Ve Erdoğan’a bir darbe daha geldi.

AKP hükümeti tarafından tutulan Amsterdam Hukuk Bürosu’nun ABD’de Fethullah Gülen Hocaefendi’ye karşı açtığı Tahşiye davası düştü.

Milyon dolarlar verilerek tutulan hukuk bürosunun açtığı davada, Federal Hakim Robert Mariani iddiaları temelsiz bulduğunu belirterek davayı reddetti.

Hakim Mariani karar yazısında Amsterdam Hukuk Bürosu’nun “sadece tesadüfi ve temelsiz iddialar sunduğunu” dile getirdi.

Bu davalar ilk açıldığında yazdığım yazıda (YAZI), bu davaların temelsiz ve komik davalar olduğunu belirtmiş ve bu davalardan asla bir şey çıkmayacağını dile getirmiştim.

Özelllikle, bu gün düşen Tahşiye davası üzerinden açılan davanın, Gülen’in aleyhine olmayacağını, tam aksine lehine bir olay olduğunu belirtmiştim.

Zira, ekranlarda el Kaide lideri Usame bin Ladin’i sevdiğini söyleyen ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin istihbarat kurumlarınca, el Kaide’nin Türkiye yapılanması olarak tesbit edilen bu gurup üzerinden Gülen’e açılan davanın, dava açılan Gülen’i değil, davayı açan Erdoğan rejiminin yargılanması anlamına geldiğini ifade etmiştim.

Ve beklenildiği gibi, dava daha başlamadan ret edildi.

Aslında ben bu davanın ret edilmemesi ve davanın açılmasını daha çok isterdim.

ABD mahkemelerinde, Tahşiye lideri Muhammed Doğan’ın, binlerce insanı katleden el Kaide lideri Usame bin Ladin için dediklerini dinletilmesini ve amerikalıların, bu kafaları savunan ve bu örgütü koruyan Erdoğan rejimini dana net olarak görmesini isterdim.

Fakat, dava daha başlamadan ret edildi.

Dünya, kimin terörist, kimin terör finansörü ve kimin masum olduğunu çok net görüyor ve biliyor.

Dünya, Erdoğan rejiminin IŞİD’e yolladığı silahları, Türkiye’de SADAT adı altında, IŞİD militanlarının devşirildiği, IŞİD militanlarının Türkiye’de eğitildiğini, yaralanan IŞİD militanlarının Türkiye’de devlet himayesinde tedavi edildiğini biliyor.

Dünya, Erdoğan rejiminin, yetiştirdiği teröristlere, sahte kimlikler ve pasaportlar ile Avrupa’ya yolladığını biliyor.

Dünya, Erdoğan rejiminin, kimyasal silahlarda kullanılan kimyasalları, IŞİD ve el Nusra’ya temin ettiğini biliyor.

Dünya, Erdoğan rejiminin, IŞİD ile yaptıkları petrol ticaretini biliyor.

Dünya, Erdoğan rejiminin, el Nusra ve IŞİD’e finansal yardımda bulunduğunu biliyor.

Ve tüm bunlar kayıt altına alınıyor ve hepsi belgeleniyor.

Avrupa’da IŞİD tarafından yapılan eylemlerin arkasında kimlerin olduğunu biliyor.

ABD’de Kuveyt Türk bankasına açılan davada, Reza Zarrap davasında önemli bir iddia olarak, Zarrap’ın İran’daki terör örgütüne finansal destek verirken, Erdoğan rejimi ile kurdukları ortaklığı amerikan mahkemelerinde yargılanacak.

BM’ye verilen dosyalar ile, Erdoğan rejimi ile IŞİD arasındaki işbirliği belgelendi.

Rusya’dan Erdoğan’ın özür dilemesi bu açılan dosyaların düşmesini sağlayamayacak.

Zira, BM’ye sadece Rusya dosya sunmadı.

Farklı kaynaklardan ve farklı ülkelerden de Erdoğan rejimi ile IŞİD arasındaki ilişkileri belgeleyen dosyalar sunuldu BM’ye.

Erdoğan artık, dünyada, terör finansörü, terör destekçisi, terörist yetiştiren bir figürü olarak kabul ediliyor.

Bakın Erdoğan nasıl tarif ediliyor RT tarafından yapılan belgeselde.

Bu belgesel herkes tarafından biliniyor ve tüm dünya izliyor ve izlemeye devam edecek.

IŞİD militanı, “Erdoğan IŞİD’in babası” diyor.

Bu gerçekler artık herkes tarafından biliniyor.

İşte bundan dolayı, Erdoğan’ın sonu gelmiştir.

Ne Rusya’dan özür dileyerek, Rusya’ya yanaşması kurtarabilecek Erdoğan’ı.

Ne düne kadar sömürdüğü Mavi Marmara’yı satarak, israil ile yaptığı anlaşma kurtarabilecek Erdoğan’ı.

Ne ülkede çıkarmaya çalıştığı iç savaş kurtarabilecek Erdoğan’ı.

Erdoğan artık, hem dünya hem Türkiye için büyük bir tehdit ve yüktür.

Hem Türkiye, hem dünya sırtından Erdoğan’ı atacak ve layık olduğu yere gidecektir.

İşlediği tüm suçların, çaldığı tüm paraların hesabı verecek.

Ve hiç bir yere kaçamayacak.