Ortalık birazcık sakinleşmeye görsün, hepimizin içine aynı ürperti; yine bi şey olacak…
Birazcık eğlenelim, bombalar patlamasın, çocuklar ölmesin, siyasetçiler daha sakin sakin konuşmaya başlasın, içimize gelir oturur o lanet duygu; ‘yok yok bu kadar sakinlik hayra alamet değil yine bi şey olacak…’
Bu sabah da uyandım, gazetelere bakıyorum, iç sayfalara sıkıştırılmış birkaç şehit haberi, üçüncü sayfalarda patlayan kadın cinayetleri, çarpışan arabalar gibi birbirine giren araçlar yolcu otobüsleri, kazalar ölümler, birbirini vuran mafya haberleri, ama bunların hemen hepsi sıradan. İçimizde yine o korku; bugün de bir şey olmadı hayırdır inşallah…
Sanki az önce okuduğun onca ölüm haberi sırdan haberlermiş gibi henüz memlekette bir şey olmadığını düşünürsün. Bu memlekette artık “bi şey olmak” demek bombaların patlaması, üç beş değil, onlarca insanın ölmesine eş değer hale geldi.
Daha kötüsü bu “bi şey” rutin bir dönme dolap gibi hemen her ay memleketin bir köşesine uğruyor ve onar onar, yüzer yüzer insanları katledip gidiyor. Siyasetçilerden bildik tepkiler, havuz medyasından bildik başlıklar, tek bir istifa olmadan, hep sorumlu terör örgütleri ve dış güçler olarak yine unutuyoruz, yine aynı moda geçiyoruz; yine bi şey olacak…
Bu sefer hakkın yemeyelim, iktidar mensupları, iktidar medyası hep beraber gündem değiştirmek için farklı konuları gündeme getiriyor. Örneğin kışın ortasında yurt kapatıp üniversite öğrencilerini sokağa atıyor, 90 yaşındaki felçli insanları gözaltına almaya kalkıp tüm kanı beynimize sıçratıyor, bir tür şok terapisi bu, ta ki o lanet duyguyu, “yine bi şey olacak” duygusunu bir an önce unutalım…
Ortalık yine “sakinleşiyor” sakinleşiyor derken elbette her gün rutine binen üç beş şehit haberleri gelmeye devam ediyor, artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Genelkurmay’a taziye bildirdiği haberleri bile düşmüyor. Belki de o da bıktı bildirmiyor bile. O kadar rutin, o kadar aidattan yani, ve biz yine o moddayız; yine bi şey olacak….
Üç beş ufak tefek kargaşa, köşe yazarı kavgası, ihanet suçlaması, hain damgası, polis operasyonu, akademisyen linçi, kadın cinayeti, mahkemeler, insanların malına el koymalar, medyanın rutin sessizliği, iş çevrelerindeki korku travmaları, Cumhurbaşkanı’nın tehditleri, hatta ve hatta Bülent Arınç’ın çıkışı kesmiyor o lanet duyguyu; yine bir şey olacak…
Ve yine bi şey oluyor, bu sefer bilmem ne köşede patlayan bomba yine rutin yine adi yine münafıkça açıklamalar; yine bi şey olduğu yok…
Olmasın artık yine bi şey. Bıktık ve usandık bu cinayetlerden, bu vurdum duymazlıktan, bu münafıklıktan ve bu sessizlikten. Olmasın artık bi şey…
Olmasın artık bi şey, yetkililer sorumluluk alsın, taziye dileklerinden sonra pişmiş kelle gibi sırıtıp yeniden siyasi menfaat hesabına dönmeyin, yeter…
Olmasın artık bi şey, ağaç dallarından insan parçaları toplanmasın artık.
Olmasın artık bi şey, bir defa da siyasi hesabınızı bir kenara çekin Muhtlarlara nutuk çekeceğinize nefsiniz sorguya çekin…
Olmasın artık bi şey, bir defa olsun, dönün ve arkanıza bakın, dün size yapılan zulmün bin katını başkalarına yapıyorsunuz. Bir defa olsun insan olduğunuzu, vicdan taşıdığınızı, hatırlayın, ve dur deyin o lanet duyguya, yine bi şey olmasın..
Olmasın artık o lanet şey, yeter, çocuklar ölmesin, bir haydut çetesinin menfaati için doğa doğranmasın, bir iktidar hırsı uğruna genç kadınlar ve genç erkekler toprağa düşmesin.
Olmasın yine bi şey, illa da olacaksa, iyi bi şey olsun ve bu kaosun kaynağını kurutacak hayırlı bi şey olsun. Yeter…
EMRE USLU
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...