“Cihangir’e saldırıların ardında rant var, Roma Parkı’nı yıkıp iki katlı Beltur tesisi yapmak istiyorlar”
Cihangir, son dönemde Tophane’den geldiği öne sürülen grupların semtin sakinlerine yaptıkları sözlü tacizlerle gündemde… Cihangirlilere göreyse, yaşanan saldırıların arkasında semtin uğrak mekanlarından Roma Parkı’nın imara açılması istenmesi var.
Cumhuriyet’ten Hilal Köse‘ye konuşan Cihangir Güzelleştirme Derneği üyesi, mimar Korhan Gümüş, “Roma Parkı’nı dernek olarak 5 kez kurtardık. Son olarak yeniden planlara işlendi. İki katlı Beltur tesisi yapmak istiyorlar. Çevresine de otopark yapacaklar” dedi.
Hilal Köse’nin Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (14 Şubat 2016) nüshasında yayımlanan haber şöyle:
Cihangir, şu sıralar, peş peşe üç kez yaşanan ve asker uğurlaması denilerek geçiştirilen gövde gösterisiyle gündemde. Tophane’den geldiği söylenen grupların, kafelerde oturanlara sözlü sataşmalarının, sağa sola ateş açmalarının ardından polisler Firuzağa Cami’si önünde nöbet tutmaya başlamış. Kafe işletmecileri olayın büyütülmemesinden yana. Cihangirliler, yetkilileri göreve çağırıyor. Mahalledeki sıradan günlük yaşam ise devam ediyor. Akşam olunca kafeler birer birer doluyor. Sıcacık çay ya da kahve, dip dibe masalar, köşelere kıvrılmış kediler ve bolca muhabbet, soğuk kış akşamlarında insanın içini ısıtıyor. Galiba, Cihangir’i iki de bir hedef yapan da bu canlı, renkli atmosferi.
Mahalle direniyor
Yıllardır orada yaşayanlar neredeyse artık aile gibi. Dayanışma ruhuyla hüküm süren bir mahalle kültürü direniyor. Kasabıyla, çiçekçisiyle, bakkalıyla, tamircisiyle, eskicisiyle, terzisiyle ve de anahtarcısıyla… Pencereden sepet sarkıtıp alış veriş yapma zevkinin sefasını sürüyorlar. Cihangir’i vazgeçilmez kılan en önemli şey ise farklılıkların bir arada oluşu. Kafeler, İstanbul’un her yerinden onlarca insanın uğrak yeri. Cihangir’deki butik otel sayısındaki artış ise tedirgin edici. Çünkü, otellerle birlikte fiyatlar ve kiralar artıyor. Cihangir ekonomik olarak yaşanamaz bir yer haline geliyor. Cihangir’i Cihangir yapan insanların gitmesiyle de mahallenin dokusu da bozuluyor. Cihangir’in Talimhane gibi olmaması için halk kenetleniyor, çareler arıyor. Saldırıyı sorduğumuz herkes, tekbir getirerek mahalli turlayan grubu yönlendiren zihniyete dikkat çekiyor. O yapı, kuşkusuz, tavrını ülkeyi yönetenlerin söylemleriyle şekillendiriyor. İçki, işin bahanesi. Asıl korkulan, kadın erkek yan yana durabilmek, söz söyleyebilmek, hayatın öznesi olabilmek…