Hizmet Hareketi bitirilebilir mi?

Tarihin hiç bir devrinde, sermayesi insan olan hareketler bitirilememiştir.

Bu nedenle, sermayesi insan olan Hizmet Hareketide, asla bitirelemez.

Bazen bu hareketler bitti gibi görülebilir,  ama asla bitmez ve zamanla daha da büyüyerek hayatlarına devam ederler.

Hz. İbrahim, Nemrut’un kendisine hayata hakkı tanımaması üzerine hicret etmiş ve davasını orada anlatmıştır.

Nemrut, İbrahimi düşünceyi bitiridği zannetti, ama O, kafasına giren bir sivrisinek nedeniyle, kendisinin adamları tarafından, kendisinin kafasına tokmak vurdururken, İbrahimi düşünce asırlara yayılmaya başlamıştı bile.

2- Hz. Peygamber, Mekke’de, müşrikler tarafından hayat hakkından mahrum edilince, önce kendisine inananları Hristiyan olan ama vicdanlı ve hakkaniyetli olan Habeşistan’a yollamış, sonra kendisi de Mekke’ye hicret etmişti.

Giderken, Mekke’ye dönerek, “Ey Mekke, vallahi sen Allah katında yeryüzünün en hayırlı yerisin. Bana da en sevimli yerisin. Vallahi eğer buradan çıkmaya mecbur bırakılmasaydım, çıkmazdım.” demişti.

Müşrikler müslümanları bitiridklerini zannetmişlerdi.

Onlar da bugünküler gibi, mallarını yağmalamış, işyerlerine el koymuş ve zafer kazandıklarını zannetmişlerdi.

Ama, Muhammedi düşünce Medine’de ve Habeşistan’da yeşermiş, dünyaya yayılmış ve bitmemiş ve bitmeyecekti.

3- Dersim’de Aleviler bir katliama maruz bırakılmıştı.

Mağaralara insanlar doldurularak katledilmişti.

Yaşadıkları evler yakılmış, çoluk çocuk demeden herkesi katletmişlerdi.

Hayatta kalan kız çocukları başka ailelere evlatlık verilmiş ve bu zalimlikler devam etmişti.

Ama, ne aleviler, ne de Alevilik bitmemiş ve hayatlarına devam etmişti ve hala ediyor ve edecektir.

4- Halepçe’de, kürtler yine zalim bir diktatörün emriyle kimyasal silah kullanılarak katledilmişti.

Evlerinde oturan, masum insanlar, kundaktaki bebekler, sokakta oynayan çocuklar, bir anda bir gaz bulutuyla oracıkta can vermiş ve tarihin en büyük katliamlarından birinin kurbanları olmuştu.

Ama kürtler bitmedi ve hala varlıklarına devam ediyor.

Bunun gibi, tarihin hemen hemen her devrinde, kendisinden farklı düşünen ve kendisinden farklı olanlara karşı kin besleyen zalimler olagelmiştir ve olacaktır.

Zalimin ve etrafındakilerin çok olması asla onların doğru yolda olduklarına delili olamaz.

İbrahim bir kişiydi, Nemrut binlerce kişiyle ateş yakıyordu.

Ama İbrahim haklı, Nemrut zalimdi.

Yusuf bir kişiydi, kardeşleri daha çoktu.

Ama Yusuf haklı, kardeşleri katildi.

Hz. Peygamber 40 kişiydi, Mekkeli müşrikler binlerce kişi.

Ama O, hak yoldaydı, müşrikler şirk yolundaydı.

 

Bu nedenle, tarihte örnekleri çokça bulunan bir hadisenin, bu gün Hizmet Hareketi mensuplarının başlarına gelmesi, zahiren acı ve kötü görülse de, bu çok büyük bi şans ve kazanımdır.

Cennet ucuz değildir, cehennem de luzümsuz değildir.

Hizmet Hareketinin, okulları kapatılabilir, müessseseleri yağmalanabilir, üniversitelerine zincir vurulabilir, halkın çoğunluğu onları yok etmek isteyebilir.

Bu asla ve kata, yürüdükleri yolların yanlış olduğunun delili olamaz.

Sorun kendinize,

Siz çaldınız mı ?

Siz ihanet mi ettiniz vatanınıza?

Siz insanları terörist olarak mı yetiştirdiniz?

Siz yollara bombalar mı döşediniz?

Siz darbe mi yapmak istediniz ?

Hayır!!!

Siz çalmadığınız için linç edildiniz.

Siz ihanet etmediğiniz için hedef gösterildiniz.

Siz yollara bomba döşeyen teröriste güvenmediğiniz için hain ilan edildiniz.

Siz sevgi dediniz

Siz eğitim dediniz

Siz hoşgörü dediniz.

Siz demokrasi dediniz.

Siz demokradisen dönüş yok dediniz.

 

Varsın sizi kendi kavminiz anlamamış olsun.

Bu yolunda gittiklerinizin de kaderiydi, sizinde olsun.

Varsın, insanlar sizin mallarınıza el koysun.

Bu kendinize örnek aldıklarınızın da başına geldi, sizinde başınıza takılmış bir taç olsun.

 

Bu hizmetin sermayesi insandır.

Ne binalar, ne paralar, ne arsalardır.

Ve sermayesi insan olan hiç bir hareket bitirilemez.

Ve bitmeyecek.

Unutmayın ve asla ümitsizliğe kapılmayın.

 

Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

Diyerek, ve:

 

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır

Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır

Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır

Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır

Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır

O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır

Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır

Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır

Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır

Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır

Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır

Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili

Türkülerini söyleyerek, yolumuza ve mücadelemize devam edeceğiz.

Zafer sabredenlerindir.

Allah sabrımızı ve sadakatimizi arttırsın.

Allah ülkemizin üzerindeki bu kara bulutlardan tez zamanda kurtarsın.