Diyarbakir'in Sur ilcesinin yarisini kapsayan alandaki 6 mahallede 2 Aralik'tan beri uygulanan sokaga cikma yasagi diger yarasini da kapsayacak sekilde genisletilince buyuk bir goc yasandi. Ilcede ikamet eden on binlerce vatandas goc etmeye basladi.

AKP’nin büyütüp palazalandırarak şehirlere soktuğu PKK ile yoğun çatışmalar devam ediyor. Özellikle Hükümetin emriyle polise ve asker 2012-2015 arasında PKK’ya dokunamadı. PKK’ya operasyon yapmayı bırakın, PKK’ya neden operasyon yapmıyorsunuz diye soran gazetecilere bile soruşturmalar açıldı. İşte bu ortamda büyütülen PKK şimdi şehirlerde kontrolü ele almış durumda.

Askere verilen yeni görev şehirlerin kanalizasyon deliklerine kadar sızan PKK’yı şehirlerden söküş atmak. Asker ve polis elinden geleni yapıyor ancak arkası arkasına şehitler vermek zorunda. Ayrıca yarın AKP’nin dönüp bugün operasyon yapan askerleri PKK’ya satmayacağının garantisi de yok. Güvenlik personeli içinde bu tutum sıklıkla tartışılan konulardan biri.

Bu durum bölgede görev yapan bazı askerlerin daha fazla şehit verilebilecek riskli operasyonlardan imtina ettiği iddia ediliyor. Diyarbakır’dan gelen son iddiaya göre Diyarbakır Sur’da operasyona gitmesi emredilen Tabur Komutanı, Kurmay Yarbay operasyonun çok riskli olduğnu, bu operasyonda çok sayıda şehit verilecğeini belirterek operasyona karşı çıkıp istifa etmek istediği iddia ediliyor. Tabur komutanının yardımcısı Binbaşı’nın da aynı tutumu sergilemesi üzerine her iki komutanın da Kayseri’ye ana üstlerine çekildiği iddia ediliyor.

 

Operasyonların başlamasından itibaren özellikle AKP’nin yarın askerleri satacağını düşünen bir çok sözleşmeli uzaman çavuşun sözleşme uzatmadığı iddialar arasında. İddialara göre bölgede çatışmalarda görev alan sözleşmeli uzman çavuşlardan 300’den fazlası sözleşme uzatmayarak ordudan ayrıldı.
Güvenlik analistlerinin temel görüşü şu: Asker ve polis çatışmalara girmekten çekinmiyor. Ancak Erdoğan’ın “PKK ile çözüm süreci yok” demesine karşı Davutoğlu’nun “çözüm süreci başlatma” girişimi güvenlik birimlerinde kafa karışıklığına neden olmuş durumda. Ortak kanaat AKP’nin sözüne güvenilmez yarın bunlar bizi yine PKK  ve  Öcalan’a satat şeklinde. Bu görüşün giderek yaygınlaştığı iddia ediliyor. Son istifalarda da bu görüşün hakim olduğu belirtiliyor…
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...