasyon, VIDIMIK’laştırma) tahvil veya sukuk ihraç edilecek, böylece mega-projelerin dış kaynak ihtiyacı karşılanacak.

 

Eğer haklıysam, Hazine kayda değer ölçüde temettü geliri kaybedecek ve 2017 bütçe açıkları tahmin edilenin çok üstünde çıkacak.   VIDIMIK’laştırma yoluyla dış borçlanma mega-projelerin dış kaynak ihtiyacını karşılar ama aynı zamanda kamu borç stoğunun da hızla yükselmesine neden olur.  Eğer gerçekten dişe dokunur ölçüde dış borçlanma yapılacaksa,  banka ve finans-dışı firmaların dış borçlanması zorlaşabilir çünkü Türkiye için tanınan belli bir kredi limiti var. Bu limit şimdi Varlık Fonu’na tahsis edilecek.

 

Türkiye gibi bütçe ve cari açığı olan ülkelerde Varlık Fonu anlamsızdır. Sadece kaynakların ekonomi içinde dağılımını belirler. Pazar akşamı atılan adımla daha fazla kaynak Cumhurbaşkanlığının takdir ettiği mega-projeler ve yeni kalkınma projelerine akacak. Umarım bunlar ekonominin verimliliğini ve ihracat kapasitesini artıracak girişimler olur, yoksa Varlık Fonu Yoksulluk Fonu’na döner.