AKP yıllarca İsrail’e karşı sert söylemlerle , tabanını bir arada tuttu ve üzerinden prim yaptı. Buna karşı, AKP’nin zor duruma düştüğü her durumda, İsrail adeta hayat öpücüğü mahiyetinde Gazze’ye saldırdı ve Türkiye’deki gündemi bir anda değiştirerek, AKP’yi hep bu zor halinden kurtardı.
Gazze’ye yapılan saldırıların tarihlerine bir bakın, ya seçim öncesidir, yada AKP’nin zor durumda olduğu bir gündemin olduğu zamanlardır. Zira AKP’nin en büyük hamisi ve kurtarıcısı hep İsrail olmuştur.
Sosyolojide, insanları ve fikirleri parlatmanın ve yükseltip bir yerlere getirip orda tutmanın değişik yol ve yöntemleri vardır.
Bazen, överek ve reklamını yaparak parlatırsınız ve bir yerlere getirirsiniz. Bazen de, şahıslara ve fikirlere söverek ve tehlikeli diyerek, o fikirlerin ve şahısların başkaları tarafından korunmasına ve parlatılmasını sağlarsınız.
İsrail, en rahat olduğu ve önceden kazanamadığı kazanımlara ulaştığı AKP iktidarı ve Siyasal İslamcı düşüncenin başta olduğu Türkiye’de, AKP ‘yi iktidarda tutma ve parlatma adına, hep ikinci yolu uyguladı. Zira İsrail ile yan yana bir görüntü verecek olan AKP , asla Türkiye’de ve İslam aleminde bir yerlere gelemez ve iktidar da kalamazdı.
Bunu çok iyi bilen İsrail, hep AKP ile karşı karşıya gelme ve AKP’nin kendisine sert söylemlerde bulunması adına Gazze kartını oynadı. Gazze’ye sudan bahanelerle saldırılar ile AKP’nin kendisine saldırmasını sağladı. AKP, İsrail’e saldırdıkça, İsrail’e bişey olmazken, İsrail’in yolunu açan, Türkiye’deki AKP iktidarı ayakta kaldı. Bununla birlikte kendisine tehlike olarak gördüğü kesimlerde uyutuldu AKP eliyle.
Bunu yaparken, hem siyasal islamcıların bu omurgasız ve kullanılabilir halinden faydalandı, hem de kensine tehdit olarak gördüğü kesimler, siyasal islamcıların hedefi haline getirildi. İsrail, Siyasal islamcılara, kendisine tehdit olarak gördüğü kesimleri yok etme ve çatışma görevini verdi, burda siyasal İslamcı zihniyetin önüne hep birileri İsrail dostu ve İsrail ajanı ajanı olarak sunuldu. Ve siyasal İslamcılar ve AKP, israilie ve israiliin uşaklarına saldırıyoruz inancıyla kandırılarak uyutuldu.
İsrail aynı yöntemi, Hakan Fidan’ın MİT müsteşarı olduğu zamanda da uyguladı. İlk defa İsrail, seçilen bir MİT müsteşarına, açıkça saldırıdı ve İran ajanı olmakla suçladı. Böylece Hakan Fidan’ın , Türkiye’de siyasal islamcıların koruma kalkanı altına almasını sağladı. O günden sonra , Fidan’a yapılan en ufak eleştiri ve tenkitte, insanlar bu eleştiriyi yapanların İsrail’in uşağı ve İsrail adına yaptıklarına inandırıldı.
“One minute” çıkışıda, hem İslam aleminde, hem de Türkiye’de, Erdoğan’ın İsrail’e vurarak parlatıldığı bir operasyondu. Erdoğan özellikle İsrail’e saldırtılarak, İslam Alemi’nde parlayan bir lider haline getirildi. Zira İslam Alemi’nde, İsrail’e bu derece açıktan karşı çıkan ve bunu bu derece üst perdeden dillendiren bir lider çıkmamıştı. İşte, İslam Alem’inde, Israil’in kontrolünde ama, İsrail düşmanlığı ile prim yapacak bir lider ihtiyacıda, bu şekilde giderilmiş oldu.
Erdoğan, dünyada israile özür dileten bir İslami lider olarak promot edilirken, perde arkasında İsrail’in yıllarca uğraşmasına rağmen edemediği haklarını Erdoğan eliyle kazanılması sağlandı. Bunun karşılığı olarakta, Erdoğan ve AKP iktidarı ne zaman zor durumda olsa, hemen İsrail bir Gazze saldırısına başladı ve bu yara kanatılarak, AKP’nin ve Erdoğan’ın İsrail’e saldırarak, hem islam Alemi’nde hem Türkiye’de rahatlaması ve iktidarına devam etmesi sağlandı.
Bakın, Erdoğanın geçmişte İsrail hakkında açıklamalarından bir kaç örnek.
Başbakan Erdoğan, CNN’e konuştu: İsrail barışa yaklaşmıyor ve ölüm kusuyor. İsrail bir terör devletidir. Dünya suskun, ama biz sessiz kalmayacağız.
(26.7.2014 ,Sabah Gazetesi)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’ye saldıran İsrail’i terör devleti olmakla suçladı. Dünyanın Gazze’de yaşananlara duyarsız kalmasını eleştiren Erdoğan, “Görüştüğümüz liderlerin yaklaşımı çok enteresan. ‘İsrail savunma hakkını kullanıyor’ diyor. Bu nasıl adalettir? Bu nasıl adil bir yaklaşımdır? Bunu bu şekilde ifade edebilmek mümkün mü?” diye konuştu.
(19 Kasım 2012, Zaman Gazetesi)
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Terör devleti İsrail, terör estiriyor. Açıyorum ellerimi, diyorum ki; Zalimler için yaşasın cehennem” dedi.
(26 Temmuz 2014,Hürriyet)
Tüm bunları söyleyen Erdoğan ve AKP, Rusya ile karşı karşıya gelmenin ardından, hemen İsrail ile ilişkilerin düzeltilebileceğini söylemeye başladı. Erdoğan’ın ve AKP’nin özellikle iç siyasette çokça kullandığı Mavi Marmara olayında öne sürdüğü şartların çoğu yerine gelmeden anlaşmaya varması ve en son olarakta, bu gün AKP adına açıklamalarda bulunan Ömer Çelik’in “Kuşkusuz İsrail Devleti ve halkı Türkiye’nin dostudur. Şimdiye kadarki eleştirilerimiz İsrail hükümetinin aşırı davranışlarına, meşru görmediğimiz davranışlarınadır” demesi ile, AKP’nin nasıl çark ettiğini ve iktadarda kalabilme adına nasıl her yolu mübah ve normal gördüklerini , bir kere daha görmüş olduk.
Ne İsrail düşmanıyım ne de bir herhangi bir dinin mensuplarına düşmanca duygularım var. İnsanların ne dinleriyle, nede vatandaşı oldukları ülkeye karşı bir husumetim var olamazda. Benim itirazım, bir dinin mensuplarının veya ülkenin düşman olarak lanse edilerek, insanların düşmanlıklar üzerinden kutuplaştırılarak prim yapılması. Ve bunu AKP sonuna kadar yaptı, yapıyor ve bundan sonrada yapmaya devam edeceğe benziyor.
Bundan sonra ne olur diyecek olursanız.
Yakında İsrail yine Gazze’ye bir bahane ile saldırıabilir ve Erdoğan ve AKP nin tabanında oluşan, İsrail ile yakınlaşma ve Mavi Marmara konusundaki kızgınlıkları giderilmeye çalışılır. Veya geçen gün haber sitelerine düşen, Erdoğan’ın, yılan hikayesine dönen ve bir türlü yapamadığı Gazze ziyareti İsrail’in desteğiyle gerçekleştirilir. Ve bu ziyaretle, para ve doğal gaz karşılığında ortada bıraktığı Gazze halkı ve Türkiye’deki taban yine bir arada tutulmaya çalışılır.
Cübbeli Ahmet Hoca tarzındaki insanlar havuz kanallarına daha çok çıkarılarak İsrail’e saldırtılır ve halkın gazı alınmaya çalışılır bu kişiler üzerinden.
Halk yer mi peki bunu ?
İnşallah yemez ve görür diye ümit ediyorum.