Newroz sürecinde PKK’nın bir kez daha “devrimci halk savaşı” başlatma girişimi, Silvan saldırısından sonra müzakereci yaklaşımları bir kez daha boşa çıkardı. Gerek AKP ve devlet içindeki müzakereciler, gerekse müzakereci aydınlar, “PKK barış istiyor” iddiasıyla müzakere umutlarını yükseltmeye başladıkları anda PKK etkili eylemler yapıp müzakerecileri boşluğa düşürüyor. Silvan öncesinde de Newroz öncesinde de aynı süreci gördük.
Müzakereciler PKK’nın telaffuz etmediği “barış” ve “silah bırakmayı” ısrarla PKK’nın ağzına yakıştırıp kamuoyunda boş algılar yaratmaya çalışıyorlar. Israrla PKK’nın silah bırakması mümkün, umudunu pompalıyorlar. Oysa PKK’nın böyle bir niyeti veya açıklaması yok.
2006 yılından bu yana Öcalan ve PKK ile görüşen devlet kurumları ve en son da MİT’in en büyük yanılgısı da buydu. PKK’nın silah bırakacağına ilişkin yanlış bir umut beslediler hep. Siyaset kurumunu da yanılttılar.
Gazetelere yansıyan “PKK ve Kürt sorununda yeni plan” hem müzakereci aydınların hem de MİT ve AKP içindeki müzakerecilerin yanıldığının, geliştirdikleri siyasetin iflas ettiğinin, bizzat AKP yönetimi tarafından ilan edilmesidir. Müzakereci yaklaşım, tüm tavizlerine rağmen PKK’yı barışa ikna edemedi. Hükümet yeni plan ile bunu teyit ediyor. Yeni plana göre Öcalan ve PKK ile görüşmeler yapılmayacak. Müzakereci planın ana aktörleri Öcalan ve PKK’nın devre dışı bırakılması, müzakereci planın iflasını gösteren en büyük işaret.
Peki, yeni plan neyi getiriyor:
1) Kürtlerle Kürt sorunu konuşulacak
Yeni plan, uzun süredir savunduğum “Kürt halkları PKK ile müzakere ve mücadelenin rehinesi olmamalı” görüşüne yakın bir plan. Bu planın müzakereci yaklaşımdan en temel farkı Kürt sorunu ile PKK sorununun ayrı ele alması. Müzakereciler, Kürt sorununu PKK ile müzakerenin rehinesi yapmış, bölgeyi KCK’ya bırakıp PKK’nın hegemonyasını kabul etmişti. Yeni planda ise bu ayrım netleşiyor. Şu maddeler bu açıdan önemli: “Kürt sorununun çözümünde sivil siyaset kanalı dışında hiçbir kanala itibar edilmeyecek, kullanılmayacak. Bu amaçla doğrudan halk muhatap alınacak ve sivil siyaset kanalıyla çözüm aranacak. Güneydoğu’da ve diğer bölgelerde yaşayan Kürt vatandaşlar, PKK ve KCK’nın baskısından kurtulacak.” Yani hükümet, Kürtlerin taleplerini PKK ile değil tüm Kürtlerin temsilcileri partilerle konuşurum ona göre planlar geliştiririm diyor.
2) PKK ile PKK sorunu konuşulacak
Planda yer alan “PKK, silahlı eylemlere devam ettiği sürece silahlı mücadele devam edecek. PKK ile bir daha görüşülecekse bu ancak silah bırakması için olacak. PKK silahlarını Türkiye’ye teslim ettiğinde, yargısal sorumluluğu olmayanlarla nasıl bir prosedür uygulanacağı belirlenecek.” Maddeleri de hükümetin PKK ile konuşma zeminini oluşturuyor. Yani hükümet MİT ve müzakerecilerin yaptığı gibi, PKK ile Özerklik, Anayasa Komisyonu gibi konuları konuşmayacak. PKK ile barış ve affa ilişkin konuları görüşecek. Böylece hükümet MİT’e verdiği sınırsız görüşme yetkisini sınırlıyor ve PKK ile görüşmelerde KIRMIZIÇİZGİLERİNİ belirlemiş oluyor. Yani bundan sonra PKK ile her kim görüşürse, MİT’in yaptığı gibi bölgeyi PKK’nın yönetimine bırakan mutabakat metinleri imzalayamayacak.
3) AB Yerel Yönetim Şartı üstünden çözüm
Bana göre yeni planın en somut kısmı “yerel yönetimler güçlendirilecek, uluslararası hukuka dayalı ilkeler esas alınacak” cümlesi. Planın bu kısmı 1988 yılında bazı şerhler koyarak imzaladığımız Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’nın üstündeki şerhlerin kaldırılmasını esas alıyor. Bu kısım uygulanabilir, zira ortada somut bir uluslararası anlaşma var. Sorunu AB Yerel Yönetim Şartı çerçevesinde çözüme çalışmak yeni anayasaya da gerek bırakmıyor. Zira usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalar iç hukukta Anayasa ile aynı değere sahiptirler. Birçok yönden Anayasa engeline takılan Kürt sorunu AB Yerel Yönetimler Şartı ile engeller aşılarak çözülebiliyor.
Hükümet AB yerel yönetimler şartındaki şerhleri kaldıracağını duyurarak hem PKK’nın özerklik stratejisini boşa çıkarabilir, hem Türkleri rahatsız etmez, hem de Anayasa engeline takılmadan sorunu kısmen çözer.
4) Öcalan ve PKK planı sabote etmek isteyecektir
Tabii burada en kritik konu PKK ve Öcalan’ın yeni plana nasıl yaklaşacağı. Zira PKK elindeki silahıyla şiddeti tırmandırarak yeni planı sabote edebilir. Özellikle müzakerecilerin imzaladığı eski planın Öcalan’ın 2004 yılından beri özenle hesaplayarak geliştirdiği ve özünde Öcalan’ın affını amaçlayan plan olduğu düşünülürse Öcalan’ın yeni planı onaylaması kolay olmayacak. Yeni plan Öcalan’ın geliştirdiği “önderlik” metaforunu tamamen çökertiyor. Muhtemelen Öcalan bu plan için “3. Komplo” değerlendirmesini yapacaktır. PKK da benzer bir şekilde yaklaşacaktır.
5) Müzakereciler plana karşı çıkacaktır
Plana müzakereci yaklaşıma destek veren devlet içindeki kurumlar ile aydınlar da sert tepki verecektir. Özellikle devlet içindeki müzakerecilerin planı sabote etme potansiyeli yüksek. Müzakereci aydınların da kamuoyunu plana karşı etkileme gücü var. Bunun ilk belirtileri de ortaya çıkmaya başladı zaten.
6) Planın başarı şansı ne?
Yeni planın başarı şansı uygulama takvimiyle yakından ilgili. Eğer hükümet yeni plana ilişkin bir uygulama takvimi açıklarsa başarı şansı var. Örneğin gelecek bir yıl içinde AB Yerel Yönetimler Şartı’nın üstündeki şerhleri kaldıracağım, bu çerçevede anadil eğitimini garanti edeceğim şeklinde bir takvim açıklarsa planın başarı şansı var. Eğer yapmazsa, bu plan da Açılım beceriksizliğinin yanına eklenir.
Bakmayın siz müzakerecilerin planı gömmek için çırpınışlarına. Bu plan uygulanabilir bir plan. Ancak içi ivedilikle doldurulmalı ve en geç bir aya kadar bir uygulama takvimi açıklanmalı. Yoksa bu planı da çöpe atabilirsiniz…
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...