Mayıs ayında Türkiye’de siyaset treninin lokomotifinin ray değiştireceğini yazmıştım. Bir yandan MHP bir yandan AKP’de kavga sertleşti. MHP’de kongre tarihi belli oldu. Mayıs ayının ilk yarısı. Dolayısıyla orda süpriz yok. Mayıs öngörüsü çalışıyor…

İkinci ve en önemli değişimin/kavganın AKP içinde baş göstereceğini beklediğimi yazmıştım. Bu mayıs ayı içinde partinin çatlayıp yarılması anlamına gelmiyor. Ancak, parti içindeki huzursuzluğun iyice gün yüzüne çıkacağı ay olacak mayıs…

AKP içindeki kavganın, liderlik yarışının, benim beklediğimden de sert olacağını gösteren işaretler gelmeye başladı. Mayıs yaklaşırken üç işaret birden ortaya çıktı.

Birincisi, Binali Yıldırım’ın oğlunun kumarhane görüntüleri ortaya çıktı. Böylece Ahmet Davutoğlu ekibi Ankara’da salon tutup AKP’de lider değişimine hazırlanan Erdoğan/Binali Yıldırım ekibine kelimenin tam anlamıyla nanik yaptı.

Bu konuda Yıldırım’ın oğlunun kumar oynadığına ilişkin görüntülerin kim tarafından temin edildiği de önemli bir soru. Fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla görüntüler son derece profosyonel bir ekip tarafından çekilmiş. Kumarhanenin içini bilmiyoruz ama görüntülerden fotoğrafların KUMARHANENİN KAMERA KAYITLARINDAN alınmış olabileceği anlaşılıyor. Buda Binali Yıldırım ekibini tasfiye etmek isteyen ulusal ya da uluslararası bir istihbarat teşkilatının çalışmasına işaret eder. Eğer Hakan Fidan tavrını Davutoğlu’ndan yana koyduysa bu durumda Yıldırım ve Erdoğan ekibinin şansı yok demektir.

Bu süre içinde Ahmet Davutoğlu’nun Melih Gökçek ile yakınlaşması da dikkatlerden kaçmadı. Bir bel altı savaşçısı olarak Görkçek’in Davutoğlu’nun yanında yer almasını bir kenara not edin. Nadir gelişmelerden biridir bu.  Mayıs bu yüzden güzel…

İkinci işaret Mayıs ayında bu trenin makas değiştireceği ve Davutoğlu’nun Beyaz Saray’dan randevu istemesi.  Ahmet Davutoğlu, bundan iki ay önce -Erdoğan ile aynı zaman diliminde- Erdoğan’dan bağımsız olarak, Beyaz Saray’dan randevu isteyip Obama ile görüşme talebinde bulunmuş. Hatırlatalım Erdoğan, Nükleer Zirve için geldiği Washington’da, “IŞİD’e karşı biz savaşalım” teklifini sunup bu teklifin detaylarını görüşme bahanesiyle Obama ile yalvar yakar zor görüşmüştü. Obama bu cazip teklife rağmen, Erdoğan’a güvenmediği için, Erdoğan’ın teklifini reddetti. Hem de o henüz Washington’dayken zehir zemberek eleştirdi onu.

Bu arka plan ışığında düşünerek Davutoğlu’nun Obama’dan görüşme talebinde bulunduğu bilgisini bir kenara not edin. Amerikalılar Erdoğan’ın görüşmesinin hemen ardından Davutoğlu’nun da iki ay önce Obama’dan randevu istemiş olduğu bilgisini Türk medyasına sızdırdı. Böylece Erdoğan’a bir mesaj veriliyor. “Seninle aynı tarihte Ahmet Davutoğlu’da bizden randevu istedi” bilgin olsun mesajı veriliyor.

Eğer Davutoğlu Beyaz Saray ile görüşürse, o zaman Erdoğan’ın ipinin çekildiğini düşünebilirsiniz. Bu görüşmenin mayıs ayı içinde olursa işte o zaman şenlik başlar…

Üçüncü işaret, Saray tetikçilerinin medyadan bir bir tasfiye edilmesi. Davutoğlu’nun bir danışmanı tarafından yönetildiği bilinen Başkentçi hesabından adları Saray tetikçisine çıkan Cem Küçük, Ersoy Dede gibi havuz yazarlarının ipinin çekildiği belirtiliyor. Daha önemlisi Erdoğan’a aşkını ilan eden medya patronu Ethem Sancak’ın da artık devrini tamamladığı belirtiliyor.

Davutoğlu ve arkasındaki güçler bir yandan yavaş ve kararlı adımlarla Saray ve çevresindeki kaleleri sökerken bir yandan da kendi etrafına yeni kaleler kuruyor. Karar, Yeni Yüzyıl, Taraf gibi gazetelerin Hakan Fidan’ın desteğiyle Davutoğlu’nu destekleme kararı aldığı belirtiliyor. Davutoğlu’na yakın gazetelerin Ankara temsilcilerinin MİT ile yakın ilişki içine oldukları belirtiliyor.

Bu sürecin ilk işareti olarak Başkentçi’nin söylediği çıktı ve Cem Küçük’ün görevine son verildi. Ersoy Dede ve ekibinin görevleri de yakında son bulacak. Sıradaki isimler ise Turgay Güler ve Murat Kelkitlioğlu. Nuh Albayrak’ın kendini kurtaracak bir mekanizma oluşturduğu belirtiliyor.

Davutoğlu ekibi tarafından tasfiye edilmesi beklenen gazetecilerin “keşke bu süreç bitse de adam gibi gazetecilik yapsak” diyerek Davutoğlu ekibini tehdit ettikleri de biliniyor. Ancak Davutoğlu ekibinin Erdoğan ve çevresi gibi kirli ilişkilerinin ayyuka çıkmaması en büyük avantajları.

Daha önce yazdığım gibi, makasçı çoktan yola çıktı. Bu tren yeni raya dönecek. Makinist istese de istemese de. O, makinist koltuğundan trenin kontrolünün kendinde olduğunu sanıyor ama makasçı rayların yönünü çevirmek için çoktan yola çıktı bile.

Özetle, baharın en güzel ayıdır mayıs….