Erdoğan’ın üstü mü çizildi.?

Bülent Arınç’ın çıkışı ve sonrasında yaşananları, sade tek kişinin görüşü, heleki ütme konusunda mahir bir kişinin bir çıkışı olarak değerlendirmek yanlış olur.

Bunun böyle olmadığı, gelen tepkilere rağmen Arıç’ın 6 sayfalık detaylı bir açıklama ile cevap vermesinden ve Hüseyin Çelik ve Sadullah Ergin gibi, AKP’nin önemli isimlerinin, Arınç’a destek vermesinden anlıyoruz.

İlk gün yazmıştım yine yazayım, Arınç bu açıklamalarını hem zamanlama, hem de içerik olarak çok özenle ve bir plana göre yapmıştır. AKP içerisinde var olan Davutoğlu-Erdoğan kavgasının ilanıdır bu açıklama.

Bu kavganın ilan edildiği yerin Doğan Gurubu’nun, CNN Türk televizyonunun olmasıda dikkat çekicidir.

Bunun ilan edilmesi için şartların oluştuğuna ve bu başlayacak kavgada, arkalarına aldıkları mercilerden tam olarak emin olduklarını anlıyoruz.

Zira böyle bir kavgaya girişmek için

1- Konjektürün uygun olması.

2- Destek verecek güçlerin olması.

3- Kadroların ve eylem planının hazır olması gerekir.

Bunlardan emin olunduğu için, böyle bir kavganın ve mücadelenin Arınç vasıtasıyla ilanı yapılmış oldu.

Burda soru şu, Erdoğan’ın üstü neden çizildi.?

Zira dışardan bakıldığında, her denileni yapan ve yapması konusunda  bir çok çevreye koz veren biri var karşımızda.

Her ülkenin dinlediği, tüm kirli işlerinden haberdar olunduğu, bunların delilllerinin bu mecraların ellerinde olduğunu biliyoruz.

Kullanılmaya bu kadar müsait olan Erdoğan, neden kullanılmaya devam edilmedi de, oyuncu değişikliğine gidilme ihtiyacı hissedildi.

Bunun çokça sebebi olabilir. Ama bu sebepler, hem Türkiye’de hemde dünyada oluşan olayların sonucunda oluşmuştur, bu unutulmamalı.

Dünyanın köy haline geldiği günümüzde, Türkiye gibi jeopolitik olarak çok önemli bir yere sahip olan ülkenin yönetim kadrosu ve kararları dünyanın büyük karar merkezlerinin yakın takibinde.

Ve buna müdahale ediyorlar.

Yani kısacası Türkiye’de oyuncu değişikliğine gidiliyor. Erdoğan oyun dışına alınıyor dün oyuna kaptan olarak sokanlar tarafından.

Erdoğan’ın üstünün çizildiğini ilk ilan eden Abdurrahman Dilipak’tır.

Kaset olaylarını ve “gayri meşur çocukları var bunların çoğunun” diyerek işareti verdi. Dilipak’ın kankası ve aynı modeli olan Perinçek ilk topa girmeye çalıştı ama ters teper dyerek bu golü, İslamcıların sahasında olan mahalleden biri Dilipak’a yaptırdılar.

Sonra Hüseyin Çelik, PKK konusunda hükümetin yanlış yaptığını ve PKK’ya doğuda göz yumduğunu söyleyerek başka bir hucum başlattı.

Savaşın ilanı ve bombayı patlatan ise, hala AKP tabanında etkili olan Bülent Arınç oldu.

Bu gün Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik ve Suat Kılıç Arınç’a destek verdiler. Bu devam edecektir.

Ama asıl Erdoğan’ın kalesine büyük golü atacak olan Fidan ve ekibi olacaktır diye düşünüyorum. Sır küpü ve her yapılanı kayıt altına almasıyla meşhur, İran ajanı olduğu, devletin resmi istihbarat birimlerince onaylanmış olan Fidan, yakında sır küpünden sızdırmaya başlayacaktır.

Havuzda da ilerleyen günlerde ayrışmalar ve Davutoğlu-Erdoğan kamplaşması ve ayrımı başlayabilir. Havuz kalemşörlerinin şimdilerde tarafını belli etme ve hangi ata oynamalı düşüncelerinde olduğunu zannediyorum.

Havuzda “kripto paralelci” patlaması yaşanabilir. Herkesin birbirini kripto ve davaya ihanet eden hain olarak ilan etme furyası yakındır.

Havuz medyası, Reisçiler ve Hocacılar olarak bir bölünmeye gidebilir.

Bu kavga çok ahlaksızca ve çok fazla pisliğin ortaya saçılacağı bir kavga olacaktır. Bunun böyle olacağını daha ilk gelen verilerden anlayabiliyoruz.

Yakında dosyalar, tehditler, yolsuzluk haberleri ve belkide Erdoğan’ın en fazla tehdit unsuru olarak kullandığı kaset olayları patlayabilir, bunun işaretini de Dilipak vermişti zaten.

Dediğim gibi kavga çok seviyesizce ve sert olacak.

 

Erdoğan son gücüyle buna karşı koymaya çalışacaktır ama, kendisini kurtarma adına yaptığı ortaklıkların hepsi, aslında sonunu hazırlayan insanlarla yapılmış olması bunda çok şansının olmadığı kanaatine vardırıyor beni.

Zira ortakları;

Ergenekon, İran ve Öcalan idi bu süreçte. Ve bunların tümü ortaklıktan beklediklerini ya aldılar, yada alamayacaklarını gördükleri için ortaklığı bitirmeye hazırlanıyorlar.

Kendi eliyle kendi mezarını kazdırdılar, şimdi mezara iteklemek için gün sayıyorlar.

Ve zannediyorum ki, mezara itecek el, en yakınındaki ve en güvendiği isimlerin elleri olacak.

 

 

FUAT BARAN