Selam Tevhit terör örgütünü soruşturdukları için tutuklanan polislerin yargılandığı davada 3 asker ile 7 polis tahliye oldu. Mahkeme, avukatların reddi hakim taleplerini reddetti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen davada ara karar açıklandı. Duruşma savcısı Ali Kaya, 26 tutuklu askerden 22’sinin tutuklu bulundukları süre, suç vasfının değişme ihtimali ve mükerrer yargılama sebebiyle tahliyesini istemişti. MİT TIR’larının durdurulması ile ilgili askerler, Adana’da devam eden yargılamada da sanık olarak bulunuyor. Bu sebeple aynı suçlamalarla alakalı iki ayrı yargılama olamayacağı için tahliye istendiği belirtilmişti. Mahkeme, verdiği ara kararında savcının talebini değerlendirdi. 3 asker ile 7 polisin tahliye edilmesine karar verildi.

Tahliye olan isimler ise şöyle: Ankara İl Jandarma İstihbarat Komutanı Yarbay Erdal Turna, Jandarma Üsteğmen Mesut Çelik, Astsubay Halil Alp, Terörle Mücadelede görevli eski Emniyet Müdürü Serdar Bayraktutan, komiser Serhat Taner Doğan, polisler Bekir Enes Arı, Murat Çobanoğlu, Yusuf Yolcu, Mücahit Gökoğlu, Aytekin Koçak. Tahliye olan sanıklara adli kontrol tedbirleri uygulanmak suretiyle yurt dışı çıkış yasağı getirildi.

Mahkeme, ara kararında bir kısım sanıklar müdafilerince hakimin ve heyetin reddine yönelik talebi reddetti. Ancak, dava dosyası ret talebinin değerlendirilmesi için İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek. Tutuklu emniyet mensupları için kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği belirtilen kararda, istenen cezaların yüksek olması nedeniyle sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi.

“BASINDA ÇIKAN HABERLER, SİYASİLERİN AÇIKLAMALARI KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİNİN VARLIĞINA İŞARET”

Mahkeme, silah yüklü TIR’ların durdurulması nedeniyle tutuklu bulunan jandarma personeli için ise, duruşma savcısının suç vasfının değişebileceği yorumu ve tahliye talebinin aksine, kuvvetli suç şüphesinin devam ettiğini ileri sürdü. Kararda “jandarmayla ilgili savunmalar, sanıkların düzenlediği raporlar, basında çıkan haberler ve siyasilerin açıklamalarının kuvvetli suç şüphesinin varlığına işaret ettiği” belirtildi. Mahkeme, duruşmayı Mart ayına erteledi.

‘Selam-torba’ davasında heyeti susturan soru: Dosya önünüzde hakim bey, kaç kişi dinlenilmiş?

Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı gibi aydın cinayetlerinden sorumlu Selam Tevhit terör örgütüne soruşturma yapan polislerin yargılandığı davanın ikinci duruşmasına avukatların hakim heyetine yönelttiği sorular damgasını vurdu.

Avukat İrfan Sönmez: 12 Eylül’de idamla yargılandım, böyle adaletsizlik görmedim

Polis Serdar Bayraktutan’ın avukatı İrfan Sönmez: Müvekkilim 100 küsur kişiyi dağa çıkaran PKK’lıyı yakalıyor. MİT ‘Bu benim elemanım’ diyerek alıyor. Bunu sorgulayamayacak mıyız? Müvekkilim Serdar Bayraktutan dosyada hiç çalışmadı, burada ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor. Ülkücü davada 10 yıl hapis yattım. İdamla yargılandım. Ama vallahi de billahi de 12 Eylül de 28 Şubat da daha adildi.

Serdar Bayraktutan: Bir gün bile çalışmadığım dosyada tutukluyum

Avukatın ardından söz alan Serdar Bayraktutan şunları söyledi: 17 sene İstanbul Terör’de çalıştım. Hep sol büroda çalıştım. Bir gün bile çalışmadığım dosyada tutukluyum.

Çobanoğlu: 5 imzanın sahipleri değil, paraf atan ben tutukluyum

Emniyet Müdürü Onur Çobanoğlu’nun ifadesi ise şöyle oldu: Tek bir evrağa paraf attım. Aynı evrakta 5 imza var. Bir tek ben beş aydır tutukluyum.

Avukat Ömer Turanlı’nın sorusuna mahkeme heyeti cevap veremedi

Avukat Ömer Turanlı’nın, “Bu dosyada binlerce kişi dinlenilmiş gibi algı oluşturuldu. Dosya önünüzde hakim bey. Kaç kişi dinlenilmiş?” sorusuna  mahkeme heyetine cevap veremedi.

Turanlı’nin bir diğer sorusu, “Bu dosyada 50’den fazla (soruşturma deşifre edilince yurt dışına kaçan) İran ajanı vardı. Hani nerede avukatları bu davada?” oldu.

REDDİ HAKİM GEREKÇELERİNİ ANLATTILAR

Yurt Atayün’ün aralarında bulunduğu sanıkların avukatı Mehmet Sami Selçuk, “Reddi hakim gerekçelerimi anlatırken dün sözüm kesilmiştir. Yaşanan tartışma nedeniyle beyanlarıma devam etmek istiyorum. Ayrıca duruşma inzibatını bozan şahısla ilgili mahkemenizin işlem yapmasını talep ediyorum” dedi. Bu sırada müşteki avukatlarıyla, sanık avukatlarından Ömer Turanlı arasında dünkü tartışma nedeniyle atışma yaşandı. Mahkeme Başkanı’nın uyarısı üzerine taraflar sakinleşti.

ASKERLERİN AVUKATLARI TAHLİYE TALEP ETTİ

Asker sanıklar Baycan Görücü, Vedat Sadak ve Yemliha Kale’nin avukatı olan Ramazan Bulut, müvekkillerinin jandarma kriminal dairede görev yaptıklarını ve sadece iki materyal üzerinde yaptıkları inceleme yüzünden tutuklu bulunduklarını belirtti. Avukat Bulut, müvekkillerinin söz konusu materyallerle ilgili raporu 2 günde tamamlamaları yüzünden şüpheli yapıldıklarını belirterek tahliye talebinde bulundu. Yine asker sanıkların avukatlarından Durgut Can da müvekkillerinin savcının talimatı üzerine rapor hazırladıklarını belirterek “Ellerinde hiçbir iş yok. İki günde raporlarını hazırlıyorlar.  MİT TIR’larıyla ilgili bir emir gelmediği gibi şifai dahi söylenmiyor. Tesadüfen yaptıkları iş yüzünden şu anda tutuklu bulunuyorlar. Bu dosyayla ilgileri yoktur. Dosyanın tefrik edilmesini ya da Yargıtay’dan gelecek cevaba göre, Yargıtay’daki dosyayla birleştirilmesini talep ediyorum” dedi.

Avukat Murat Kabakçı ise müvekkillerinin 8 aydır tutuklu olduklarını ifade ederek “Sadece resmi bilirkişilik yaptıkları için şu an tutuklu bulunuyorlar. Halen materyal  diyoruz, çünkü bizim tarafımızdan yapılmış bir ifşa yok. Niye burdayız, anlamış değiliz” diye konuştu.

“ÖRGÜTLE ALAKAMIZ YOK”

Tutuklu sanıklardan Binbaşı Baycan Görücü, “Dairemizde görev verilmesi materyalin cinsine bağlıdır. Materyalde sarı kapak olduğu için bizim birimimiz inceledi. Eğer parmak izi sorulsaydı başka bir birim inceleme yapacaktı. Biz bilirkişiyiz. 14 yıldır kriminal dairedeyim, doktora yapıyorum. Ben sahada görev yapmıyorum ki sahada olanları bileyim? Örgütle alakamız yoktur. Savcı yap demiştir, idari amirlerim yap demiştir, bu nedenle rapor hazırladık. Kimse devlet sırrı olduğunu söylememiştir. Şerefim, namusum üzerine söylerim ki yasal olmayan bir şey yapmadım. 10 yaşındaki kızımın kahramanıyım. Bana ‘Ölsem de gelemeyecek misin’ diyor. Görevde olduğumu söylüyorum. Yüzde bir de olsa masum olma şansımız varsa elimizi, kolumuzu bantlayın da hiç değilse çocuklarımızın başında olalım” diyerek tahliyesini istedi.

SELAM-TORBA DAVASINDA İKİNCİ GÜN

İran ajanları soruşturması, MİT tırları dosyası, köşe yazarlarının terörist ilan edilerek torba dava haline getirilen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yürüttüğü davada 2’sı başka iddialardan olmak üzere 57 tutuklu isim duruşma salonunda hazır bulundu. Tutuklu sanıkların 26 asker, 31’i ise polis. Ayrıca 7 tutuksuz sanık da duruşmaya katıldı. Mahkeme Başkanı Cansel Rüzgar, dünkü celse de yarım kalan reddi hakim ve tahliye taleplerine ilişkin avukatlara söz verileceğini açıkladı. Davada çok sayıda sanık ve müdahil talebi bulunan avukat olduğunun altını çizen Rüzgar, söz olan isimlerin kısa ve öz konuşmasını aksi takdirde beyanları kesebileceklerini ilan etti. Bunun üzerine Yurt Atayün müdafii Ömer Kavili, savunma makamının beyanlarının kesilemeyeceğini vurguladı. Mahkemenin savunma hakkını kısıtlama gibi yetkisinin bulunmadığını dile getiren Kavili, bu durumun yasalara aykırı olduğunu söyledi. Dünkü duruşmada konuşması yarım kalan avukat Mehmet Sami Selçuk, sözlerine önceki celsede duruşmada küfreden avukatla ilgili neden işlem yapılmadığı şeklindeki sorusuyla başladı. Taciz, cinayet davalarının sanıklarına dahi küfredildiğinde mahkeme başkanının duruşma disiplinini bozan kişiler hakkında işlem yapacağını ifade eden Selçuk, “Ancak yargılanan kişilerin kimlikleri nedeniyle bu mahkemede hakaretlere işlem yapılmıyor” dedi. Konuşma sırasında müdahil talebi bulunan avukatlar Selçuk’a laf atmaya başlayınca duruşma salonu birden gerildi. Avukat Ömer Turanlı ayağa kalkarak “Siz hangi sıfatla konuşuyorsunuz. Daha müdahillik talebiniz bile kabul edilmedi. Burası köy kahvesi mi içeriye gelen sanıklara çete diyecek küfredecek” şeklinde konuştu. Turanlı’nın sözlerine şikayetçi taraf avukatlarından Cüneyt Toraman, “Sanıklar neyle çete suçlamasıyla yargılanıyor. Yapmayacaktınız” şeklinde karşılık verdi. Toraman’ın sözleri üzerine duruşma salonu iyice karıştı. Mahkeme Başkanı Rüzgar, tarafları susturmada zorluk çekti. Turanlı, Başkan’a “ Bu avukatların müdahilliği ile ilgili bir karar verin” dedi.

Mahkeme avukatların talep konuşmaları ile devam ediyor.

Zaman

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...