Kendine kişisel ikbal arayan kanlı bir kurnazlığın yarattığı kaos ortamından beslenen cinnet, geçen hafta da ülkeyi tarumar ederek onca günahsız insanımızın ölümüne yol açıp, Türkiye’yi bir kez daha öylesine derinden sarstı ki dünya gündeminden de biraz daha koptuk.
Oysa İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert, 19 aylık hapis cezasının infazı için geçen hafta cezaevine gönderildi.
Olmert, İsrail’de cezaevine giren ilk eski başbakan oldu.
Havuz medyası, duyulmasın diye haberi kendi sütunlarında boğuverdi.
***
Olmert, 1993-2003 yılları arasında iki dönem Kudüs Belediye Başkanı olarak görev yapmıştı.
Mart 2014’te, belediye başkanlığı görevi sırasında iki ayrı inşaat projesi için müteahhitlerden500 bin şekel (129 bin dolar) ve 60 bin şekel rüşvet almaktan suçlu bulundu.
Temyize başvurması üzerine, yüksek mahkeme Olmert’i 500 bin şekel rüşvet alma suçlamasından aklayarak cezasını 18 aya indirdi, ancak sekreterini kendisine karşı
ifade vermemesi yönünde ikna etmeye çalışması nedeniyle cezayı 19 aya çıkardı.
ifade vermemesi yönünde ikna etmeye çalışması nedeniyle cezayı 19 aya çıkardı.
Olmert’in ayrıca Amerikalı bir işadamından rüşvet almaktan dolayı da hakkında verilen sekiz aylık bir başka hapis kararına itirazı konusunda yüksek mahkeme henüz karar vermedi.
***
70 yaşındaki Olmert rüşvet suçlamasını ‘tümüyle reddettiğini’ açıklamış ama kendisinin ‘paralel’lerin kurbanı olduğunu iddia etme kurnazlığını akıl edememişti.
Yolsuzluğunun ortaya çıkarılmasını ve mahkûm edilme girişimini ‘darbe’ diye niteleme yüzsüzlüğünden de medet ummayı bilememişti.
2006-2009 yılları arasında Başbakanlık da yapan Olmert, şimdi İsrail’in Ramle kentindeki Maasiyahu cezaevinde yatıyor.
***
İsrail Devleti’nin kendi başbakanını ‘yolsuzluktan’ dolayı hapse gönderdiğini okuyunca, arama motorlarına ‘17-25 Aralık nedir’ diye yazdım.
İlk ağızda karşıma ‘17 Aralık soruşturması veya 2013 Türkiye Rüşvet Skandalı’ başlığı çıktı.
İlk paragraf şöyleydi:
“Eylül 2012 ve Şubat 2013’teki bir dizi ihbarla başlayıp, 17 Aralık 2013 günü Cumhuriyet Savcısı Celal Kara’nın gözaltı talimatları ve ilgili mahkemelerin arama kararlarının yerine getirilmesi ile kamuoyunun duyduğu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele ve Mali Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gerçekleştirilen, aralarında iş adamları, bürokratlar, banka müdürü, çeşitli düzeyde kamu görevlileri ve 61. Türkiye Hükümeti kabine üyesi dört bakan ile üç bakan çocuğunun olduğu kişiler hakkında ‘rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık’ suçlarını işledikleri iddiasıyla yürütülen soruşturmada 16 Ocak 2014 tarihli HSYK kararı ile soruşturmayı başlatan Cumhuriyet Savcısı Celal Kara’nın görev yeri değiştirilmiş olduğundan, soruşturma diğer savcılar tarafından yürütüldü.”
Peki, 25 Aralık ne oldu?
Ne olacak, o da ‘ham hum şaralop’ oldu.
***
İsrail’in parlak başbakanlarından biri sayılan 70 yaşındaki Olmert’in rüşvetten hapsi boylamasını, bunca yaşına rağmen kendi yetersiz ‘tecrübesine’, İsrail devletinin de ‘hukukun üstünlüğü’ karşısındaki ‘yetersizliğine’ verdim.
Olmert Türkiye’de olsa ‘paralel darbe’ suçlamasını keşfedecek, kendi suçunu ortaya çıkaranları yargıya darbe yaparak zorbalıkla içeriye atacak, hırsızlığın, yolsuzluğun, uğursuzluğun, suçun üzerine giden herkesi de ‘milli ve yerli’ olmamakla suçlayarak aşırı pişkin bir halde yoluna devam edecek ve destek bulacaktı.
Ama İsrail’de yönetimdeki suçluların mahkemeden yırtması için ‘paralel’ palavrası henüz keşfedilmediği, devletin de bunun keşfedilmesine izni olmadığı için Olmert şimdi hapiste…
Kaynak: Mehmet Altan – Özgür Düşünce