Abdulkadir Selvi bugün ki yazısında tarihi bir itirafta bulunmuş.
Eskilerin
Şecaata arzederken Merd i Kıpti Sirkatini söylermiş
Dedikleri cinsten bir itiraf olmuş.
Selvi yazısını 7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan koalisyon hükümeti kurulması tablosuyla kendince Yeni Türkiye nin popüler düşmanımız Üst akıl ve gizli bir el ile Eski Türkiye yapılmaya çalışıldığını. Fakat bunun Erdoğan ve Davutoğlunun düne kadar esip gürlediği,
Ne karışıyorsunuz, siz kimsiniz, işinize bakın dediği AB ve ABD nin her dediğini yapacak hale geldiğini ifşa etmiş.
Fakat bu düşmeyi çok büyük bir siyasi başarı olarak sunmaya çalışmış tabi.
İşte yazının o bölümü.
7 Haziran seçimleriyle birlikte Türkiye’de 13 yıl süren güçlü ve tek parti iktidarı sona erdi. Koalisyon hükümetleri dönemi başladı. Derin devletin çok sevdiği, ”parçalı hükümetler” sürecine girildi.
3 Kasım 2002 seçimleriyle birlikte Türkiye, tam 9 seçimde güçlü bir siyasi irade ortaya çıkardı. Siyasi irade ne denli güçlü olursa derin devlet o kadar geriler, siyasi irade ne denli zayıflarsa derin devlet o kadar güçlenirdi.
8 Haziran’da koalisyona uyanınca, ”Eski Türkiye” ye gün doğdu.
Türkiye bir yol ayrımına geldi.
IŞİD ve PKK aynı anda harekete geçirildi.
Suruç, Lice, Diyarbakır ve sınırdaki saldırılar meydana geldi.
İşte tam bu aşamada Erdoğan-Davutoğlu liderliğinden, “Ezber bozan” bir hamle geldi.
ABD ile sağlanan İncirlik mutabakatı ve IŞİD’le mücadele stratejik bir tercihti.
Erdoğan-Davutoğlu liderliğinde Türkiye, hızla Batı ittifakındaki rolüne döndü.
(Hmmmm …Türkçesi AB ve ABD nin kucağına düştü.)
Türkiye, bir süredir içte ve dışarıda bir sıkışmışlık içindeydi. Hak etmediği halde ısrarla IŞİD’in hamisi pozisyonuna düşürülmeye çalışıyordu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ”Değerli yalnızlık” olarak nitelendirdi bu süreci. Arap baharı sonrası, Batı’nın, Ortadoğu’da diktatörler ve krallarla iş tutmaya başladı, seçimle gelenlerin darbeyle devrildiği bir süreçte Türkiye, tartışmasız doğru bir duruş sergiledi. Ama bu süreç yıpratıcı oldu. Görüldü ki Türkiyesiz bir Batı ve Batısız bir Türkiye sürdürülebilir değil.
Erdoğan-Davutoğlu liderliği, İncirlik ve IŞİD tercihleri ile bir anda havayı değiştirdiler. 1 hafta önce IŞİD’in hamisi olmakla suçlanan Türkiye, IŞİD’le mücadele için NATO’yu olağanüstü toplantıya çağıran ülke oldu.
İncirlik ve IŞİD tercihleri İskender’in kılıcının Gordion düğümünü çözmesi gibi bir hamle oldu. Bu sayede kapsamlı PKK operasyonlarımıza hem ABD hem AB’den güçlü bir destek sağlamayı başardık.
Eeee
Somada 301 madencinin ölümünden sonra simit çayla kahraman çıkaran AKP
Ölen madencilerin maden ocağının önünden selfi çeken Selvi
Süleyman Şah’ı topuklayıp kaçan Davutoğlu’ndan Destansı kahraman çıkaran havuz medyası.
Elbette bu AB ve ABD nin her dediğini yapar hale gelmiş AKP den başarı hikayesi de çıkarır.
FUAT BARAN
@yagizefe