Biliyorum ömürlerini “Diyanet kaldırılsın” diye siyaset yaparak tüketen AKP’liler bu başlığa çok kızacak. Ama Diyanet İşleri Başkanlığının bürokratik kurum olarak hiç bir kutsal değeri yoktur. Devlet Su İşleri ile Diyanet İşleri arasında bürokratik konum itibariyle hiç bir fark yoktur.

Ancak Diyanet AKP’nin iktidarı döneminde, özellikle son yıllarda devletin resmi fetva merkezi gibi işler görmeye başladığından, devlet adamlarının yaptıkları hukuksuzluk ve yolsuzlukları din kisvesi altında kapatmaya çalışan bir kuruma dönüştüğünden ahliyle dikkat çekmeye başladı.

Hatırlayın Diyanet’in bu ülkede dikkat çektiği üç dönem vardır. 12 Eylül’de Evren’in darbesinin aracısı olmuştur. 28 Şubat’da devletin resmi görüşünü savunan bir kurum. Şimdi de neo-28 Şubat sürecini yaşarken Diyanet devletin yolsuzluk ve hukuksuzluklarının üstüne din kisvesi sermektedir.

Diyanet tüm bu dönemlerde dini bir afyon gibi kullanıp, devletin siyasi çıkarları için kullanmaktan çekinmemiştir.

Şunu açıkça belirtelim, bu ülkden Diyanet’in görevi dini sekülerleştirmektir. Verdiği tüm fetvalarda bunun izleri görülür.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvalarını geçtim farz olan Cuma hutbeleri bile siyasal içerikler taşır. Hatırlayın 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından sonra Diyanet’in Cuma namazlarında okuttuğu merkezden yazılan hubelerin bir çoğu iktidarın yolsuzuluğunu örtmeye yönelik siyasi mesajlarla doluydu. Bir yıl içinde Diyanet’in hubelerinden hiç birinde hırsızlığa ilişkin bir atıfın olmaması medyanın bile dikkatini çekmişti.

Allahın indirdiği dini siyasetçilerin emrine vermek bir sapkınlık mıdır?

Yine hatırlayın Diyanet İşleri Başkanı 1 Milyonluk araç almıştı. Konu medyada patlayınca Diyanet İşleri yaptığı açıklamada yalan söyleyerek aracın fiyatının 300 bin TL olduğunu iddia etmişti. Ancak ortaya çıkan belgeler Diyanet İşleri Başkanı’nı yalanlamıştı.

Şimdi soralım, İslam’a göre yalan söylemek sapkınlık mıdır?

En son Alevilerle ilgili verdiği fetva ile gündeme gelen Diyanet şimdi ensest fetvasıyla eleştirilerin odağında. Yine yalana sarılarak verdikleri fetvaları yalanlamaya çalışıyorlar. Eğer haber yalansa fetva sitenizi neden kapattınız?

Soralım, dinimiz İslam’a göre enset ilişkiyi ima edecek o fetvayı verenler sapkın mıdır? Bu sapkınlığa izin verip göz yumanların koltuklarını korumak için üst üste yalan söylemeleri sapkınlık mıdır?

Bu soruları Diyanet’e sormuyorum çünkü onları Allah’ın kitabı ve peygamberin sünnetine göre değil, iktidarın talebine göre cevap veriyor. Bu soruları vicdanlarınza soruyorum. Her vicdan doğruyu bulacak kapasitededir. Diyanetçilerin vicdanı bile…

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...