Bu süreçte cemaat 3 yıldır dayak yiyor görünsede, Allah (cc) cemaate büyük bir ihsanda bulunuyor. Bu süreç cemaatin bağımsızlaşmasına, yerel ve evrensel anlamda kabul görmesine yol açıyor.

Avrupa’da cemaat bu süreçten önce AKP’nin bir uzantısı, bir ortağı olarak görülüyordu. Yani şu anda AKP’nin Avrupa uzantısı olan UETD (Avrupalı Türk Demokratlar) ile cemaatin arasında bir farkı yok gibi görünüyordu. Hatta Avrupalıların gözünde cemaat daha kötü durumdaydı. Cemaat her işini gizli yapan, ama bunu itiraf etmeyen bir yapı olarak biliniyordu.

Eğer cemaat bu ağır süreci yaşamıyor olsaydı muhtemelen maddi olarak hiçbir sıkıntı yaşamazdı, belki müesseselerinin sayısını arttırırdı, belki de gazeteleri 1 milyondan fazla tirajlara sahip olurdu, fakat Avrupa’da ve dünyada itibarı tamamen sıfırlanırdı.

Bu süreçle beraber cemaat evrenselleşme yoluna girdi. Fakat bu evrenselleşmenin belirli şartları var.
Evrenselleşmek için herhangi siyasi organizasyon ve siyasi partinin uzantısı olmamak gerekiyor. Tamamen bağımsız olması zaruri. Cemaatin bağımsızlığına sahip olması hiç bir değer ile kıyaslanamaz. Bu bağımsızlık dünyada bir çok ülkenin kapısını açan sihirli bir anahtar gibi. Cemaat, AKP ve Erdoğan tarafından “kovulmamış” olsaydı onlardan kopamaz ve Avrupa’da ve dünyada bugünkü gördüğü kabulü göremezdi.

Evrenselleşmenin bir diğer şartı da samimiyet. Ya olduğu gibi görünmeli, ya da göründüğü gibi olmalı. Düne kadar cemaat, okullarını ve müesseselerini Avrupalılar için yaptığını söylese de Avrupalılar (cemaati devamlı AKP ile dirsek temasında bulunduğunu gördüğünden) buna şüphe ile bakıyorlardı. Bu zorlu süreç cemaate bu inanırlığı kazandırdı. Bu konuda samimi olduğunu ortaya koydu. Zaten bu süreç olmamış olsaydı gizli ajandasının bulunmadığını anlatamazdı, Avrupalılara bunu inandıramazdı.
Şu anda Türkiye’nin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), bürokratları, Başbakanı, Cumhurbaşkanı bütün gücüyle Avrupa’daki okulları kapattırmaya çalışıyor. Ve Avrupalılar bugün buna bizzat engel oluyor. Necaşi’nin eline düşmüş Sahabeler misali, Avrupalılar Türkiye’ye rağmen cemaat kurumlarının yaşamasını ve faaliyet göstermeye devam etmesini sağlıyor.

Bir diğeri ve aynı anda en zor olan, zihnen bulunduğun ülkeye ait olma şartı. İçiyle dışıyla bir olunduğu vakit Avrupalılar cemaate güvenecekler. Öz kimliğini ve kültürünü kaybetmeden bulunduğu ülkeye ait olunduğu vakit önyargılar kırılacak, engeller aşılacak ve daha fazla hizmet etme imkanı bulunacaktır.

Kimi zaman şikayet etsek de, şer görünen bu süreçte çok büyük hayırların var olduğu ortada.