11 Nisan’da MAYIS’TA NE OLACAK başlıklı yazımda şunları yazmıştım:
“Erdoğan’ın siyasi meftaya dönüşmesi, yani ideolojik ve ahlaki olarak çöküşü, onu yeni bir şeye zorluyor. Bu meftayı diriltmek için güçlü bir şoka ihtiyaç var. Erdoğan o şoku Başkanlık Seçimi olarak görüyor. Başkanlık referandumuyla son bir kez daha kazanıp yukarıda saydığım suçlarının üstünü yok edeceğini sanıyor.
Ancak Erdoğan’a bu şok verecek AKP kadrolarında derin kuşkular var. En başta da Ahmet Davutoğlu Erdoğan’ın yeni bir şok ile uyandırılıp siyaseten ölmüş, siyasi bir zombi (ruhu alınmış bedeni duran) olarak ülkenin başında bulunmasını istemiyor.
Siyaseti dışarıdan izleyenler göremeyebilir ama Erdoğan’ın başkanlık hayalinin önündeki en büyük engel Davutoğlu. En son yaptığı açıklamalarına bakın. Erdoğan’ın “HDP’lilerin dokunulmazlığını kaldıralım” önerisine Davutoğlu “fezlekesi olan tüm vekillerin dokunulmazlığını kaldıralım” önerisiyle cevap verdi. Davutoğlu çitayı yükselterek Erdoğan’ın önünü kesmeye çalışıyor.
Peki Erdoğan bunu görmüyor mu? Elbette görüyor. İşte bunun için Mayıs önemli bir ay. Daha önce Metehan Demir AKP’nin Ankara’da bir salon tuttuğunu, mayısta süpriz bir kongreye gidilebileceğini yazmıştı. AKP içinde çatışmalar büyüyor. Nasıl şekillenecek olursa olsun bu çatışmaların dönüm noktası mayıs ayı olacak gibi görünüyor.”
O gün geldi ve Erdoğan Mayıs’ta kongre kararı aldı.
Peki, şimdi ne olacak?
Muhalifler “Davutoğlu Erdoğan’ı dengeliyordu, o da gidince Erdoğan ülkenin üstüne bir kabus gibi çökecek tek adam diktasını ilan edecek” diyor. Bu daha kötü oldu diye düşünüyor. İlk bakışda bu doğru görünüyor. Ancak öyle değil.
Bu karar ile Erdoğan gidişini hızlandıran kararı almış oldu. Daha önceki yazımda Mayıs ayında tren makas değiştirecek demiştim. Şimdi o tren artık yüksek hızlı tren. Ama Kara Trenin raylarında ilerleyen bir hızlı tren. Hiçbir altyapısı ve hiç bir hazırlığı olmadan olmaması gereken hızda ilerleyen bir tren.
Bu tren artık bu raylarda duramaz. Her sarsıntıda bir kaç vagon devrilecek. Lokomotifin ne zaman devrileceğini göremesem bile bundan sonra Erdoğan’ın treninde yer alan hiç bir kimse güvende değil. İlk virajda olmazda ikinci virajda devrilecekler.
Hangi virajlardan söz ediyoruz?
İlk viraj başkanlık referandumu virajı. Erdoğan bunun için partideki tüm şartları zorlayarak bir anayasa yaptırmak isteyecek. Ancak artık partinin içinden tam destek alması daha da zorlaşacak. Erdoğan o ihtimali zorladıkça kaybedecek…
İkinci viraj, ekonomi virajı olacak. Her şeye rağmen ekonominin ayakta kalmasının iki nedeni vardı. Türkiye’ye gelen kaynağı sıcak para ile Kemal Derviş’in kurduğu ekonomik kurumlar. Erdoğan o kurumları siyasallaştırdı. Artık Merkez Bankası başkanından Ekonomi bakanına hemen her kurumun başındaki bürokratlar Erdoğan’ın dediğini yapacak kişilerden oluşuyor. Ekonominin özerkliği kaybolduğu için çöküşü daha hızlı olacak. İki gündür borsaların verdiği tepkiler bunun göstergesi…
Üçüncü viraj, Kürt sorunu virajı. Erdoğan o sorunu öyle kolay kolay çözemez. Özellikle bu zigzaglardan sonra oraya gelip toslayacaktır.
Dördüncü viraj, dış politika virajı. Artık o virajda dönüş yok..
Kısaca süreç hızlandı. Bu tren bu virajları kolay kolay dönemez….
Emre Uslu