Bu ülkede Türk tipi başkanlık adı altında diktatörlük hayalini gerçekleştirebilmek için önünde engel olarak gördüğü bütün muhalif sesleri tehdit ve hakaretlerle, zorbalık ve kaba kuvvetle susturmaya çalışan akli dengesini kaybetmiş, muhakemesini yitirmiş birilerinin varlığına mı üzüleyim?

Sırf inandıkları insani değerlere demokratik kurallar içerisinde sahip çıktıkları ve fikirlerini beyan ettikleri için masum insanlara adeta acımasız sırtlanlar gibi yüzlerce polis ve güvenlik (şirketi) görevlilerinin TOMA’larla, gaz bombalarıyla, küfürlerle, ite kaka saldırmalarına ve zulmetmelerine mi üzüleyim?

Demokrat geçinen kimi kesimlerin bu zülmü apaçık gördüğü ve bildiği halde “Nasılsa bizden değiller…Hakkettiler…Bırakın birbirlerini yesinler…” gibi rezil ifadelerle dilsiz şeytan olmayı tercih etmelerine mi üzüleyim?

Çoluk çocuk demeden, genç ihtiyar gözetmeden, teröristlere dahi gösterilmeyen her türlü insanlık dışı muameleye ve zulme alkış tutan, hatta sevinç naraları atan vicdanını ve insanlığını yitirmiş insan müsveddelerinin varlığına mı üzüleyim?

Aleyhlerinde tek bir belge ve iddianame dahi olmaksızın yalan, iftira, algı operasyonları ve proje hakimlikleri ile masum vatandaşların, hayırsever iş adamlarının, talebe yetiştiren vatan sevdalılarının ortaçağ zihniyeti ile cadı avına maruz bırakılmalarına mı üzüleyim?

İleri demokrasi, güçlü ekonomi ve derin stratejilerle dünyada söz sahibi olma vaadinde bulunanların ülkeyi yarım asır geriye götürerek demokrasiyi askıya alıp orman kanunları ile yönetmesine, ülke ekonomisinin çamura saplamasına, ülkeyi stratejik rezillikler sonucu bataklığa sokmasına mı üzüleyim?

Bu ülkede binlerce insana calışma imkanı sunan, ülke ekonomisine büyük katkılarda bulunan, her yıl vergi rekortmenleri listesine giren başarılı, güvenilir ve sevilen iş adamları sırf hayır yapmak, talebe okutmak için himmet adı altında para topladıkları veya verdikleri için terörist muamelesi görüp tutuklanırken ve mal varlıkları gasp edilirken,
iktidar partisinin bakanlarını rüşvet müptelasına çevirip önüne yatıran bir acem soytarısının milli bayrağımıza sarılıp sarmalanıp, cari açığı kapatan hayırsever iş adamı ilan edilmesine mi?
“bu milletin … koyacağız” diyen bir arsız küfürbazın sırf iktidara yakınlığından dolayı vergi borçlarının silinip, devlet ihalelerinin peşkeş çekilmesine mi üzüleyim?

Din’i ve dini değerlerimize en güzel şekilde sahip çıkmak ve bütün dünyaya uğraştırmak için gecesini gündüzüne katan kocaman yürekli güzel insanlar tekfir edilirken,
Din’i ve dini değerleri kirli ve şeytani siyasetlerine alet eden münafık sıfatlıların “halife” ve “ümmetin lideri” görülmesine mi üzüleyim?

Dünyanın dört bir köşesine eğitim kurumları açıp gururla bayrağımızı dalgalandıran, milli marşımızı okutan muhacirler vatan haini ilan edilirken,
Ülke ülke gezip, elçiliklere emirler ve dosyalar gönderip milletin dişinden tırnağından arttırarak, alın teri ile yaptırdığı eğitim müesseselerini ve dalgalanan bayrağımızı indirme derdinde olan kendini bilmezlerin “milletin adamı” ilan edilmesine mi üzüleyim?

Dünyanın her yerinde insanlığa faydalı, tertemiz bir nesil yetiştiren güzel insanlarına haşaşi benzetmesi yapılırken,
Dindar nesil yetiştireceğiz diye yola çıkan siyasal islamcıların kindar, ağızlarından küfür ve hakaret eksik olmayan embesil topluluğu yetiştirerek bir neslin heba edilmesine mi üzüleyim?

Yeter artık!
Yeter be!

Ülkenin düşürüldüğü bu içler acısı duruma,
Vatan delisi masumların maruz bırakıldığı insanlık dışı uygulamalara,
Ülkenin dört bir yanında insanımıza yaşatılan zulümlere,
Kasa, masa, nisa uğruna aklını, vicdanını, insanlığını satan omurgasızlara,
Şahsi ihtirasları uğruna gözünü kırpmadan ülkeyi kaosa sokmaktan geri durmayanlara,

Yeter artık!
Yeter be!