Dün akşam Bülent Arınc’ın katıldığı televizyon programında sarf ettiği sözler büyük yankı uyandırdı. Özellikle Dolmabahçe görüşmelerinin Erdoğan’ın haberi vardı açıklaması ile bu konuda Erdoğan’ı yalancı çıkarttı. Fakat yandaş gazeteciler için kullandığı Troliçe ifadesi sosyal medyada çok ses getirdi.
Havuz yazarlarından tepkiler gecikmedi. Troliçe ifadelerini üstüne alınan hemen Arınc’a cevap vermeye çalıştı. Açıkça belirtmem gerekirse Arınc’ın sözlerine zerre kadar kıymet vermiyorum. Ne uydurma paralel davaları için sarf ettiği sözlere ne de diğerlerine. Sadece birbirlerine düşmelerini ibretle izliyorum. Hüseyin Çelik’ten sonra Arınc’ın konuşması ile AKP içinde ki bir kliğin harekete geçtiği belli. Açıklamaları o bağlamda değerlendirebiliriz. Muhtemelen bu tartışmalar dozunu arttırarak devam edecektir.
Fakat kaçırdığımız bir nokta oldu. Yine Cuma günü ABD Başkan yardımcısı Joe Biden çok önemli bir açıklamada bulundu. Erdoğan için sarf ettiği sözlerde “Erdoğan’la muhtemelen çok fazla vakit harcadım, ama sonunda dünyanın kaç bucak olduğunu gördü. Kişisel çıkarlar nedeniyle işler değişiyor.” Dedi.
Bence Biden’in bu açıklamaları Arınç’tan çok daha önemliydi ama nedense haber sitelerinin manşetleri haricinde kendisine bir tartışma platformu bulamadı. Bu arada “Dünya’nın kaç bucak olduğunu gördü” bir tür deyim olduğu için bu şekilde çevrilmiş. “Hanya’yı Konya’yı gördü” deyimine benzer bir ifade.
Cuma günü yapılan açıklamalar sadece Arınç ve Biden ile sınırlı değildi. Biden’in, İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon konuşmasından sonra da bir açıklaması vardı. “Türkiye-İsrail ilişkilerinin ilerletilmesi çabalarının yanı sıra Doğu Akdeniz’deki enerji işbirliğinin geliştirilmesi ele alındı” denildi.
Yine Cuma günü Kıbrıs Rum Kesimi Hükümetinden bir yetkilinin “ Ada’da iki ülke arasında ki görüşmelerde oldukça ilerlenme sağlandı 2016 yılı içinde iki ülkenin birleşmesini umuyoruz.” Açıklaması geldi.
Gördüğünüz gibi Cuma günü farklı kesimlerden çok önemli açıklamalar geldi. Ancak Bülent Arınc’ın “ Troliçe” ifadelerine takılmamamız gerekir. Çünkü yukarıda ki açıklamalar artık bazı dengelerin değiştiğini ve pek çok şeyin yeniden yapılandırıldığını gösteriyor. Kangren haline dönen Kıbrıs meselesinin, Rum yetkililer tarafından çözüme kavuşturulacağı açıklaması bile başlı başına bir devrim niteliğinde.
Doğu Akdeniz’de çok önemli Doğal gaz havzalarının bulunmasından sonra gerek ülkeler arası ilişkilerde gerekse enerji sahasında taşların yerinden oynayacağı daha öncesinde konuşulmuştu. İşte hem bu açıklamalar hem de Suriye üzerinden yürütülmeye çalışılan politikalar hep bu gelişmelerin birer göstergesi konumunda.
Yine Biden’in açıklamalarına dönecek olursak her bir cümlesi ayrı bir mana taşıyor. Mesela “Erdoğan’la muhtemelen çok fazla vakit harcadım, ama sonunda dünyanın kaç bucak olduğunu gördü.” Cümlesi bile her türlü yoruma açık. İster buna “Erdoğan’a kendisine çeki düzen vermesi için uyardı”, diye açıklayın isterseniz “Artık yolun sonu” diye.
“Kişisel çıkarlar nedeniyle işler değişiyor” cümlesi içinde ne mana gizli olduğunu anlamak için Davutoğlu’na bakmamız yeterli. Davutoğlu’nun Davos zirvesinden sonra bazı temaslarının hız kazandığını söylemek mümkün. Davos’un ardından gerçekleşen İstanbul zirvesi ve hemen arkasından Suudi Arabistan seyahati bu açıdan da önemli. Bundan sonra gelecek olan açıklamalarla Biden’in bahsettiği işlerin neler olduğunu öğrenebiliriz.
Eğer bir şeylerin değiştiğini gerçekten anlamak istiyorsak sadece Bülent Arınc’ın “Troliçe” laflarına takılmamamız gerekiyor. Ancak maalesef kamuoyunda bu sözler kendine daha çok yer buldu.
Tıpkı büyük Üstat rahmetli Necip Fazıl’ın bir konferansında çok önemli güncel meseleleri anlattığında salondan hiçbir tepki gelmemesi gibi. Necip Fazıl bu tepkisizlik karşısında bir müddet susmuş, sonra özellikle İnönü için kullanılan “Kulak” ifadesi ile beraber İnönü’yü eleştirince salondan alkış tufanları kopmuştu.
Necip Fazıl’ın anlattıkları çok önemli meselelerdi ancak insanlar sadece duymak istediklerini duyunca tepki veriyorlar. Troliçe de buna benzer bir durum oldu.