Başlığın çok ürkütücü olduğunun farkındayım. Bu başlık ne kadar ürkütücüyse o kadar da gerçek aslında. Her şey EVET oyları için ayarlanmış gibi. Hürriyet’in “Karargah Rahatsız” manşetinden sonra Erdoğan’ın “bedelini ödeyecekler” açıklaması geldi. Ardından Aydın Doğan yıllardır ilk defa zorla mahkemeye getirlilme kararı alındı. Aydın Doğan’ın tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallandırılan POAŞ davası indirildi.

POAŞ davası öylesine bir dava ki, AKP her seçimden önce gündeme getirir, seçimden sonra rafa kaldırır. Yine öyle oldu. Ama bu sefer durum biraz farklı. Zira sandıktan EVET çıkma ihtimali oldukça düşük aslında. Bunun için seçmenin nefret ettiği birinin “asılması” gerekiyor.

Bu role uygun üç aday var. PKK’nın liderlerinden biri, Gülen cemaatinin etkili isimlerinden biri veya Aydın Doğan. Eğer Erdoğan ilk ikiden birini başarır ve Türkiye’ye getirtebilirse onu meydanlarda kullanıp EVET oylarını konsolide edebilir. Değilse geriye Türkiye’de yaşayan Aydın Doğan kalıyor…

Her diktatörlükte olduğu gibi, Yeni Türkiye’nin hukuk düzeni Erdoğan’ın siyasi kariyerini düzenlemek üzere oluşturulduğundan, her seçimden önce, her siyasi dönemeçten önce birinin aslan kafesine atılması gerekiyor. Sanırım bu sefer sıra Aydın Doğan’a geldi.

Doğan’ın tutuklanması EVET oylarını artırırsa, -ki Aydın Doğan’ın şimdiye kadar yaptığı ilkesizlik halkın midesini bulandırmış durumda. Sırf Aydın Doğan’ı bitirmesi için Erdoğan’a oy verecek yüzbinlerce soldan sağdan seçmen var- Aydın Doğan bir süre Silivri’de misafir edilebilir…

Korkarım böyle bir durumuda Silivri’nin önünde düğün bayram yapacak milyonlar olur.  Aydın Doğan’a sahip çıkacaklar yine onun, holdinginin menfaatlerini koruma uğruna, mağdur ettiği demokratlar olacak…

Aydın Doğan böyle bir muameleyi hak etmiyor ama onun yayınlarıyla buraya getirdiği Türkiye’de böyle bir muamelenin yapılmayacağının garantisi de yok. Kendi yaptı kendi buluyor…