Türkiye çok zor ve sıkıntılı günlere gebe.
13 yıllık AKP iktidarı ülkeyi bırakırken tam anlamıyla enkaza çevirip terketmeye kararlı anlaşılan.
Kısa vadede ülkemizi bekleyen sorunlar.
1- Suriye ile Savaş
2- Ülkede hücreleri olan ve bir zamanlar devlet tarafından desteklenen ancak kontrolden çıkıp artık başıboş mayın gibi ortalıklarda duran İŞİD hücreleri ve İŞİD tehlikesi
3- PKK ile sağlanan çatışmasızlığın bir kaç oya kurban edilip ve yanlış strateji takip edilerek artık bitti denilerek tekrar ortaya çıkacak olan PKK tehlikesi.
4-Suriyeden gelen 3 milyona yakın mültecinin toplumda oluşturmaya başladığı toplumsal problemler.
5-Ekonomik kriz
6-Hukukun artık öç alma aracı olarak kullanılmasının toplumda meydana getirdiği hukuka güvenmemezlik ve toplumsal öfke.
7-Polis teşkilatının altüst edilmesinin sonucunda şehirlerde ortaya çıkan mafya ve çetelerin ülkeyi Teksas’a çevirmesi.
8-Toplumda kamplaşmanın bir hükümet ve Cumhurbaşkanlığı politikası olarak benimsenmesi ve bunun 10 larca gazete ve televizyondan topluma kin ve nefret pompalanmasının toplumda biriktirdiği öfke.
9-Paralel kılıfıyla sivil toplum ve cemaatlere yapılan baskı ve operasyonların toplumda meydana getirdiği tehlike.
İşte ksıa vaadede ülkeyi bekleyen bazı sorunlar.
Şimdi soru şu ;
Bunca sorunu ve tehlikeyi toplumun herkesiminin desteğini alarak analitik ve stratejik düşünebilecek bir hükümet ve yönetim kadrosu var mı ülkede ?
Evet işin en acı tarafı ve bunca sorunun halka ve ülkeye ciddi bir bedel ödeteceği ve acılara sebebiyet verecek korkusunun asıl kaynağı bu.
Ülkemiz
Başında bir hükümet olmadan
Hükümette akıllıca davranacak yöneticiler olmadan
Toplumu kamplaştırmayacak kin ve nefret tohumları ekmeyen aksine toplumu birleştirecek ve toplumun farklı kesimleri arasında köprü vazifesi görecek bir Cumhurbaşkanı olmadan nasıl bunca sorunu çözecek bilemiyorum.
Galiba toplumun herkesi mi olarak toplamda ki hata ve günahlarımızın bedelini toplumun herkesi olarak topluca ödeyecez.
Umarım çok ağır bedeller ödemeden bu borcumuzu öderiz.