Gazetelere yansıyan haberlere göre İçişleri Bakanlığı’nın Aranan teröristler listesinde adım var. Mavi Liste’de yer alamışım. Üstüme 1.5 milyon TL ödül koymuşlar.

Listeye nasıl girdiğimi hangi eylemlerimden dolayı terörist olduğumu bilmiyorum. İlginç bir şekilde ben 1998 2009 yılları arasında on yıl Terörle Mücadele biriminde çalıştım. Terör üzerine yazılar analizler yazdım. Ulusal ve uluslararası terör nedir, terörle mücadele nasıl yapılır iyi bilirim.

Benim aranan teröristler listesine girmem Türkiye devletinin terörle mücadele politikalarına zarar veriyor. Hangi akıllı beni eleştirilerimden dolayı o listeye koyduysa bu devlete iyilik yapmadı. Zaten batılı devletlerden teröristleri alamıyoruz. Bu Türkiye’nin batıdan istediği teröristlerin iade işlemini tam anlamıyla çıkmaza sokacak bir durum.

Düşünün ki bir devlet hakkında bir mahkeme kararı bile bulunmayan, iddianamesi bile kabul edilmemiş bir gazeteciyi, sırf iktidarı eleştirdi diye aranan teröristler listesine koyuyor. Bu devletin listesine kim güvenir?

Yanlış söylemiyorum, hakkımda çakma da olsa bir mahkeme kararı bile yok, hatta başlatılmış bir mahkeme bile yok, ama ben devletin terörist listesindeyim. Şimdi bu listenin nesini kim neden ciddiye alsın? Benim terörist olduğuma AK  Trolleri bile inandıramazsınız. siz ne yaptığınızın farkında mısınız. Umurunuzdaysa tabi, devletin itibarını iki paralık ettiğiniz görmüyor musunuz?

Ömrüm şiddete karşı yazılar yazmakla geçti. Devlet şiddetini de terör örgütlerinin şiddetini de eleştirdim hep. Sanırım en çok da IŞİD ve Cihatçıları destekleyen İstihbarat politikalarını eleştirdim. Bu politikalar Türkiye devletini Teröre destek veren ülkeler konumuna sokar yapmayın. Esad gibi bir zalimi devirmek için bile olsa cihatçı teröristleri desteklemeyin diye yazılar yazdım.

Sanırım bu yazılarımdan rahatsız olan İstihbaratın başındaki kişi beni o cihatçı teröristlerle aynı listeye koydurarak intikam almış olduğunu sanıyor.

Sadece ve sadece AKP’nin Esad’ı devirmek için yaptığı terör örgütleriyle işbirliğini ve PKK ile yürüttüğü ve PKK’yı büyüten çözüm süreci politikalarını eleştirdim diye beni aranan teröristeler listesine koydunuz.

Bu bana zarar vermez ama Türkiye devletine zarar verir. İnsanlar ve devletler, “demek ki Türkiye devleti, kendi politikalarını eleştiren gazeteci ve akademisyenleri terörist diye arananlar listesine koyuyor. O halde bu listelerin hiç bir geçerliliği yoktur, hiç bir itibarı yoktur” diye düşünür.

Düşün ki yalancı çobana dönmüş bir polis teşkilatı, beni FBI’dan terörist diye istiyor. FBI bu adam hangi suçu işlemiş diye sorduğunda ne koyacaklar önlerine?

Savcı’nın iddianamesinde yazdığı şeyleri koyacaklar. Yani “MİT’in Cihatçılara gönderdiği silahları yazdı” “Çözüm sürecini böyle yaparsanız PKK’yı büyütürsünüz diye MİT başkanı Hakan Fidan’ı eleştirdi” “Türkiye’yi yöneten insanlara cihatçılara destek vermeyin diye yazdı” diyecekler.

Peki Türkiye devleti beni terörist yapan bu suçlarımın listesini FBI’ın önüne koyup beni onlardan istediğinde FBI ne diyecek?

Muhtemelen “Evet doğru yazmış, bunları biz de biliyoruz, tüm uluslararası basın yazıyor, hatta AB raporuna bile girdi, Türkiye IŞİD ve Cihatçılara destek verdi diyecekler. IŞİD ve Cihatçılara destek vermeye giden IŞİD tırları yakalandı. 280 IŞİD militanını takas olarak kullanıp IŞİD’e verdi. Militanların geçişine izin verdi. Onların Türkiye içindeki yapılanmalarına göz yumdu. Onlara operasyon yapmadı” diye düşünecektir.

Bu yazıyı okuyan batılı diplomatlar ve gözlemciler şaşırabilir. Sürreal bir şeyler yazdığımı düşünüp, yazar burada saçmalamış diyebilir. Hayır şaka yapmıyorum. Gerçekten yukarıdaki gerekçelerle Türkiye’de aranan teröristler listesine girdim. Üstelik Türkiye Canlı bombaları ikincil derecede önemli Mavi Listede ararken beni de aynı listede arıyor.

Hakkımda iki defa müebbet istenilen iddianamede işlediğim söylenen suçlar bunlar. Evet, bunlar suç ise ben bunları yazdım. Bunlar beni terörist yapıyorsa, lütfen Kırmız listeye alın, çünkü yazmaya devam edeceğim. Eğer bu yazdıklarımdan dolayı, FBI veya başka bir batılı kolluk gücü beni tutuklayacaksa hemen tutuklasın.

Yazılarımla AKP’yi Erdoğan’ı ve Hakan Fidan’ı eleştirdim diye beni aranan teröristler listesine koymak Türkiye’ye ne kazandıracak?

İç kamuoyuna dönüp, “bizi eleştirenleri terörist ilan ederiz ha” diye gözdağı vermek için Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren çok ama çok önemli bir listeyi sulandırmanın gereği var mı? Bundan sonra sizin yaptığınız terör örgütleri listesini kim ciddiye alacak?

Hadi diyelim yaptınız böyle bir liste. O listeyi de tartışmak ister misiniz? Örneğin Bakanlar Kurulu kararıyla Terör Örgütü ilan edilen El Nusra Cephesinden neden hiç kimse o listede değil? Türkiye’den El Nusra’ya katılan binlerce kişi var. O kişiler ile İstihbarat teşkilatınızın ilişkisi olduğu için mi o listede değiller? (Bu soru beni kırmızı listeye aldırmazsa bir kaç zor soru daha sorabilirim J)

Açık ve net olarak bir kez daha yazayım. Türkiye devletinin Yasin el Kadı gibi, Heysem Topalca, Hüseyin Tanideh gibi İran casuslarını, MİT ajanlarını ve bir takım karanlık adamlarla ilişki kurup cihatçıları desteklemesi Türkiye’nin geleceğine ve bölge güvenliğine zarar veriyor. Bir adamın hırsı için Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atmanıza sessiz kalamam. Ben bu ülkeyi seviyorum ve bu ülkenin yerinin Batı bloku olduğunu düşünüyorum. Sizin maceracı ve menfaatçi kafanız bu ülkeyi Suriye bataklığına çekti. Ne kazandık? Neden ülkemizi Cihatçı cehennemine çevirdiniz? Ankara’nın göbeğinde patlayan bombadan kim sorumlu? Neden o bombalıları değil de beni arananlar listesine koydunuz?

Bir not olarak yazayım. Avukatlarımdan talep ettim. Beni o listeye koyan tüm yetkilileri, başta Selami Altınok ve Emniyet Genel Müdürü dahil o listeye girmeme neden olan kim varsa onların hepsini mahkemeye vereceğim. Türkiye’de kazanamazsam AHİM’de kazanırım. Yazılarımdan dolayı terörist ilan edilmiş bir adamın alacağı tazminatlar olacaktır. Türkiye’de hukuk dönerse o tazminatları devletten değil, adımı terör listesine koyduran evraklarda imzası olan polis memurundan Emniyet Genel Müdürüne kadar herkese rücu ettireceğim. Allah hepimize Türkiye’ye hukukun döndüğü o günleri görmeyi nasip etsin yeter ki…

 

 

 

 

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...