Reza Zarrap Davasının ilk duruşması yapılamadı.
Normalde, ilk duruşması 6 eylülde olması bekelene dava, Zarrap’ın avukatlarının reddi hakim talebinde bulunması üzerine ertelendi.
Zarrap avukatları, mahkeme hakimi Berman’ın, Hizmet Hareketinden olduğunu iddia ederek, reddi hakim talebinde bulundu.
Zarrap avukatları, 72 yaşındaki yargıc Berman’ın, Türkiye’de bir konferansa katıldığını, bu konferansın Hizmet Hareketi tarafınan organize edildiğini ve Berman’ın Hizmet Hareketi’nin ingilizce yayın yapan gazetesi, Today’s Zaman gazetesinde çıkan açıklamalarını da buna sebep olarak gösterdi.
Bunun üzerine, NY eyalet savcısı ve Reza Zarrap’ı tutuklatan Savcı Bharara, bir dilekçe ile buna karşı bir yanıt vereceğini iletti.
Durumu değerlendiren Yargıç Berman, savcılığın Zarrab’ın dilekçesine 14 Eylül’e kadar yanıt vermesini karara bağladı. Zarrab’ın avukatlarının da, savcılığın mahkemeye vereceği dilekçeye en geç 21 Eylül’e kadar yanıt vermesi gerekiyor.
Tüm bunlar yaşanırken süpriz bir gelişme daha oldu.
Savcı Bharara, Zarrap davasını Avrupa ayağınada operasyon yaptırdı.
Nesteren Zarei Deniz ve eşi Bora Deniz, Hollanda’da gözaltına alındılar. Daha sonra kefalet ile serbest kalan bu kişiler, Türkiye’ye kaçtıkları öğrenildi.
Bu gelişmeler, önümüzdeki günlerin Zarrap davasında hareketli ve sıcak geçeceğinin işareti.
Peki bu sıcak gelişmeler, özellikle Türkiye’de kimleri ve nasıl etkileyecek?
Şurası netleşmiştir ki, Zarrap davası öyle yada böyle Türkiye’de çok kişiyi etkileyecek.
Ve bu kişiler, Erdoğan ve AKP çevrelerinden üst düzey bakan, bürokrat, milletvekili ve vekil yakınlarından olacak.
Bunun böyle olacağını en iyi bilen, Erdoğan ve çevresi.
Ve bunun önlemlerini alma yolunda hamleler yapılıyor.
Bu hamlelerin en önemlisini, Zarrap avukatlarının reddi hakim talebinde bulunması ile yaptılar.
Zarrap davasını Erdoğan’ın çok yakında takip ettiğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Erdoğan, Zarrap davasını, bir adli dava olmaktan çıkarıp, siyasi bir dava haline getirmek istiyor.
Ve bu yolda, en önemli adımını, davanın hakimi için, “Hizmet Hareketinden” diyerek reddi hakim talebinde bulunarak atmış oldu.
Zaten avukatların reddi hakim talebinde bulundukları dilekçede, avukatların 15 temmuz darbe girişiminin arkasında cemaatin olduüunu iddia etmesi ve bu iddia üzerinden, Hizmet Harekletini illegal bir şekilde göstermeye çalışması bunun en büyük delili olarak ortaya çıkmıştır.
Zarrap avukatlarının, bu argüman ile reddi hakim talebinde bulunmasının, Zarrap’ın insiyatifi ve teklifi ile değil, bizzat Erdoğan ve çevresinin telkin ve yönledirmesi ile olduğu kanaatindeyim.
Zira Erdoğan, Zarrap davasının bir adli ve ABD ambargosunu delerek, İran’a kara para akıtma davası halinde görülmesi durumunda, Zarrap ve Zarrap’ın Türkiye’de kurduğu ve savcı Bhararanın “suç örgütü” olarak tanımladığı örgütün deşifre olması anlamına geleceğini çok iyi biliyor.
Ve bu örgütün ucunun, kendisine ve ailesine dokunacağını da biliyor.
Bundan daha öte, Amerika mahkemelerinde hüküm giymiş Zarrap’ın olması, 17-25 aralık operasyonlarının, ne kadar yerinde ve doğru operasyonlar olduğunun da dünyada tescillenmesi anlamına gelecektir.
Ve bu da, Erdoğan’ın cemaate saldırma adına kullandığı ve Fethullah Gülen’in iadesi için şuana kadar gönderilen tüm delillerin çöp olması anlamına gelecektir.
İşte tüm bunlardan dolayı, Erdoğan, Zarrap davasına bizzat müdahil oluyor ve yönlendiriyor.
Eğer dava, siyasi bir dava haline getirilirse, davanın adli boyutu gölge kalacaktır ve davanın sonucu beklenildiği gibi olmayacaktır.
Bu davaya Erdoğan’ın müdahil olmak istemesinin başka bir nedenide, Erdoğan Gülen’in iadesi meselesi ile Zarrap davasını bir düzlemde dengelemek istiyor.
Erdoğan, Gülen iade edilsin diye değil, Zarrap davasından gelecek tehlikeye karşı Amerika’ya karşı sert tutum içerisine girmiş durumda.
Eğer Zarrap davasını da Gülen ile ilişkilendirip, siyasi bir hale getirir ise, bu elinin daha da kuvvetlenmesine neden olacağını düşünüyor.
Sonuç olarak;
Zarrap davasına Erdoğan perde arkasından müdahildir.
Davanın seyrini yakından takip ediyor ve yönlendirme yapıyor.
Davanın adli bir dava olmaktan çıkarılıp, siyasi bir dava haline getirilmesine çalışılıyor.
Amerika’ya karşı sert söylemleri, Gülen’in iadesi için değil, Zarrap davasına karşı hazırlıktır.
Tüm bunlara rağmen, ABD başkan yardımcısı Biden’ın, Erdoğan ile yaptığı görüşmeden sonra yaptığı hukuk vurgusu, Gülen’in iadesi için değildi sadece, aynı zamanda, Zarrap davası içinde yapılmış bir vurguydu, bunu da bilmek lazım.