Artık şu anlaşıldı ki, bu ülke bir bedel ödeyerek, ancak üzerine bulaşan pisliklerden arınacak.

Toplum olarak paralarımızdan önce değerlerimizi çalmışlar.

Toplum olarak vicdanımızı ve ahlakımızı

Bazen paraya,

Bazen makama,

Bazen korkuya,

Bazen kadına satmışız ve İslamiyet şöyle dursun, insanlıktan bile çıkmışız çoğunluk olarak.

Yüzde 99 ‘u Müslüaman bilenen ülkede

İnsanların öldürülmesi….sıradan

Hırsızların çalması…..normal

Zalimin zulmetmesi….hak.

Mazlumların inlemesi….bir ninni

İnsanların mallarına çökülmesi….tabii olarak karşılanıyor ve ülke adeta bir dilsiz şeytanlar ülkesi haline dönmüş durumda.

Bırakın ses çıkarmayı;

Duymuyorlar,

Görmüyorlar,

Anlamak istemiyorlar.

Adeta ruhsuz bir ölmüş beden gibi, kendisine Müslümanım diyen kitleler.

Toplumdaki çürüme yozlaşma, bireylerde, ailede, toplumda, en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm insanlarda. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışıyla, yanı başında acılar içinde kıvranan , feryat eden insanların yanından geçiyor ve oralı bile olmuyor toplum.

 

Gözleri, görmek istediklerini görüyor,

Kulakları, duymak istediklerini duyuyor,

Her söylenen doğruya karşı, “amalı ” bir yanıt buluyor doğruyu saptırma adına.

Adeta Kur’an’daki ifadesiyle

“Onların kulakları var ama duymazlar”

“Onların gözleri var ama görmezler ” halini yaşıyor toplum.

 

Tarihte bu şekle dönen toplumlarda iki şey hep olagelmiştir.

1- Bu zulüm ve sapkınlık tavan yapınca, toplum helak edilmiştir yada büyük felaketler başlarına gelmiştir

2- Bu toplumu uyaran ve o toplum içinden çıkan topluluklar hep, içinde bulundukları toplumları terkedip hicret etmişlerdir.

 

Bugün olan bunca zulüm ve çirkefliklerde, bu toplumda bu iki olayın cereyan etmesine sebep olacak gibi görünüyor.

Bugün, toplumun her kesiminden olan insanları, yani, AKP’liler tarafından, adeta bir din haline getirilen AKP ideolojisine sahip olmayan, ve o din haline getirilen ideolojinin lideri olan Erdoğan’a biat etmeyenleri çok zor günler bekliyor ve o günler yaşanmaya başladı.

Özelde cemaate mensup olan ve cemaate sahip çıkanlar olmak üzere, bu despot ideolojiye sahip olmayan tüm kesimleri çok zor günler bekliyor. Daha 4 gün geçmesine rağmen yaşanan olaylar ile bunun işaretini almış olduk.

Bakın;

Kemalist kesimden Can Dündar, hapse atıldı.

Kürt kesimden Tahir Elçi, faili malum bir cinayetle katledildi.

Cemaate karşı nefret operasyonlarında, öğrencilerinin gözleri önünde öğretmenler gözaltına alındı ve tutuklandı.

IŞİD tırları bahane edilerek 3 komutan tutuklandı.

Evet bir kaç gün içinde yaşadığımız bu olaylar. AKP dinine biat etmeyenlerin, acımasız ve yeri geldiğinde katledilmeye kadar gidecek şekilde bir cezalandırmaya gidileceğini bize gösterdi. Ve bu zulüm ideolojik farklılıkları ayrım etmeksizin, tek doğru olarak kabul edilen , AKP ideolojisine karşı olan herkese yapılacak.

 

İşte böyle bir ortamda insanların yapabilecekleri bazı şeyleri kendimce sıralamak istiyorum.

1- Bir cebri Hicret dönemi başlıyor.İmkanı olan dostların yurtdışında kendilerine bir düzen kurma girişiminde bulunmalarını tavsiye ederim. Bu kaçma yada ülkeyi terketme değildir. Saddam rejimindeki Irak’tan, Humeyni Rejimindeki İran’dan, Kenan Evren rejimindeki Türkiye’den insanlar neden kaçıyorlarsa , bugün despot yönetimden kendilerini ve sevdiklerini koruma adına bunu yapmaları lazım.

Bu konuda mutlaka , tanıdıklarınıza danışın ve imkan dahilinde ve kişinin bulunduğu konum ve etkinliği ölçüsünde bunun yapılması lazım. Zira şuan ülkede, hukuk bilmez, gerektiğinde öldürecek kadar gözü dönmüş bir zihniyet hüküm sürüyor.

Bu, Mekke’de zulüm altındayken Habeşistan’a hicret eden Sahabi ve Medine’ye Hicret eden Peygamberin yaptığı eylemden hiç bir farkı yoktur. Zulmün olduğu yeri terketmedir.

2-Şimdiden iktisatlı yaşamaya alıştırmamız lazım kendimizi. Zira baskılar özellikle ekonomik olacaktır çoğu kişiye. “Su bile yok” anlayışıyla saldıran bu zalim zihniyetin ilk hedefleyecekleri şey, ekmek tekneniz ve çocuklarınızın rızkını kesmeye çalışmak olacaktır.

Bu nedenle, hem bir bereket vesilesi olan, hem de dinin bir hükmü olan, hem de insani bir güzel haslet olan iktisat konusunun ele alınması ve fuzuli gereksiz harcamalardan kaçınılması lazım. Bu şekilde yaşamaya arkadaşların kendilerini ve ailelerini hazırlaması lazım.

Az ile yetinme istiğna, israf etmeme, iktisat mevzularının hayatımıza bundan sonra girmesi lazım. Aslından her daim hayat şeklimiz olması gereken bu hususların, bu zalimlerin eliyle Allah’ın hayatımıza soktuğu güzellikler olduğu düşüncesiyle, bu şekil yaşamaya ailemizi ve kendimizi alıştırmamız lazım. Zira zalimler size hem suyu , hemde bir lokmayı kesmeye niyetli ve bu kadar gaddarca saldırıyorlar.

3- Bu süreçte boş tartışmalar ve kalp kırmaları bırakarak, ilişkilerimizi en azından korumaya çalışmalıyız. Artık nasihatle veya vicdanlara hitap etmekle insanların hakikati göreceklerine , hele ki AKP tabanının görebileceğine inanmıyorum. Bu nedenle, bugüne kadar 100 defa konuşulmuş ve hep sonunda tatsızlık olmuş konularda insanlarla, hele ki yakın olduğunuz insanlarla tartışmalara girilmemeli.

Biliyorum bu fitne, bazı ailelerde karı-kocayı, evlat-babayı, kardeş-kardeşi karşı karşıya getirdi. Bazı ailelerde ciddi olaylara ve düşmanlıklara sebebiyet verdi. Bundan sonra arkadaşlara tavsiyem, var olan durumu muhafaza adına, tartışmalar girilmesin ve en azından var olan hal korunsun.

Zor günler bekliyor bizleri ve ülkeyi.

Ama asla unutulmamalıdır ki;

Yarının sahibi Allah’tır. O, ol der olur herşey.

Bazen tek bir olay yıkar zalimlerin saltanatlarını.

Bazen tek bir taş devirir koskoca Calutları.

Bazen küçücük bir sivrisinek devirir Nemrutları.

Bazen bir avuç çamur öldürür Firavunları.

 

Bu nedenle,

Rabbe teslimiyet

Sefere niyet

Sebeplere riayet ile

Durmak yok, yola devam.

Bu işin sonu ne olur ?

Allah çözecek bu işi, o nasıl çözecek bilemiyorum. Ama bildiğim bişey var, oda, bu işi halk değil Hak çözecek.