Ey, bu ülkenin “akil” insanları!

Gönlünde vicdan taşıyan kişiler!..

Gören gözünüz görmez mi oldu?

Her gün gözünüzün önünde binlerce insana zulüm yapılıyor, insanlar aşından-işinden oluyor, aileler dağılıyor…

Nasıl böyle sessiz kalabiliyorsunuz? Nasıl rahat uyuyabiliyorsunuz?

Siz de hiç yürek yok mu? Vicdan, acıma, empati, adalet, merhamet…

Yok mu?

Niçin tek bir itirazınız yok olan-bitene?

İlla ki birilerinin, eline silah alıp dağa çıkması mı gerekiyor 2016 Türkiyesinde sesini duyurmak için.

Başbakan diyor ki PKK ile ilişkili ondört bin öğretmenin yeri değişecek…

Bunu işitmiyor mu kulaklarınız, bu tuhaflığı görmüyor mu gözleriniz?

Bu ülkeye yıllardır zulmeden-acı çektiren bir terör örgütüyle ilişkili kişilere böyle davranılıyor…

Ama hakkında en ufak bir terör ispatı olmayan insanlar işinden atılıyor, tutuklanıyor, işkenceye uğruyor…

Bu insanları hiç mi tanımadınız siz? Bunların içinden hiç kardeşiniz, komşunuz, okul arkadaşınız, akrabanız olmadı mı? Bu kişilere “terörist” muamelesi yapılmasına nasıl itiraz etmezsiniz!…

Unutmayın ki bir ülkede, zulme rıza gösteriliyorsa o ülke bitmiştir.

Er ya da geç, bedeli çok ağır olur…

Farkında mısınız?

Ülkeniz hızla bitiyor… Bugün 14 şehit var… Asıl terör bu!

Susmakla, sinmekle, itiraz etmemekle; bu zulme siz de ortak oluyorsunuz.

Hukukun en temel kaidesidir: SUÇ BİREYSELDİR!

Ankara’da birileri eline silah alıp yüzlerce kişiyi öldürdü diye memleketin tamamında masum insanlara eziyet edilmez! Edilemez; edilmemeli!

Bu zulümdür, günahtır…

Ayıptır!

Gönülleri yaralar…

Varsa bir delili, ispatlarsınız!

Bir adam bir öğrenciye yıllarca burs verdi ve bir gün o genç gidip birini öldürdü ise bu suçta o adamın ne günahı olur, Allah aşkına?..

Daha da ötesi, sırf dünya görüşü nedeniyle insanlar hapislere tıkılıyorsa, binlercesi işinden atılıyorsa, onlarla bağlantılı olduğu iddia edilen yüzlerce şirket kamulaştırılıyorsa, bunun adı başka bir şey değil; soykırımdır!

Sizin “cemaat” dediğiniz yapıdan; beş-on, yirmi-yüz kişi yanlış işler yapmış olabilir. İnsanoğlu bu; çiğ süt emmiş. Gidersiniz yanlış yapanı bulur, hesabını ondan sorarsınız… Geriye kalan yüzde doksan dokuzdan sorulmaz bunun hesabı!

Babaların günahını oğullar çekmez.

Ne oldu size?

Neden susuyorsunuz!?

Bugün konuşmayacaksanız, bugün itiraz etmeyecekseniz; ya ne zaman?

Daha ne olması gerekiyor sizin paslı vicdanlarınızın kilidinin açılması için?

Diktatörlerin önünde iliklemek için düğme arayan yargıçların, herhangi bir memlekete adalet getirdiği tarihte hiç görülmedi…

Yürekli olun biraz!

Koca koca adamlar ve kadınlarsınız!

Siz itiraz etmezseniz, bir gün bir çocuk gelir ve tüm nefesiyle haykırır:

KRAL ÇIPLAK!

Bari o gün siz giyinik olun!

Gerçi, vicdan kapalı olduktan sonra bedenin açıkta olmasının ne önemi var ki!

 

Ahmet Faruk ÖZKAN

4 Eylül 2016