AKP zihniyeti bir bataklığa saplandı ve çırpındıkça ve kurtulmak adına, sağa sola çamur atıp, bazen yalanlarla , bazen iftiralarla, bazende insanlıktan ve dinden nasibi almamış insanların yapacakları zulümleri yaparak, kurtulmaya çalışdıkça dahada batıyor bu çamura.

AKP’nin dip yaptığı en önemli konu hiç süphesiz dış politika. Özellikle Suriye politikasında kelimenin tam manasıyla çuvalladılar ve bu çuvallamanın bedelini milyonlarca insan, kimi canıyla , kimi malıyla, kimi yurdundan olarak ödedi ve ödemeye devam ediyor. Ve ne yazık ki bu bedel, ödenme devam edeceğe benziyor.

Stratejik çukurlarda dolaşırken, ülkeyi de bu çukura doğru sürükleyen AKP, koskoca bir imparatorluğun varisi ve şanlı bir tarihe sahip Türkiye Cumhuriyeti’ni , tarihinde hiç olmadığı kadar rezil ve acınak bir hale soktu.

Şuan yurtdışında Türkiye , ne yazık ki teröre destek veren ülke olarak biliniyor ve görülüyor. Hem de, dünyada belkide daha önce görülmemiş vahşete imza atan IŞİD gibi bir cani terör örgütüne destek veren , sahip çıkan ülke olarak görülüyor.

Bu kabiliyetsiz ve dünya gerçeklerinden uzak dışpolitika sayesinde, Türkiye’de aslında bir çok insanın maskeside zamanla düştü ve ne oldukları açık seçik ortaya çıktı.

Özellikle AKP ve Erdoğan’ın bazı konularda ısrarla gizlemeye çalıştıkları maskeleri , zaman içinde olan olaylarla bir bir düştüğüne şahit olduk.

Önce Kobani olayıyla Erdoğan’ın maskesi düştü.

Kürt halkı tarafından sevilen be sayılan Erdoğan , Kobani düştü “ diyerek ve bunu derken ümidinizi kesin tarzında dile getirerek , Kürt halkının adeta bir onur mücadelesi ve sembolü haline gelen Kobani’nin düşmesini istediği intibasını uyandırdı. Ve bu intibadan sonra, Kürt halkı ” acaba”  demeye başlayıp, Erdoğan’ın; özellikle çözüm süreci ve demokratikleşme söylemlerini sorgulamaya başladı.

Kobani olayıyla başlayan sorgulama, Erdoğan’ın “Kürt sorunu yoktur” çıkışından sonra, sorgulamadan inanmamaya döndü. Evet, Kürtler özellikle de mütedeyyin Kürtler, Erdoğan’ın bu çıkışları ve habire yaptığı zikzaklardan sonra Erdoğan’ın Kürt meselesini çözmeyi değil, bu meseleyi kullanarak Başkan olmayı hedeflediğinin fakına vardı.

Kobani düşmedi ama Erdoğan’ın Kürtler’in oylarını ve desteğini alma adına taktığı o maske düşmüş oldu.

Şimdi de bir başka düşme hadisesi yaşandı ülkede.

Bayırbucak Türkmenleri’nin yaşadığı Türkmen Dağı düştü diye haberler gelmeye başladı.

Bayırbucak Türkmenleri kamuoyunda , özellikle Adana’da durdurulan kamuoyunda MİT Tırları olarak bilinen ama aslında İŞİD tırları olan ve İŞİD’e silah taşıyan tırlar sonrasında duyuldu.

Evet Adana’da durdurulan 2 tır ağzına kadar silah doluydu. Savcı ve jandarma tarafından durdurulan tırlardan, kendisini MİT çalışanı olarak tanıtan kişiler çıkmış ve tırları aratmak istememişlerdi.

Askerin direnmesi sonunda arama yapılmış ve arama görüntüleri çekilmişti. Olayın ortaya çıkmasıyla hemen olay paralel savcılar, Bayırbucak Türkmenleri’ne giden insani yardım malzemelerini durdurdular denilerel kapatılmaya çalışıldı.

Olay ilk ortaya çıktığın da, AKP ve özellikle Davutoğlu , bu tırlarda insani yardım olduğunu söyledi. Hatta çocuk bezi ve mama olduğunuda söyleyenler oldu. Bu olay üzerinden Adana savcıları görevden alındı ve sonra operasyonu gerçekleştiren savcı ve askerler tutuklandı halen cezaevindeler.

Arzu Yıldız ve Fatih Yağmur’un haberleri ve Cumhuriyeti Gazetesi’nin ele geçirdiği arama görüntülerinden ortaya çıktı ki, tırlarda çocuk bezi ve insani yardım değil, ağzına kadar ilaçların altına gizlenmiş silah ve patlayıcılar vardı.

İşin daha da ilginci MİT bölge sorumlusuda bu tırlara sahip çıkmamış ve bu tırlardan haberdar olmadıklarını söyledi. Bundan daha ilginci ve vahim olanı ise , Bayırbucak Türkmenleri kendilerine yardım gelmediğini defalarca açıkladı.

2000 tane olduğu bilinen ve ağzına kadar silah yüklü olan ve İŞİD’e gittiği artık şüphe götürmez olan tırlar, göreceksiniz ilerde bu tırlara sahip çıkanların başlarına büyük dertler açacak. Ve bu tırları onca baskı ve tehdite rağmen durdurarak deşifre eden ve bugün cezaevinde olan savcılar, ülkeyi nasıl bir büyük beladan kurtardıklarını bu millet görecek. Ve birer kahraman olarak anılacaklar.

İşte bu İŞİD tırlarında silahların ortaya çıkmasından sonra Davutoğlu, meydanlarda inatla ve ısrarla, tırlarda yardım malzemesi olduğunu ve bunların Bayırbucak Türkmenleri’ne gittiğini savunmaya devam etti. Hatta yine klasik AKP refleksiyle inandırıcı olmak adına;

“Vallahide billahide bu tırlar Bayırbucak Türkmenleri’ne gidiyordu” dedi.

Bu günler de, Türkmen Dağı düştü haberlerinden sonra;

Bu olayda Rusya’ya ve Suriye’ye sesini çıkaramayan ve acizliğin diplerinde sürünen AKP , yine suçu paralele atmak isterken büyük bir itirafta bulundu.

Tırlarda silah olduğunu ve bu silahaların Bayırbucak Türkmenleri’ne gittiğini, bu tırları durduranların Türkmen Dağı’nın düşmesine sebeb olduklarını söylediler.

Önce bebek bezi, diyenler darda kalınca silah olduğunu itiraf ettiler.

Yani ,Türkmen Dağı düştü haberleri de, Davutoğlu’nun maskesini düşürdü ve artık tırlar da silah taşındığı, AKP ve taraftarları tarafından kabul edilmiş oldu.

 

MİT’in taşımacılığını yaptığı

Nerden geldiği belli olmayan ama nereye gitmediği belli olan vede İŞİD’e gittiği net olan o tırlarda silah taşınıyordu.

Yani koskoca Türkiye Cumhuriyeti, kafa kesen cani İŞİD’e silah yardımında bulunuyordu.

Düne kadar takılan maskeler teker teker düştü olan olaylarla.

Evet

Kobani düşmedi, Erdoğan’ın maskesi düştü

Türkmen Dağı düşmedi, Davutoğlu ve Erdoğan’ın maskeleri düştü.

 

Ha bu arada düşen maskelerin üstüne tuz biberide, AKP’nin çiceği burnunda vekili Tuğrul Türkeş ekti. Hemde maskesi düşen Davutoğlu’yla aynı kıvam ve söylemle.

 

Davutoğlu: Vallahide billahide o tırlar Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu.

Türkeş: Vallahide billahide o tırlar Bayırbucak Türkmenlerine gitmedi,

 

Yoruma gerek yok

AKP, bu kadar yalın ve yalan olarak karşınızda.