Uzun süredir terör analizi yazmıyorum. Çünkü daha önce yazdığım analizler doğru çıkınca “nerden biliyor, PKK ile ortak hareket ediyor ki biliyor” dediler. En son Diyarbakır’da polislere yönelik saldırılar olacağını yazdığım ve doğru çıktığı için “nerden biliyor” diyerek dava bile açtılar, yeniyon.com’u bu nedenle kapattılar. Davamız Anayasa Mahkemesinde ama mahkemenin keyfi yerine gelirse belki bizim davaya da bakar. Terör analizlerimin doğru çıkması, önceden terörün nerede olacağını bilmem nedense birilerini rahatsız ediyor. Çünkü önlem almıyorlar, terörü önlemiyorlar, amaçları da önlemek değil.
AKP’nin trol kadroları için bilginin önemi yoktur. Analiz hak getire. AKP PKK üzerine doktora yapmış, uluslararası üne kavuşmuş, çok değerli uzmanları tasfiye edip, trol kadrolarından PKK ile mücadele beklediği daha çok şehit cenazesi kaldırırız biz. Daha acısı da şu: dışarıdan izleyip PKK’yı iyi analiz eden insanların analizleri doğru çıkınca da çamur atıyorlar.
Tuğçe Tatari’nin bile terör analisti olduğu yerde bana susmak düşerdi ama ne yazık ki tanıdığım insanlar şehit oluyor, tanıdığım polisler yaralanıyor. Onların hatırasına saygı için bir kez daha analiz yazacağım.
Görüyorum ki analist diye havuza dalan bir çok kişi daha PKK’nın ne yapmak istediğini, kime ne mesajı verdiğini bile anlamadan analiz yapıyor.
Öncelikle basit sorularla başlayalım:
Son dönemde geliştirilen şehir yakıp yıkmayı da kapsayan PKK ile mücadele stratejisinin amacı ne? Neden dağlarda hiç bir operasyon yapılmıyor? Dağda PKK teröristi mi kalmadı ki şehirlere odaklanıldı ama dağlarda dolaşmak serbest? Neden KCK operasyonları yapılmaz? Neden TAK denilen PKK grubundan tek bir terörist gözaltına alınmaz? Ve en önemlisi, on beş yıldır sorduğum soruyu yeniden sorayım: Neden Kandil’e kadar adam gönderen, Kandil’deki her hareketi bilen MİT gidip Murat Karayılan veya Cemil Bayık’a operasyon yapmaz? Neden PKK’ya destek veren onlarca iş adamına, ki bunların arasında AKP’liler de var, TEK BİR KAYYIM ATANMAZ?
Bu soruları terörle mücadele eden asker ve polisi eleştirmek için sormuyorum. Bir şeye dikkat çekmek için soruyorum. Terörle mücadele bir bütündür. Eğer siz liderinden, erketesine, netwrokundan, ekonomik yapısına kadar HER ALANDA mücadele etmezseniz o mücadeleyi kazanamazsınız.
AKP’nin amacı terörle mücadeleyi kazanmak mı emin değilim. Hatta çok ama çok büyük kuşkularım var. Eğer gerçekten terörle mücadele etmek isteselerdi, öncelikle PKK’nın şah damarı, KCK yapılanmasına operasyon yapıp o damarı kesmeleri gerekirdi. Geçenlerde internete düşen ve bomba yapımı için Yüksekovaya gönderilen 1000lerce boş çaydanlık oraya nasıl gitti? kim organize etti kim satın aldı? parasını kim verdi? kim üretti? bo soruları sorduğunuzda karşınıza KCK yapılanması çıkar. Siz KCK yapılanmasına operasyon yapamadan, binlerce çaydanlığa doldurulan bombaları temizlemeye kalkarsanız binlerce şehit verirsiniz.
Peki AKP KCK’ya neden operasyon yaptırmıyor? Hatırlayın daha önce de KCK’ya operasyon yapan polisler tasfiye edilmişti. Bazılarınıza komplo teorisi gibi gelir ama bu konuda benim bir teorim var. İnternete düşen kayıtlarda da, Öcalan’ın İmralı Görüşmelerini anlatan kitapta da görüldüğü gibi KCK yapılanması Hakan Fidan yönetimindeki MİT’in bilgisi ve ilgisi dahilinde kuruldu. Devlet içinde bazıları halen KCK yapılanması üzerinden çözüm getirebileceğine inanıyor. Ne yazık ki Erdoğan da buna inanlardan biri. Eğer böyle olmasaydı, KCK yapılanması veya Öcalan’a çıkar birkaç şey söylerdi. Ama Erdoğan veya AKP’lilerin şimdiye kadar Öcalan’a tek bir söz söylediğini duydunuz mu?
Neden söylemiyorlar? Çünkü AKP’nin kafasının arkasında bir plan var. Onlara göre Başkanlık seçiminden sonra Öcalan ve PKK ile oturup yeniden pazarlık yapacaklar. Daha doğrusu Oslo’da biten pazarlığı UYGULAMAYA KOYACAKLAR. İşin kötüsü bunu en iyi PKK biliyor. PKK’ya bu yönde mesajlar gidiyor. İşte bölgede süren, ve bölgedeki gelişmelere göre metropollere yansıyan savaşın amacı da sonucu da bu kararla ilgili. Ne yazık ki amaç PKK terör örgütünü bitirmek, onunla etkili bir mücadele yapmak değil. Amaç şu: yeniden masaya oturulduğunda masaya daha sağlam oturmak.
Bu amaçla PKK masaya daha sağlam oturmak için, bölgede şehirleri doldurdu ve şehir savaşları başlattı. Devletin bölgeden tamamen silinmesini amaçlayan bu şehir savaşlarına henüz PKK’nın dağ kadroları tam anlamıyla katılmadı.
Nasıl ki AKP iktidarı masaya yeniden dönüleceği hesabıyla KCK yapılanması ve PKK liderlerine yönelik etkili operasyon yaptırmıyorsa, PKK’da aynı ihtimalle dağ kadrolarını tam kadro eyleme sokmuyor. Şimdilik kavgada taraflar birbirine peşrev çekiyor. Bu arada maalesef olan gariban askere ve polise oluyor. AKP’nin iktidar pazarlığı için şimdiye kadar şehit sayısı 600’ü geçti.
Peki peşrev savaşını kim kazanıyor?
Bu soruya cevap vermek için öncelikle rakamlara bakmak gerekiyor. 1986-2012 yılları arasında Terörle mücadelede şehit olan güvenlik görevlisi sayısı, ki bunların arasına köy koruyucuları da dahil 7000 kişi. Ama 8 haziran’dan bu yana geçen bir yıl içinde şehit verdiğimiz güvenlik görevlisi sayısı 700’e yaklaştı. Bu rakam 25 yılda sürdürülen terörle mücadele rakamlarının iki katından fazla. Neden bu kadar fazla şehit veriyoruz?
Bu kadar şehit vermemiz bize bu savaşta yanlış giden bir stratejinin olduğunu gösteriyor. etkisiz hale getirilen PKK’lı sayısında da rakamlar eskisi gibi değil. Eskiden Türk güvenlik güçleri 1 şehide karşı 10 PKK’lıyı etkisiz hale getiridi. Bu rakamlar şimdi 1/5 oranına kadar gerilemiş durumda.
Başbakan Binali Yıldırım’ın Vezneciler’deki patlamanın ardından yaptığı “PKK yeniden masaya dönmek istiyor” açıklaması tesadüfi bir açıklama değil. Bir bombalı saldırının ardından böyle bir açıklama yapılaması yukarıda anlattığım stratejinin bir noktaya doğru evrildiğini gösteriyor.
Bu durumda yeniden masaya dönüldüğünde kimin eli daha güçlü olur?
EMRE USLU