Başkanlık Sistemiyle ilgili çalışmaları “kendi meşveret meclisimle yapıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’nun “Tam başkanlığı benimsiyorum dersem, kendimi inkar etmiş olurum” sözleriyle ilgili de ilginç bir ifade kullandı: Onu bana değil, Ahmet Bey’e sormanız lazım.
Hırvatistan’ta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkanlık Sistemini ne kadar istediğini bir kez daha ortaya koydu.
Başkanlık Sistemiyle ilgili “Kendi Meşveret Meclisim’deki danışmanlarımla bu konuda çalışmalar yapıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anayasacı arkadaşlarım tüm dünyayı tarıyorlar, araştırıyorlar. Amacımız alternatifleri de değerlendirebilmek” diye konuştu.
Erdoğan, bir gazetecinin “Başbakan, “Tam başkanlığı benimsiyorum dersem, kendimi inkar etmiş olurum” anlamında bir cümle kullandı” sözlerinin hatırlatılması üzerine “Onu bana değil, Ahmet Bey’e sormanız lazım” kendisinin bu konuda çalışmalarına devam ettiğini belirtti.
Öte yandan Başbakan Davutoğlu’nun Vizesiz AB sürecini Ekim ayından Haziran’a almak için AB yetkilileri ile bir süredir yaptığı görüşmeleri de “sıfırlayan” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davutoğlu ve ekibinin yaptığı çalışmaları “Bu konu benim Başbakanlığım dönemimde Ankara Palas’ta açıklanmıştı zaten. 2016 Ekim’de vizenin kalkacağı o gün açıklanmıştı. Koşul moşul diye de bir şey yok. Ankara’da imzalar atılmıştı. Bu yılın ekim ayında da yürürlüğe girecekti. Şimdi bunu hazirana yani 4 ay önceye çekmenin bir kazanımmış gibi sunulmasını anlayamıyorum” sözleri ile adeta küçümsedi.
Erdoğan, Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz’un “Biz Erdoğan’la anlaşmadık. Bizim muhatabımız Davutoğlu’dur, hükümettir, onlar da gayet ciddi muhataplar”sözlerine de tepki gösterdi.
Erdoğan, “Seviyesizliğe ve kalitesizliğe, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak bir cevap vermek çok uygun düşmez. Benimle ne zaman görüşse, benim liderliğimin ne kadar saygın olduğumdan, ne kadar güçlü olduğundan söz eder. Yüzüme karşı böyle konuşan bir insanın şimdi o türden farklı tavırlara girmesine ne demeli? Ben bu tür davranışları, adeta Alman ekolünün Türkiye’ye bir operasyonu gibi görüyorum” dedi.
İşte Erdoğan’ın o açıklamaları;
“MEŞVERET MECLİSİMLE ÇALIŞIYORUM”
Başbakan, “Tam başkanlığı benimsiyorum dersem, kendimi inkar etmiş olurum” anlamında bir cümle kullandı. Siz de “Eğer tam başkanlık sistemi benimsenmiyorsa, partili cumhurbaşkanlığı da olabilir” demiştiniz.
Onu bana değil, Ahmet Bey’e sormanız lazım. Benim kendi Meşveret Meclisim’deki danışmanlarımla bu konuda çalışmalar yapıyorum. Anayasacı arkadaşlarım tüm dünyayı tarıyorlar, araştırıyorlar. Amacımız alternatifleri de değerlendirebilmek.
VİZESİZ AB: 4 AY ÖNE ÇEKMEK KAZANIM DEĞİL
AB’nin Türkiye’ye vizeyi kaldırma konusunda samimi olduğunu düşünüyor musunuz?
Bu konu benim Başbakanlığım dönemimde Ankara Palas’ta açıklanmıştı zaten. 2016 Ekim’de vizenin kalkacağı o gün açıklanmıştı. Koşul moşul diye de bir şey yok. Ankara’da imzalar atılmıştı. Bu yılın ekim ayında da yürürlüğe girecekti. Şimdi bunu hazirana yani 4 ay önceye çekmenin bir kazanımmış gibi sunulmasını anlayamıyorum. Bu tür küçük şeylerin büyük kazanımmış gibi sunulmasına üzülüyorum. Resmi iyi okumak lazım. Biz kalkmışız onca harcama yapmışız. Akdeniz’de, Ege’de onca insan hayatını kaybetmiş. Sadece bizim sahil güvenlik botlarımız 100 bin insan kurtarmış. Tüm bunlar karşısında halen, filanca buraya geliyor onunla neyi hallederiz derdinde olunmasına anlam verebilmek zor. Türkiye’ye adeta lütufta bulunuyor ya da iane yapıyor gibi davranmaya hiç kimsenin hakkı yok. Bunları G-20’de yani Sayın Donald Tusk’a da Junker’a da açık açık söyledim. İkisi de benim çok iyi ahbabım, dostumdur. Ama konuşma orada öyle bir noktaya geldi ki biraz sertleşmek durumunda kaldım. “Ya siz Türkiye’ye lütufta mı bulunuyorsunuz? İane mi yapıyorsunuz? Proje diye tutturmuşsunuz. Katkıda bulunacaksınız bulunun, ne projesinden bahsediyorsunuz. Bu nasıl mantık?” dedim. Bakalım, sözünü ettikleri katkının yıl sonuna kadar ne kadarını ulaştırdıklarını hep birlikte göreceğiz.
AP BAŞKANI’NA YANIT: SEVİYESİZ VE KALİTESİZ
Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz’un “Biz Erdoğan’la anlaşmadık. Bizim muhatabımız Davutoğlu’dur, hükümettir, onlar da gayet ciddi muhataplar” şeklinde açıklaması oldu. Schulz’un otoriterleşme, basın özgürlüğü gibi konularda eleştirileri de sürüyor halen. Yorumunuz nedir?
Seviyesizliğe ve kalitesizliğe, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak bir cevap vermek çok uygun düşmez. Benimle ne zaman görüşse, benim liderliğimin ne kadar saygın olduğumdan, ne kadar güçlü olduğundan söz eder. Yüzüme karşı böyle konuşan bir insanın şimdi o türden farklı tavırlara girmesine ne demeli? Ben bu tür davranışları, adeta Alman ekolünün Türkiye’ye bir operasyonu gibi görüyorum. Yapılan iş bu. İşte şu 3 milyar Euro meselesinde en büyük yükü Almanya alıyor falan deniliyor. Halbuki cüzi bir miktar hariç, henüz Türkiye’ye gelen bir şey yok. Sözünü ettikleri katkı için Türkiye’den proje isteme eğilimlerine de anlam veremiyorum. Mesela Merkel, Nizip’i gezip gördü aslında. Türkiye olarak bizim yaptıklarımız ortada. Bizden neyin projesini istiyorsunuz? Sizin proje dediklerinizi biz çoktan hayata geçirmişiz. Proje vesaire diyerek hiç kimse bizi aldatmaya kalkmasın. Birileriyle fotoğraf verebilmek için böyle şeylerin içine girmeye gerek yok.
KAYNAK: AKTIF HABER