Havuz yazarı Abdulkadir Selvi Çözüm Süreci arayışları için yeniden zemin yoklamasına başladı. Havuz’un yeni amiral gemisi Hürriyet’te çıkan yazısında hükümetin çözüm sürecine karşı olduğunun altını çizse de Öcalan ile diyalog kapılarının “şimdilik” seyrek ama açık olduğunu belirterek, PKK’nın yeniden masaya dönmek istediğini ABD’nin de buna destek verdiğini belirtti.
Selvi’nin yazısı Kürt medyasında çıkan, ABD-Türkiye ve PKK’yı bir araya getirdi, iddialarıyla birlikte okunduğunda bir zemin yoklaması gibi duruyor. Daha önce de çatışmaların en şiddetli olduğu noktada, PKK’nın yurt içindeki kapmları temizlenip, PKK’nın lider kadrosuna yönelik askeri operasyonlar zirve yapmışken, birden bire bir el operasyonları durdurmuş, Çözüm süreci diyerek, PKK’ya can suyu verip örgütü büyütmüştü. Belli ki aynı senaryo yeniden gündeme getirildi. Tıpkı 2011’deki gibi hükümet yüksek perdeden savaş çığlığı atarken, askerler şehit olurken, birileri de arka kapılarda Öcalan ve PKK liderleriyle görüşüyor. Bunu bilen Örgüt kendi stratejik çıkarları için hamleler yapıp yaralarını sarıp yeni kazanımlar elde etme peşinde.
İktidar ise yıktığı Sur, Cizre, Nusaybin gibi ilçeleri yeniden inşa edecek kanlı müteahhitlerin ihale derdinde. Kısaca son bir yılda 600 asker ve polis 1000’den fazla sivil AKP’nin kanlı müteahhitleri daha çok kazansın diye öldü. Çözüm süreci yeniden başlıyor hadi yeniden kemerlerinizi bağlayın ve kanlı müteahhitlerin, akbabaların ihale cambazlığını seyretmeye başlayın.
Emre Uslu/Analiz
Çok lazımsa Selvi’nin operasyon yazısı şurada:
Onların uzantılarından bize böyle haberler geliyor. Konuşacak hiçbir şey yok” demişti.
Şehir savaşlarında başarısızlığa uğrayan ama kırsaldan bomba yüklü araçlarla saldırılarını sürdüren PKK’dan bu yönde mesajların gelmesi ilginçti. Bu mesajların nereden geldiği de bir o kadar önemliydi. Kandil’den mi, Avrupa kanadından mı, yoksa HDP’den mi? Devletin ilgili birimlerine, çözüm sürecine dönülmesi yönünde birkaç aydır talepler geliyormuş. Nereden? Mesajlar Kandil’den geliyormuş. Ayrıca HDP’den bu yönde mesajlar iletiliyormuş.
Bu arada ABD’den de bu yönde üstü açık ya da kapalı mesajlar alınıyormuş. HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın ziyareti sırasında da ABD makamları tarafından, PKK’nın silah bırakması ve çözüm sürecine dönülmesi yönünde mesajlar verilmişti. ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass birkaç kez, “PKK’yı şiddet kampanyasına son vermeye, silahlarını bırakmaya, meşru müzakereyi kabul etmeye çağırıyoruz” diye açıklama yaptı. Kandil’in harekete geçmesinde ABD’nin telkinlerinin etkili olduğu düşünülüyor.
PKK, TANSİYONU DÜŞÜRÜP YPG’YE DESTEK PEŞİNDE
PKK çözüm sürecinin başlaması yönünde samimi mi? Samimi bulunmuyor. Tam aksine bunun Kandil’in taktik bir manevrası olduğu düşünülüyor. PKK şu anda Suriye’deki kazanımlarına odaklanmış durumda.
Türkiye’de yeniden tek yanlı ateşkesi başlatarak tansiyonu düşürüp, Suriye’ye yoğunlaşmak istiyor. O nedenle 3 bin militanını YPG içinde tutmaya özen gösteriyor.
Bu arada Türkiye’de riski az ama çok ses getiren bombalı araç ve canlı bomba eylemlerine yönelmiş durumdalar. Suriye’deki kazanımlar PKK açısından tarihi öneme haiz. Orada hem ABD ile muhatap olan hem önemli bir coğrafyaya hâkim olan bir güç konumundalar.
Etrafımızı koza gibi örüyor, Suriye’deki konumlarını pekiştirdikten sonra, o güçle Türkiye’ye baskı yapmayı hedefliyorlar.
Peki Ankara’da böyle bir hava var mı? Tam aksine terörle mücadele konusunda kararlılık var. Başbakan sahur yemeğinde misafir ettiği AK Parti kurucularına, “Terörle mücadeledeki kararlılığımızı devam ettirmeliyiz” dedi.
Şehit cenazelerinin geldiği bir sırada, terörle mücadeledeki kararlılık en üst seviyede. Cumhurbaşkanı Erdoğan çerçeveyi, “Terörün minimize edilmesidir asıl olan” sözleriyle çizdi.
Diyarbakır’a giderken aynı soruyu Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye sorduk, “PKK’nın beli kırılıp, silah bırakırsa bu konu gündeme alınır. Ayrıca yeni bir formatta görüşülür. PKK’nın uzantılarıyla çözüm konuşulmaz, silah bırakma konuşulur” karşılığını verdi.
ÇÖZÜM SÜRECİNE DESTEK %35’E GERİLEMİŞ DURUMDA
Şehir savaşları ve sivilleri hedef alan canlı bomba eylemleri ve bombalı araçlarla İstanbul ve Ankara başta olmak üzere şehirlerimizde yapılan saldırılar çözüm sürecine olan desteği de önemli ölçüde geriletmiş görünüyor. Çözüm sürecinin başladığı dönemde Erdoğan, halkın desteğini yüzde 78 olarak açıklamıştı. Bugün bu oran yüzde 35.5’e gerilemiş durumda. Bölgede ise destek hâlâ yüzde 70 seviyesinde. Bölge halkı, terörle mücadele et ama çare siyasi çözümde mesajını veriyor.
Çözüm sürecine ışık tutması açısından raporlaması yeni tamamlanmış güvenilir bir anketten sonuçları aktarmak istiyorum.
AK Parti: % 26.7
CHP: % 36.8
MHP: % 20.6
HDP: % 91.05
Çözüm sürecine destek HDP’den sonra yüzde 70 seviyesinde AK Parti’den geliyordu. Müthiş bir gerileme. Çözüm sürecine destek, etnik kökenlere göre de ciddi farklılık arz ediyor. Neredeyse aralarında bir uçurum var. Kürt ve Zazalarda çözüme destek yüzde 72 seviyesinde. Türklerde ise bu oran yüzde 27.3’le Türkiye ortalamasının altında. Çözüm adına umut verici bir tablo değil. Halkın büyük bir kısmı, PKK’nın çözüm sürecini istismar ederek şehirlere yığınak yaptığı kanaatinde.
ÖCALAN’A ZİYARETE DEVAM
Çözüme dönük olarak Kandil’den mesajlar gelirken, Öcalan bu işin neresinde? İmralı’ya yapılan devlet ziyaretleri seyrekleştirilmiş ama devam ediyor. Yeni süreçte Öcalan denklem dışı. Ama şimdilik…