Havuz gazeteleri bir kaç gündür Gültekin Avcı ile benim aramda çok sayıda telefon görüşmeleri olduğunu,  iddia ediyor. En son Havuz’un  Sabah’ı şöyle yazdı:

“Selam Tevhid soruşturması ile ilgili kamuoyunun hiç malumatı yokken İstihbarat-Muta- Acem konularını işlemek suretiyle algı çalışması yaptığı, Avcı’nın bu iş için örgüt lideri Fetullah Gülen ve yöneticisi Emrullah Uslu’dan talimat aldığı iddia edildi.”

Havuz Sabah’ı şöyle devam ediyor:

“Gültekin Avcı’nın İstihbarat-Muta-Acem konuları ile ilgili yazıları kaleme almadan hemen bir gün önce 9 yıldır kullandığı cep telefonu hattını değiştirdiği de dikkatlerden kaçmadı. Avcı’nın telefon kayıtları incelemesinde Emrullah Uslu ve Önder Aytaç ile çok sayıda görüşme gerçekleştirdiği anlaşıldı. Avcı’nın 25 Aralık operasyonundan hemen bir gün önce Mehmet Akif Okur ile birden fazla görüşme gerçekleştirdiği, telefonlaştığı kişiler arasında Selam Tevhid kumpası soruşturmasında tutuklanan Gafur Ataç ve Eski İstanbul Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç’ın bulunduğu belirlendi. İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki sorgusunda Selam-Tevhid soruşturmasından Eylül 2013’te haberdar olduğunu ve Twitter üzerinden bu soruşturmaya ilişkin bilgiler yayınlayan bir hesabı takip ederek bu yazıları kaleme aldığını iddia eden Gültekin Avcı, telefon görüşmeleri kayıtlarda sabit olmasına rağmen Emrullah Uslu ile hiç telefon görüşmesi olmadığını, Fetullah Gülen ile ise hiç görüşmediğini öne sürmüştü.”

İşte Gültekin Avcı ile örgüt “bağlantım”

Gültekin Avcı’nın Önder Aytaç ile irtibatının olmasını anlarım. Çok sık görüşmeleri de mantıklı. Çünkü çok uzun süre ortak TV programı yaptılar. Fakat benimle Gültekin Avcı arasındaki çok sık telefon görüşmesinin izah edilmesi gerekiyor. Evet evet iki gazeteci arasında yapıldığı varsayılan telefon görüşmesi örgüt kurmak için yeterli bir delil. Proje hakimler öyle takdir etmiş…

Peki Gültekin Avcı ile aramdaki “çok sık” telefon görüşmesini nasıl izah edebilirim? Elbette izah edemem. Muhtemelen Gültekin Avcı’da izah edemediği için hapse atmışlar.  İzah edemem çünkü öyle bir görüşme hatırlamıyorum. İki bilinen gazetecinin birbiriyle görüşmesinden daha doğal ne olabilir diye izaha girmek istemiyorum. Ama hatırladığım kadarıyla yok böyle bir görüşme.

Gültekin Avcı ile sadece bir defa Samanyolu TV’de onun programı  çıkışı, benim programım öncesinde, konuk odasında karşılaştım. Ayak üstü konuştum. Belki orada telefonunu almış, çaldırmış olabilirim. Hatırlamıyorum. Vallahi hatırlamıyorum. Eğer Havuz’un iddia ettiği gibi Gültekin Avcı ile çok sık görüşmeler yapmış olsaydım mutlaka hatırlardım.

Havuz’a hodri meydan. Devlet de istihbarat da elinizde. Sümeyye Suikasti gibi salak sahtecilikleri de yapıyorsunuz biliyorum. Bunu bile bile çıkın açıklayın. Sahte de olsa bir belge koyun ortaya. Gültekin Avcı ile ne zaman, kaç defa görüşmüşüm. Hodri meydan. Uzun süredir beni susturmak istiyorsunuz. Eğer Gültekin Avcı ile çok sayıda telefon görüşmemi ortaya koyarsanız yazı yazmayı da twit atmayı da bırakacağım. Özür dileyip köşeme çekileceğim.

Hadi şimdi Sümeyye Suikasti yalanını uyduran o salak sahtekarlara bir kez daha başvursun. Bir yerlerinden bir de sahte HTS belgesi oluşturun. Yapmadığınız iş değil. Sadece Sümeyye Suikasti belgesi uydurmadınız, adıma sahte uçak bileti uydurdunuz. Dönemin Başbakanı’nın avukatı o sahte belgeleri savcılara götürüp hakkımda soruşturma da açtırttı.

İşte uydurduğunuz o sahte bilet.

BiletSAHTE

 

NOT: Konuyu bilmeyen okurlarım için bir kez daha hatırlatayım. Yukarıdaki sahte bileti uydurup 30 Mart seçimleri akşamı Brüksel’e kaçacağımı yazdılar. Tayyip Erdoğan’ın avukatı bu bileti alıp savcıya gitti ve bana yurtdışına çıkış yasağı konulmasını istedi. Daha komiği savcı da hakkımda Yurt dışına çıkış yasağı koydu. 

Oysa onlar bu belgeyi uydurup Brüksel’e kaçacağımı söyledikleri zaman ben zaten Brüksel’deydim. Hatta Brüksel’den TV’ye Canlı Yayın’a bile bağlandım. Brüksel’de radyo programlarına çıktım. Gazetelere demeçler vermiştim.

İştin daha komiği şu: Benim resmi belgelerde adım Emrullah Uslu. Yani istesem de Emre Uslu adına uçak bileti alamam. Dikkat edin bu sahtekarlar o kadar salak sahtekar ki  sahte belge düzenlerken de her şeyi eline yüzüne bulaştırıyorlar.

İşte bu nedenle hodri meydan diyorum. Gültekin Avcı ile aramda geçtiğini iddia ettikleri çok sayıda görüşme için sahte belge bile düzenleseler nasılsa bir yerinde bir salaklık yapmışlardır. Sahteliğini ortaya çıkarırım.. Hadi havuz tüm devlet birimlerini de arkanıza alın ve Gültekin Avcı ile aramda geçtiğini iddia ettiğiniz ÇOK SAYIDA telefon görüşmesini ispatlayın. İspatlamazsanız namussuz ve şerefsizliğiniz bir kez daha tescillenmiş olacak.

NOT 2: Eğer benimle telefon irtibatı olan örgüt üyesi oluyorsa çok sayıda telefon irtibatımın çıkacağı isimleri açıklayayım: Ahmet Kekeç, Salih Tuna, Hilal Kaplan, Nihal Bengisu Karaca, Rasim Ozan Kütahyalı, Nagehan Alçı, Fikri Akyüz, Hüseyin Çelik, Melih Altınok, Yıldıray Oğur, Cemil Barlas, hatırlamıyorum ama Hürriyet’i basan Abdurrahim Boynukalın ile bile görüşmem çıkabilir (aslında bu kadro fena bir örgüt sayılmazmış hani savcılar duymasın) ama Gültekin Avcı ile çıkmaz. Tamam hafızam iyi değildir de o kadar da kötü de değil. Gültekin Avcı ile çok sayıda telefon görüşmesi yaptığımı vallahi billahi tallahi hatırlamıyorum. Eğer çok sayıda telefon görüşmesi (3, 4, 5, 6 veya daha fazla) yapmış olsam mutlaka hatırlardım. Belki bir bilemedin iki görüşme çıkabilir, ne için yaptığımı nasıl yaptığımı da hatırlamıyorum. Örneğin telefon numarasını alınca çaldırmışımdır. Onun gibi bir şeyler. Ama çok sayıda telefon görüşmesi kesinlikle yapmadım…

EMRE USLU

 

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...