Efendim yaza yaza sonbahar geldi. Çiçek denince ilk akla gelen güller, laleler, karanfillerdir. Bir de kasımpatı vardır. 1 Kasım’da ‘kasımpatı çiçeğ’i açacak. Çünkü mevsim, kasımpatı mevsimi..

Her yerde sık gördüğümüz, hatta sıradanlaşan kasımpatı çiçeğinin özelliklerini bilen var mı?

Kasımpatı ( krizantem) çiçeğinin en önemli özelliği düzenli sulama istemesidir. Yakıcı olmayan güneşi, nemli toprağı sever. Ve sulamanın az az, her gün olması çok önemlidir. Kasımpatı çiçeğinin, toprağın kurumasına tahammülü yoktur. Çünkü kökü tehlikeye girer. Ayrıca rüzgardan da özenle korunmalıdır.

Vaktinde budaması ve düzgün bakımı yapılmışsa kış günlerinde bile bol bol çiçeklenebilen, rüzgarsız, ılık ve sakin ortamları seven bir bitkidir. Saydığımız uygun şartlar olmadığında çiçek ve yaprakları hızla kararır.

Kireci az, temiz su bitkiye iyi gelir. Sulama şekli de 360 derece şeklinde olmalıdır. Yani her yanının az ama eşit derecede su alması gerekir. Sonbaharda ( Kasım, Aralık) eğer bozulma başlamış ise budanarak kök kurumasını engellemek gerekir. Bitki kökünün kurumasını ve gelecek soğuklarda donmasını engellemek için de destek olarak toprağı samanlar, kabuklarla örtüp kümbetler yapmak şarttır.

Vel hasıl-ı kelam;

Artık millet olarak güneşte kavrulmuş, rüzgara maruz bırakılmış, bazen susuzlukla, bazen da 360 derece sular seller boca edilerek toprak ve köküne hedef alan işlemlerle zarar görmüş, dalları ve yaprakları kararmış kasımpatı çiçekleri gibi olduk.

Köklerimizin kurumasını engellemek için, yanlış bakımdan dolayı kararan yaprak ve çiçeğe acil budama yapılması gerekir. Çünkü bu budama olmazsa artık kök de tehlikeye girecektir.

Bakımı olmayan bir kasımpatı misali, çiçeği, dalı, yaprağı yanında kökünün de kurumasını, soğuklarda donmasını istemeyenler, bizi 360 derece savurup atan AKP’ye artık oy vermesin. Çünkü zaman, tam da budama yapma ve kökleri korumaya alma zamanıdır. Yeter ki kökümüz korumada, sağlamda olsun. Kökümüzü koruduğumuz sürece tekrar çiçek açmayı biliriz.