Fransa’yı vuran IŞİD terörü dünyanın her tarafında konuşulmaya devam ediyor.

Türkiye’de ise konu neredeyse gündemden çıktı. Hatta gündemden çıkarıldı. Havuz medyası konuyu alelacele gündemden çıkardı. Oysa Fransa’daki terörün Türkiye’yi yakından ilgilendiren yönü var. Uzun süre batı Türkiye’yi Cihatçılara göz yummakla suçlamış, Cihatçıların elini kolunu sallaya sallaya Türkiye’den Suriye’ye gidip tekrar ülkelerine dönmesini güvenlik tehdidi olarak algılamıştı.

Bu yönüyle IŞİD başta olmak üzere tüm cihatçıların dünyada yaptığı terör faaliyeti Türkiye’yi ilgilendiriyor.  “Dünyada terör eylemi yapan cihatçılar Türkiye’den mi gidip geri döndü?” sorusu en azından soruşturmaların aydınlatılmasında yardımcı olacaktır.

Fransa’daki terör eyleminin Türkiye’yi ilgilendiren daha önemli bir yönü daha var. Güvenlik kaynakları içinden bir kaynağım Fransa’daki terör eylemi ile Türkiye’nin IŞİD ile yaptığı takas anlaşması arasında bir ilişki olduğu iddiasında.

Şöyle diyor kaynağım ’49 rehineye karşı IŞİD’e verilen 200 IŞİD militanları arasında Fransa’da eylem yapanlar var.’ Kaynağımın daha ileri iddiaları var ancak bu bile kendi başına büyük bir skandalın ifadesi. Tarihe kayıt düşsün diye not ediyorum.

Konuyu bilmeyenler için açayım. Hatırlanacağı gibi Türkiye IŞİD’in Musul’da rehin aldığı 49 konsolosluk personelini kurtarmak için IŞİD ile pazarlık yapmış 200’e yakın militanı IŞİD’e vermişti.

O dönem konuyu haberleştiren Taraf şunları yazmıştı; “49 konsolosluk personeline karşılık 180 IŞİD militanı örgüte teslim edildi. Aralarında üst düzey yöneticilerin de olduğu militanlar Van’da toplandı, otobüslerle Suriye’ye götürüldü.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “velev ki takas yapıldı” sözleri ile gündeme gelen 49 konsolosluk personelinin serbest bırakılması karşılığında İŞİD ile yapılan takasın ayrıntıları netleşti. Konsolosluk personeli karşılığında, IŞİD’in 180 militanı örgüte teslim edildi. Bu kişilerin bir kısmı gözaltına alınan örgüt üyelerinden oluştu. IŞİD’e teslim edilen örgüt üyeleri arasında, örgütün üst düzey yöneticileri de yer aldı.

49 rehinenin serbest bırakılmasının perde arkası şöyle:

Süreç ABD’nin, IŞİD’e yönelik hava operasyonları ile başladı. ABD, Türkiye’de tedavi gören IŞİD militanlarının serbest bırakılmamasını istedi. Ayrıca, Türkiye’de yakalanan IŞİD’çilerin de serbest bırakılmaması konusunda Türkiye’ye uyarıda bulundu. IŞİD ise örgüt üyelerinin serbest bırakılması ve tedavi edilenlerin de geri gönderilmesi konusunda hükümete yönelik baskılarını sürdürdü.

ABD ile IŞİD arasında kalan AKP Hükümeti, “takas” formülünü geliştirdi. Yani, rehineler karşılığında Türkiye’deki IŞİD militanlarının IŞİD’e katılmalarının sağlanması önerildi. Takasın perde arkasında da bu formül yatıyor. Bu diplomatik formül ile Türkiye’nin hem topraklarında bulunan IŞİD’çilerden kurtulduğu hem de rehinelerin serbest kalmasının sağlandığı öne sürülüyor. Rehinelerin serbest bırakılması esnasında ise Türkiye güvenlik birimlerinin doğrudan bir operasyonu olmadı.

Takas işlemlerinde, ABD’ye destek veren aşiretlerin önde gelen isimleri rol oynadı. Anlaşmanın sağlanmasının ardından İŞİD rehineleri sınıra kadar getirerek, MİT’e haber verdi. Ve rehineler, güvenlik birimleri tarafından teslim alınarak Türkiye’ye getirildi.

Örgüte teslim edilen üyeler arasında örgütün üst düzey yöneticilerinin de olduğu öğrenildi.

Konuyla ilgili batılı medya organlarında da haberler yayımlanmış, IŞİD’e teslim edilen militanların batılı ülkelerin vatandaşları oldukları yazılmıştı. Batı basınında çıkan bilgilere göre IŞİD’e verilen militanlar arasında Belçika, Fransa, ABD ve İngiltere uyruklu teröristler yer alıyordu.

Kaynağım Fransa’da yapılan saldırıyı organize eden ve eyleme dönüştürenlerin IŞİD’e teslim edilen o teröristlerden bazıları olduğunu iddia ediyor.

Hatırlanacağı gibi IŞİD takası gündeme geldiğinde ‘Erdoğan da ne verdiysek verdik, biz vatandaşlarımızı kurtardık mı ona bakın, diyor. Takas ile rehineleri kurtardık ama Türkiye’yi yaktık. Bu konu Türkiye’nin başını çok ağrıtacak’ yazmıştım.

Eğer kayanğımın iddiası doğruysa, yani Türkiye’nin IŞİD’e verdiği o teröristler Fransa saldırısıyla ilgiliyse bu çok vahim bir durumdur…

 

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...