Muhaliflerin 750 delege desteğine ulaşıp kurultay yapması, tüzük değiştirmesi bize şunu gösterdi:

MHP’de hayal dahi edilemeyecek bir ‘değişim’ var!

Eskiden bırakın olağanüstü kurultay toplamayı ‘aday’ olmak bile cesaret işiydi.

Cumhurbaşkanı adayı, Sadi Somuncuoğlu ve daha önce yine adaylığa soyunan Ümit Özdağ’ın başına gelenleri hatırlayalım.

Demek ki MHP tabanının iktidar beklentisiyle ‘değişim’ arzusu ‘töre’ realitesini aşmış.

Bu bir Bahçeli-Akşener yarışıdır!
Bunlar oldu ama geldiğimiz noktada karşımızda 2 MHP var.

Bir yanda mevcut yönetim ve Bahçeli’nin etrafında kenetlenen grup.

Diğer yanda genel başkan değiştirecek delege sayısına ulaşmış ‘muhalifler.’

İkinci grup da kendi içinde grupçuklara ayrılıyor. Meral Akşener bu delegelerin en az yüzde 70’inin desteğine sahip.

Kalan yüzde 30’u sırayla Sinan Oğan, Koray Aydın ve Ümit Özdağ paylaşıyor.

Akşener ile diğer adaylar arasında kurultay salonuna dahi yansıyan bir ‘sorun’ ve ‘güven bunalımı’ olduğu aşikar.Bu ‘sorun’ların bitmediği, hatta derinleştiği söylenebilir.

Divan Başkanlığı ve tüzük değişikliği süreci Akşener’i diğer adaylardan iyice ayrıştırdı.

Ama ortada bir gerçek var: Delege, kamuoyu gücü Akşener’in arkasında.

Yarış olacaksa Bahçeli ile Akşener arasında yaşanacak.

Ama ortada halen çözülmemiş sorular ve ‘acaba’lar duruyor. 14 maddelik tüzük değişikliği yargıya taşınabilir. Divan Başkanı’nın delege olmadığından, kapsamlı değişiklik yapılamayacağına kadar bir dizi ‘gerekçe’ öne sürülüyor.

Yeni bir “Gemerek Hakimi”nin çıkmayacağını kimse garanti edemez.

1 Haftada 2 Kurultay mı?
Diyelim bu sorun aşıldı. 10 Temmuz’da gidilecek kurultayı kim düzenleyecek? Salonu MHP tuttu, protokol imzaladı.Çağrı heyeti ise 3 isme görev verdi. Ya, MHP yönetimi salonu vermiyorum derse?

Burada İlçe Seçim Kurulu’nun ne diyeceği önem kazanıyor.

Şunu da unutmayalım. B planı olarak olağanüstü tüzük kurultayının yapıldığı Akyurt ilçesindeki otel yedekte tutuluyor. 17 Temmuz tarihi rezevre edildi.

Uç bir ihtimal ama 10 ve 17’sinde iki ayrı genel başkan seçilme ihtimali belirdi.

Ha! bu arada Oğan, Aydın, Özdağ ne yapar? İçlerinde Bahçeli ile uzlaşmak isteyen çıkar mı? Bahçeli, Akşener ve Oğan dışındaki isimlere ‘zeytin dalı’ uzatabilir.

En başta dedik ya, hayal edilemeyecek şeyler oluyor.

Karşımızda çoksesli, çok adaylı MHP ve belirsizliğin devam ettiği bir süreç var.

Bugün Bahçeli’nin Meclis’te yapacağı açıklama geleceğe dair işaret verecektir.

Stratejik hamlelerin ilmik ilmik işleneceği 3 haftalık bir döneme girildi.
Erken seçim rafta, başkanlık lafta

MHP kurultayı ile atbaşı giden iki kritik konu erken seçim olasılığı ve anayasa değişikliğiydi.

Beştepe’de bir strateji değişikliği gözleniyor.

Başkanlık ve partili cumhurbaşkanlığı beklemeye alındı.

Sonbahar da ne referandum ne de baskın/erken seçim olmayacak yani. MHP ve HDP’yi bu halde yakalamışken “ 400 vekil” çıkarma hayali bir başka bahara bırakıldı.

Ekonominin bıçak sırtında oluşu Beştepe’nin seçim/başkanlık planlarını revize ettirmişe benziyor.

Vazgeçme yok. Daha uygun bir konjonktür bekleniyor.

Meclis’in açılacağı Ekim ayında yeni bir durum değerlendirmesi yapılacak. AK Parti’nin yaz dönemi öncelikleri ortada. “Kayyım” atamaları tam gaz devam edecek. Sırada onlarca şirket, medya kuruluşları ve HDP’li belediyeler var. Yüksek Yargı sıfırlanıyor. Yargıtay, Danıştay’ın 2010 referandumu sonrası göreve gelmiş 200 üyesi tasfiye edilecek.

Hep söyleniyor. Darbe dönemlerinde bile böyle operasyonlar olmamıştı.

Hiçbir lider böylesi bir güç kullanımına gidememiş; yasama ve yargı üzerinde bu denli etkin olamamıştı.

Erdoğan’ın “başkan” olmaya ihtiyacı var mı? Ne istiyor da yapamıyor? Sorusu bu yüzden yerinde ve doğru bir sorudur.

Yargı cephesinde siyasete nal toplatacak ittifaklar, politik manevralar yaşanıyor. Sol ve milliyetçi yargı mensuplarında ‘sıra bizde mi?’ kaygısıyla endişeli olduğu söyleniyordu. Şimdi gruplar arası liste pazarlıkları hız kazandı. HSYK, liste savaşlarının karargahı.

AK Parti-MHP etkisindeki isimler arasında dirsek teması hız kazanmış. AK Parti’ye sürpriz destek gelebileceği konuşuluyor.

Yüksek Yargı’nın siyasal kompozisyonu AK Parti-MHP koalisyonuna dönüşebilir.

CHP anayasa değişikliğiyle yargının yeniden yapılandırılması yanlısı. İktidarın getirdiği tasarıya Meclis Genel Kurulu’nda etkin bir direnişe de kararlı görünüyorlar.

‘Dar bölge seçim sistemi’ AK Parti’nin gündemine yeniden girdi bu arada.
Ömer Şahin/Meydan