Hanefi Avcı’nın ortaya attığı “Milli Damar” örgütüyle yakından ilgiliyim. Zira, cadı avına ilişkin görüşlerimi doğruluyor. Emniyet içinde birbirlerini rakip gören unsurlar, karşılıklı suçlamalarla bir yerlere gelmeye çalışırlar ya da bir hataları ortaya çıkarsa, bunu örtbas etmek üzere hayali bir düşmanı işaret ederler. Cadı avının esası budur.
Cemaat’e kumpas
Mesleğinde belirli bir birikime sahip olduğu için, Hanefi Avcı’nın sözlerini ciddiye alanlar, müthiş bir komplo senaryosunun kurbanı oldu: Cemaat imamları vardı; Emniyet’i ele geçirmişti; SUÇSUZ insanlara kumpas kuruyordu, farklı görüşlere hayat hakkı tanınmıyordu vs…
Cemaat, kendisine yakın kişilerin bürokraside yer almasını isteyebilir. Hatta onların o görevde kalması için iktidar nezdinde girişimlerde de bulunabilir. Bu dayanışma örneklerini diğer cemaatlerde ya da hemşehrilik ilişkisinde, hatta mezhebe ve ırka dayalı tercihler söz konusu olduğunda da görebiliyoruz. Önemli olan, atamaların liyakat esasına göre yapılması ve devletin hiyerarşisi dışında farklı mihraklardan talimat alınmamasıdır. Bugüne kadar, “terör örgütü” diye nitelendirilen Cemaat’in, MİT TIR’larında, 17-25 Aralık operasyonlarında ya da usulsüz dinlemelerde, talimatla polisleri ve savcıları yönlendirdiğine dair somut bir delile rastlanamadı. Hepsi tevatürden ibaret. HTS kayıtlarından bir örgüt çıkartmaya çalışıyorlar. Ahmet Mehmet’le konuşmuş, Mehmet Hasan’la, Hasan Hüseyin’le, Hüseyin de Cemaat’e yakın bir kişiymiş… Öyleyse Ahmet, Hüseyin’den talimat almış… Hukuk devletinin, örgüt için aradığı şartlar çok farklı; açın Ceza Kanunu’na bakın… Bulamayınca, “Fethullah Gülen dua etti, ‘Allah kurtarsın’ dedi. Hâkimler de tahliye kararı verdi” gibi, ancak bir Vodvil’de yer alabilecek iddiaları gündeme getiriyorlar.
Sözde Milli Damar
Gelelim Milli Damar’a… Fethullahçı Paralel Devlet bitti, Milli Damar’ın paralel devleti geldi!!! Hanefi Avcı, bu defa da bir sürü ismi “Milli Damar üyesi” diye suçluyor: Celal Ayhan, Alper Tan, Engin Dinç, Eyüp Kınacı, Ramazan Bal, Furkan Torlak, Hakan Arıkan, Bülent Kantar, Koray Öner, Cihangir Ulusoy, Bilge Kanaksay, Hakan Keskin, Ahmet Kandemir, Murat Ayasıl, Hüseyin Dilek, Nihat Demirbüken, Talip Tuncer, Mustafa Gülcü, Çetin Acar…
Avcı, Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bu isimlerin bazı savcılarla ve Kanal A’da çalışan birtakım gazetecilerle iş birliği yaptığını da belirtiyor. Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu’ndaki savcı, ona, delillerini sormuş, o da, “Tanıklarım var” deyip, kendisine yakın olan Orhan Özdemir, Emin Arslan, Soner Yıldırım gibi kişilerin adlarını vermiş.
Gizli saklı
Hanefi Avcı, son derece güçlü yeni bir paralel devlet yapılanmasından söz ediyor ve buna “Milli Damar Örgütü” diyor. O örgütteki kişilerin görev ve unvanlarının çok yüksek olduğunu, devletin en tepesinde bulunan makamlarla yakın irtibat kurabildiklerini, bu nedenle milletimizin büyük bir riskle karşı karşıya kaldığını belirtiyor. Cemaat yapılanması için söylediklerini aynen tekrarlıyor. Savcıya da güvenmiyor. “Örgütle ilişkili olabilir; dolayısıyla örgüte bilgi sızdırabilir” diye bir rezerv koyduktan sonra, soruşturma savcısının, bizzat HSYK Başkan vekili tarafından tespit edilmesini ve kapalı zarfın, soruşturma savcısı belirlendikten sonra, sadece onun tarafından açılmasını talep ediyor. Gizlilik sağlanmazsa, özellikle tanıkların hayatının tehlikede olabileceğini hatırlatıyor.
Yeni Cadı avı
Avcı, “Milli Damar Örgütü” iddiasını son derece gizemli hava yaratarak savcıyla paylaşıyor. İsimlerin gizli kalmasını, aksi takdirde hayati bir tehlikenin ortaya çıkabileceğini söylüyor. Oysa ertesi gün, bu isimler, konuyla ilgilenen her sitede yer aldı. Hepimiz, “Yeni Paralel Örgüt” diye, İstihbarat Daire Başkanı’nı, Terörle Mücadele Daire Başkanı’nı, Orhan Kapıcı, Harun Kodalak, Musa Yücel, Serdar Coşkun, Yunus Süer gibi yargı mensuplarını suçladığını öğrendik.
Önce “Paralel yapı” de, Cemaat’e karşı Cadı avını başlat, ardından Cemaat’le mücadele edenlere yeni bir örgüt uydur: “Milli Damar Örgütü”; sonra git, Anayasal Düzene Karşı Eylemleri soruşturmakla görevli savcıya, onların ne kadar tehlikeli olduğunu anlat…
Bana Hanefi Avcı’nın kafası bir hayli karışık gibi geldi. Galiba, kendisine ya da arkadaşlarına yönelik bir operasyon dalgasından çekiniyor. Oysa her derdin ilacı, hukuk devleti ilkelerini uygulamaktır. Yeni Cadı avları başlatarak bir sonuç alamazsınız.
NAZLI ILICAK/ÖZGÜR DÜŞÜNCE