Havuzun yeni amiral gemisi Hürriyet’in dayak yeyince trolleşen yazarı, dünün siyasal İslamcısı, bugünün tatlı su kurnazı Ahmet Hakan, Cemaat’e kıl olma sebeplerini sıralamış bugün.

Baştan belirtmek gerekir ki genlerine siyasal İslamcı zehri bulaşmış bir kafanın, Cemaat’e “kıl olması” kadar normal bir şey yoktur.

Zira, siyasal İslamcı anlayışın ahlak ve dünya görüşü, Cemaat’in temsil ettiği ahlak ve anlayışın fersah fersah gerisindedir; bu bir.

Bir de daha hayallerinin bile ulaşamadığı icraatlara Cemaat’in muvaffak olması kıl olma halini, kıl dönmesi haline evirmiş ve rahatsız ettikçe etmektedir.

Hep birlikte bakalım Ahmet Hakan’daki kıl dönmesinin sebebi neymiş?

Öyle ya, kıl dönmesine yapacağımız cerrahi operasyondan önce, hastamızın iyice muayene edilmesi gerekir.

“Kumpasçılıkta öyle pervasızlaştılar ki” demiş hastamız.

Elinde tek bir tane olsun kumpas var mı, delilleriyle?

YOK!

Ne var peki?

YALAN VE İFTİRA!

“Kabataş” gibi, “camide içki içtiler” gibi, “dolar aldılar” gibi, kahve dökülmüş belgelerle “Masonmuş” dedikleri gibi.

Sevgili hastamız. Kumpas görmek istiyorsan, git Kabataş’ta dolaş, 28 Şubat’ın Fadime’si ile konuş; sonra, “aldatıldık” diyen, bir yumrukla seni fabrika ayarlarına döndürüp bugün önüne yatıran sahiplerine bak.

“Gözetlemecilikte öyle çığır açtılar ki” demiş hastamız.

“Gözlüğümü getir bana” diyen, “Ne özeli? Genel, genel!” diye kendisinden geçen sahiplerine sor onu.

Olmadı, sahibinin kanallarında, Meral Akşener’e “kasedi var” diye yüzsüzce iftira atan, Barlas familyasına danış, kimin gözetlemecilik yaptığı konusunda.

“Delil oluşturmada öyle utanmazlaştılar ki” demiş hastamız.

Delil oluşturma görmek istiyorsan, yüzdüğün havuzun Yeni Şafak’ına uğra, kahve dökülerek nasıl belge yapılır gör.

Olmadı, Akşam’a git, Sümeyye suikastı yalanını atanların, 180 karaktere baliğ olmuş, tweetlerini oku.

O da yetmez ise git, küfürbaz Akit’in, “Uçan Kız Öğrenciler” manşetine göz at.

Bunlar da kesmez ise, Sevilay’ı ara. Sana küçük Fethullah konusunda ya da Marslı çocuk konusunda seminer versin.

“Gizli ajandalarını uygulamada öyle gözlerini döndürdüler ki” demiş hastamız.

Gizli ajanda görmek istiyorsan, bugün önüne yattıklarının, “Demokrasi için papaz kıyafeti de giyerim” dediği vaazını dinle.

O kesmez ise “Demokrasi, hedefe gitmek için bir araçtır; hedefe ulaşılınca ondan inilir” içerikli konuşmasını dinle.

“Her yere öyle becerikli bir şekilde sızdılar ki” demiş hastamız.

Sızma görmek istiyorsan, git aynaya bak. Karşında dünün siyasal İslamcısı, bugünün Ergenekoncusu, yumrukla özüne döndürülmüş bir sızma göreceksin.

“Her taşın altından öyle şaşmaz bir şekilde çıktılar ki” demiş hastamız.

Her taşın altında çıkan görmek istiyorsan, git Bülent Arınç’tan Ankara’daki parselcileri öğren.

Olmadı, kupon arazi dağıtan sahiplerine sor.

O da olmazsa, üşenme git, Urla’ya bak.

Artık memlekette…

Kimin başına bir iş gelse… Kimin tavuğuna kışt dense… Kimin koltuğu sallantıya girse… Kim iş üzerinde yakalansa… Kim çalarken enselense… Kim rakibini alaşağı etmek istese…

PARALEL” diyor, başka da bir şey demiyor……demiş hastamız.

Bak bu dediğinde haklı hastamız.

Zira;

Bu ülkede, yakalanan hırsız “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, çocuk tecavüzcüsü sapık “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, ülkeye ihanet eden “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, darbeciler “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, mafya ve çeteler “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, tecavüzden yakalanan ahlaksız “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, yolsuzluk yapan belediye başkanı “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, PKK “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, Ergenekon “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, çocuk katili Öcalan “PARALEL” diyor.

Bu ülkede, “cemaatlerin kökünü kazıyacağız” diyen Perinçek “PARALEL” diyor.

Yani bu konuda haklısın.

Senin de paralel demeni anlayabiliyorum.

Sonuçta sen, burnu sıkılınca paralel, göbeğine basılınca Ergenekon, yumruğu yeyince de AKP diyen.

Kurumlarının birinde 45 çocuğa tecavüz edilen Ensar Vakfı için ekranda “genelleme yapmayalım” diyen çakma hümanist! Bırak numara yapmayı. Bak, yaz da geldi. Eskiden beri suyunu yuttuğun havuzun tadını çıkar.

Asıl senin yaptıkların, genellemenin dik alasıdır.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...