Adana ve Mersin’de HDP binalarına yönelik saldırının failinin tesipt edildiği açıklandı. İçişleri Bakanlığı’ndan HDP binalarına saldırıyla ilgili olarak yapılan açıklamada “Şahsın açık kimliği güvenlik birimlerince tespit edilmiştir. Eylemi gerçekleştiren şahsın daha önce 2007 yılında Ankara’da yasa dışı sol bir örgütün faaliyetlerine katılarak tutuklandığı, yine aynı yılda İstanbul’da yasa dışı sol bir örgüt faaliyetleri ile irtibatlı olmaktan gözaltına alındığı anlaşılmıştır. Sahsın yakalanmasına yönelik olarak gereken tüm çalışmalar özenle yürütülmektedir” denildi. Ahmet Davutoğlu’da yaptıpı açıklamada şöyle dedi: “Dün tespit edildi, bugün açıklaması yapıldı. DHKP-C’den tutuklanan bir terörist çıktı” dedi.
Peki bu açıklamalar ne anlama geliyor?
DHKP-C yaptığı her saldırıyı üstlenen bir örgüt. Saçma sapan saldırıları bile üstlenip gerektiğinde özür dilemiştir. Daha önemlisi, kendi yapmadığı saldırıları üstlendiği zamanlar da da yanlışlıktan dolayı özür dilemştir. En son İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda polise yapılan saldırıyı önce üstlenmiş sonra da özür dilemiştir.
Ancak Adana ve Mersin’de yapılan saldırıyı üstlenmedi. Devletin DHKP-C alıklamasından sonra örgütün ne diyeceği merak konusu ama ben o saldırıyı DHKP-C’nin yaptığını düşünmüyorum.
Peki devlet yalan mı söylüyor?
Devletin DHKP-C açıklaması başlı başına ilginç. DHKP-C’yi biraz bilenler bilir ki bu örgütün içine sızmış bir çok istihbarat elemanı vardır. Bu kouya ilişkin daha önce defalarca yazılar yazdım. Örneğin Gezi olayları döneminde AKP genel merkezine lav silahıyla saldırıp Gezi eylemlerini terörize eden saldırganlardan birinin istihbarat elemanı olduğunu deflarca yazdım.
Polis DHKP-C veya KCK’dan birini gözaltına aldığından istihbaratçıların gelip onları polisin elinden aldığı adiyattan bir vakıadır. Bu yüzden o saldırganın DHKP-C içine sızdırılmış bir istihbaratçı olma olasılığı oldukça yüksek. Bu kuşku bakanlığın açıklamasından da anlaşılıyor. Ortada iki saldırı var ama bir saldırganın örgütü işaret ediliyor. Neden? Aynı anda patlayan hem Adana hem de Mersin saldırısını bir kişi mi yaptı yani?
Eğer İçişleri Bakanlığı o DHKP-C’li dedikleri saldırganın adını açıklarsa istihbaratçılar tarafından polisin elinden kurtarılıp kurtarılmadığı belli olur. Bu yüzden adını açıklamak yerine örgütün adını açıklıyorlar. Bu da HDP’ye yapılan saldırıyı istihbaratın yapmış olabileceği kuşkusunu artırıyor.
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...