Türkiye yangın yeri. Ülke kırk beş milyonun nefret ettiği otuz beş milyon insanın aşık olduğu bir parti tarafından yönetilmeye çalışılıyor.
Sizi bilmiyorum ama ben artık rahat nefes alamıyorum bu ülkede . Vicdanım rahat değil kafam rahat değil aklım , bedenim rahat değil.
Zorbalık esir aldı alıyor ülkenin nefes borularını. Korku üreten ve durmadan dinlenmeden parmak sallayan bir güç var tepemizde.
Bir hayal kırıklığı bitmeden bir başkası başlıyor her gün.
Zorbalığın bu kadar elini kolunu sallayarak kol gezdiği bir başka dönem yok.
En acısı da muhafazakarlığın seksen yıllık birikimini yok ederek yollarına devam ediyorlar.
Büyük fikir ve dava adamlarının “zindanlarda çürüyerek “ “ciğerlerinden kalemlerine kan çekerek “ “seksen küsur yıl süren dünya hayatını hapis ve işkenceler altında geçirerek “ “ağır tarassutlar altında kalarak “ zülüm ve iftiraya maruz bırakılarak “ elde ettikleri brikimi paletler altına alarak eze eze yok ediyorlar.
Mukaddes çilenin kutlu yolcularının dişinden tırnağından etinden kemiğinden derisinden artırarak ortaya çıkardıkları kutsalları dinamitliyorlar.
Ali Bulaç’ın harika tespiti ile Çanakkale savaşından sonra bu ülkenin başına gelen en büyük felaketi yaşatıyorlar.
Kah çıkıp günah işleme özgürlüğünden bahsediyorlar. Kah bağlandıkları liderlerine bütün mahremlerini sunma talebini bildirip ona dokunmak bile ibadettir diyorlar.
Yeri geliyor rahmetim gazabımı aştı diyorlar.
Yeri geliyor seçmeni kandırmak ve uyutmak adına her cuma günü ayet sallıyorlar ve bunu kahkahalar altında dostlarıyla paylaşıyorlar.
Çok büyük kıyım çok büyük yıkım yaşatıyorlar.
Kutsallara olan bakışı ve muhafazakarlığın en temel gerçeklerini yok ediyorlar.
Humus adı altında devlet ihaleleri üzerinde yüzde yirmilik bir kısmın alınabileceğini savunuyor din bilginleri üzerinden bunun fetvasını yayıyorlar.
Kendilerine muhalif olan kim olursa olsun herkesi karalıyorlar düşmanlaştırıyorlar şeytanlaştırıyorlar.
Her gün yeni bir durumla her gün yeni bir fiili durumla karşımıza çıkıyorlar.
Sosyal medya üzerinden herkese ağız dolusu küfürler / hakaretler eden akıl ve gönül fukarası paralı askerleri var bunların.
Eskiden beraber hareket etikleri kim varsa sırtarını dönüyorlar ,zaman zaman onları sırtlarından vuruyorlar.
Şehit cenazelerinde okunan mevlitleri bile politikalarına alet ediyorlar.
Şehit tabutunun yanında propaganda yapıp şehit babasının acısını yaşamaya bile imkan bırakmıyorlar.
İstediğimiz başkanlığı vermezseniz kaos olur diyerek açık açık millete sopa gösteriyorlar.
İstediğimiz başkanlığı vermediniz bu kaosun sebebi budur işte parmak sallıyorlar.
Kendileri adına tetikçilik yapan kamu kurum çalışanları ile medya mensuplarını ödüllerle maaşlarla ulufelerle taltiflerle rütbelerle yüceltip muhalif olanları recmediyorlar işlerinden ediyorlar sürüyorlar hapse atıyorlar.
****
Bu ülke yoluna bunlara rağmen devam edecek. Muhafazakarlığın müktesebatının uğradığı yıkama rağmen devam edecek.
Belki bir çeyrek asır bu yıkımın ortadan kaldırılması ve yeniden inşa süresi devam edecek ama yoluna devam edecek.
Bu baskılar bu zorbalık çok uzun süre devam edemez bu ülke bu ağırlığı bu çirkinliği daha fazla taşıyamaz çünkü.
Yasaları hatta anayasayı delik deşik ederek kendine iktidar ve hakimiyet alanı açan mevcut yapıyı üzerinden atacak.
“Gerekirse “ diyerek kanunlara değil kendi güç ve insafına göre hareket edenler halkın umudunu ve geleceğini hiçe sayan bu keyfiliklerinin hesabını bir kez daha sandıkta verecekler.
Erken seçim diyerek yanıp tutuşanlar bu uğurda ülkeyi yakıp tutuşturacak kadar gözlerini karartmanın
bedelini ağır biçimde ödeyecekler.
“Gerekirse “diyenlere ilk seçimde güçlü ve tok bir şekilde “gerekirse “ biz sizin tüm hesaplarınızı
gereken biçimde bozarız diyecekler.