Suriyeliere vatandaşlık verilmesi konusu gündemin en tepesinde.

Daha altı ay önce, “bizim alnımızda enayi mi yazıyor, tüm mültecilere biz sahip çıkalım” diyen Erdoğan.

Daha düne kadar, mülteciler üzerinden AB ile para pazarlığı yapan Erdoğan.

Daha düne kadar, “vize muafiyeti verin, yoksa kapıları açarız ve tüm mültecileri salarız” diyen, hatta bunu daha öte götürerek, “otobüslere doldururuz sınırlara yollarız” diyen Erdoğan, ne olduysa, birden suriyeli sevdalısı oldu ve “müslüman kardeşlerimize ensar olmamız” demeye başladı.

Siyasette, içtiği suyu bile bir çıkarı var ise içen ve attığı her adımda siyasi bir çıkar güden Erdoğan’ın, bu kadar önemli ve çok sayıda insanı etkileyecek bir konuda, bir çıkar ve kazanımı olmadan bu meseleyi gündeme getirmesini beklemenin saflık olacağı aşikardır.

Erdoğan’ın siyasi hayatı, insanları satarak ve insanları kullanarak yükselmiş bir hayattır.

Bu profildeki birinin, sadece insani ve ülke menfaatleri için bu konuyu gündeme getirmeyeceği nettir.

Peki Erdoğan, neden düne kadar pazarlık malzemesi yaptığı suriyelilere, bu gün vatandaşlık vermekten bahsetti ve bunu yapmak istiyor?

Bunun bir kaç amacının olduğunu düşünüyorum.

1- Erdoğan, büyük ortadoğu projesinin eş başkanı olduğunu defaatle ilan etmiştir.

Bu projede, çok sayıda ülkenin sınırlarının değişeceği ve bu değişimin olmasının, sadece topraklar üzerinden değil, aynı zamanda, demografik değişiklikler ile olacağı bilinmektedir.

Suriye’ye demokrasi getirme bahanesi ile başlatılan bu süreçte, amacın aslında Suriye’de bir demokrasinin inşaasının olmadığı, bizzat bunu iddia edenlerin, demokrasiden ne kadar uzaklaştıkları ve ortaya çıkan sonuçlar ile aşikar hale gelmiş durumdur.

Suriye’de başlatılan iç savaşın iki temel amacı vardı.

Bunlardan birincisi, BOP ile planlanan sınırların yeniden dizaynı, ikincisi, Katar gazının Suriye üzerinden Türkiye’ye, ordan da Avrupa’ya aktarılmasıdır.

Birinci amacın baş aktörü Erdoğan, aynı zamanda, ikinci amacında en çok kazanacak tarafı olacaktı.

İşte bu iki amaç ile başlatılan Suriye iç savaşının bir sonucu olarak görülen mülteciler, aslında sürecin bir amacının bir basamağıdır.

Mülteciler, Türkiye vatandaşı edilerek, Türkiye’nin özellikle doğu ve güneydoğusundaki demokrafi değiştirilecek ve bununla, BOP’un en önemli amaçlarından biri olan bir PKK devleti kurulacak.

Kuzey Irak kürt bölgesi, Suriye’nin kuzeyindeki kürt kantonları ve Türkiye’nin güney doğusundan ve doğusundan bazı şehirlerin içinde olacağı bir PKK devletinin kurulması için, önce demografik yapı buna hazır hale getirilmeye çalışılıyor.

Kilis’in boşaltılması, Diyarbakır, ve doğuda halkın göçe zorlandığı yerlere, suriyelilerin yerleştirilerek, bu demografinin değişimi adım adım yapılmaya çalışılıyor.

Bunun son halkası da, vatandaşlık verilen suriyelilerin buralara yerleştirilmesi olacaktır.

2- Erdoğan, başkan olma adına kendisine gerekli olan oy oranına ulaşamayacağını biliyor.

Kürtlerin oyundan tamamiyle umudunu kesen Erdoğan, MHP üzerinden milliyetçi oyların da bu amaç için kendisine yetmeyeceğinin farkında.

İşte bu noktada, Erdoğan, vatandaşlık vereceği suriyelilerin oylarını alarak, başkanlık yolunun açılacağını hesaplıyor.

Erdoğan, sade başkanlık için değil, kendisinin kurduğu saltanatının ayakta kalması adına, AKP ikdirarının da devamı için, suriyelilerin oylarına ihtiyacının olacağını biliyor.

Bundan dolayı, suriyelilere ensarlık yapmak için değil, vatandaşlığı vererek, onlardan oylarını almak için Erdoğan, suriyelilere vatandaşlık vermek istiyor.

3- Erdoğan, saltanatının devamı adına ülkede bir iç savaşın çıkması göze almış durumda.

Bunu kürt-türk kavgası üzerinden çıkarmaya çalıştı ve hala devam ediyor.

Bu savaşa, suriyelileri de dahil etmekten çekinmeyecektir.

Özellikle suriyelilere vatandaşlık meselesini gündeme getirerek bunu daha da çok cepheli hale getirecektir.

Suriyelilere vereceğini açıkladığı ayrıcalıklar ile, bunu daha da alevlendirmeye çalışıyor.

Onca işsiz varken, suriyelilere daha kolay iş bulma hakkı verme planı.

Onca evsiz ve zor duruma olan şehit yakını ve fakir olduğu halde, suriyelilere TOKİ’den bedava ev vermeyi dillendirmesi.

Toplumdaki bu kavga ortamını daha da arttırmaya yönelik adımlardır.

Bu şekilde meydana gelecek bir çatışma ortamı ile, hem ülke daha rahat yönetilir olacaktır.

Hem de, yarın barışacağı, bu gün katil dediği Esad ile barışmasına kılıf yapacaktır.

Ülkede suriyelilere karşı artacak olan rahatsızlığı bitirme adına, halka, “bakın ben çok istediğimden değil, rahatsız olduğunuz suriyelileri evlerine yollamak için barıştım” demenin alt yapısını yapmayı planlıyor.

Halk suriyelilerden o kadar çok nefret edecek ve bu o kadar çok ayyuka çıkacak ki, Erdoğan’ın Esad ile barışması, AKP tarafından bir zafer olarak satılması sağlanmaya çalışılacak.

Yani dün para için meze olarak kullanılan suriyeliler, yarın Esad ile barışın kılıfı olarak kullanılacak.

İşte tüm bu amaçlar için, Erdoğan suriyelilere vatandaşlık ve daha çok hak vermeyi hep gündemde tutacak ve bununla bu amaçlarına ulaşmaya çalışacak.