Son bir haftadır Erdoğan’ın içinden bir Hugo Chavez’in ruhu çıktı. Gün geçmiyor ki Batıya ayar vermesin. Bir gün mültecileri otobüslere doldurup batıya gönderiyor, diğer gün ey Amerika tarafını seç diyor. Esiyor coşuyor konuşuyor konuştukça daha da coşuyor.
Peki Erdoğan bunları neden yapıyor?
Bazı gözlemciler batının Erdoğan’ı gözden çıkardığını yerine Davutoğlu ile çalışmak istediklerini, buna öfkelenen Erdoğan’ın hırçınlaştığını söylüyor.
Ben böyle düşünenlerden değilim. Erdoğan aslında batıya konuşmuyor. Erdoğan iç kamuoyuna konuşuyor. Zaten Erdoğan ne zaman muhtarlara konuşsa mutlaka iç kamuoyuna mesaj vermek için bir şeyler söylemek istiyordur.
Edoğan’ın iç kamuoyuna konuştuğunu düşünenlerin temel argümanı şu: “Erdoğan yakında yapılacak başkanlık referandumuna zemin hazırlamak için konuşuyor.” Ben bu açıklamayı çok akılcı bulmuyorum. Bizim toplumumuz dün ne yediğini hatırlamayan bir toplum. Dolayısıyla Erdoğan’ın en az 8 ay veya bir yıl sonra yapılacak başkanlık seçim için şimdiden batıya ayar vermesinin mantığı yok.
Benim üçündü terim var. Erdoğan Türkiye’i savaşa sokmak için batıya bağırıyor. Şöyle ki, Erdoğan’ın kamuoyunu ikna edebilmesi için sağlam bir “güvenlik kaygısı” yaratması gerekiyor. Bunun için olabildiğine manipülasyon yapıyorlar. Örneğin geçen gün TRT’nin Cizre’de 60 PKK’lı bir bodrumda öldürüldü yalanı böyle bir provokasyonu amaçlıyordu.
Eğer PKK’lılar sokağa dökülüp ortalık yangın yerine dönerse Türkiye’nin Suriye’ye girmesi için bahane oluşmuş olacak.
Dikkat ederseniz Erdoğan batıya bağırdığı kadar PYD’yi de suçluyor PYD’ye de bağırıyor. Bunu yaparak halka şunu söylüyor: Batı güneyimizde bir Kürt devleti kurduruyor. Müttefikimiz ABD dahil tüm Avrupa bunun için çalışıyor. Bu bizim için hayati bir mesele. Dolayısıyla ne olursa olsun bunu engellemeliyiz.
Batı yardım etmese bile PYD’nin Fırat’ın batısına geçip orada bir Kürt hattı kurmasını önlemeliyiz.
Bu minvalde Davutoğlu’nun yakında Suriye’ye dair yeni gelişmelerin olacağını açıklaması, Genelkurmay Başkanı ve MİT müsteşarıyla yapılan görüşmelerin sıklaşması birlikte okunduğunda şunu görürüz: Erdoğan batıya bağırarak Türk kamuoyunu savaşa hazırlıyor. Umarım yanılırım…
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…
Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...