AKP’nin geçen on üç yıllık iktidarı boyunca fiili koalisyon yaptığı liberaller, cemaatler, Kürtler ve toplumun değişik kesimlerinin bir koalisyon ortağı olarak görmediğin amacına ulaşmak için bir maşa olarak görüp kullandığını daha önceki analizlerimizde belirtmiştik.
AKP’nin özellikle 2011 seçimlerinde %50 oy alınca maşa olarak gördüğü toplumsal kesimlere artık ihtiyacının olmadığını, bu nedenler bunlara sırtını döndüğünü, mümkün olanı kendi içine alıp erittiğini, eritemedikleriyle kavga edip yok etmeye çalıştığını bir tespit olarak yazmıştık.
Ancak 2014 seçimler AKP’nin beklediğinin aksine büyük hezimetle sonuçlanınca AKP’nin artık fiili koalisyonlardan öte hukuki koalisyonlar kurmaya ihtiyacı ortaya çıktı. Şimdi AKP bir sürpriz olmazsa MHP ile koalisyon kuracak.
Daha önceki yıllarda MHP’nin kendisine verdiği desteklerde MHP’nin desteğini bir maşa hükmüne düşürmüş, sanki MHP o desteği vermeye mecburmuş gibi davranmıştır.
Koalisyon döneminde de AKP’nin MHP’yi bir maşa olarak kullanmak isteyeceği artık sır değil. Çünkü AKP oportünist bir tüccar gibi hep bana hep bana diyen bir anlayıştan geliyor.
Peki AKP MHP’yi nasıl kullanacak?
Bu soruya cevap vermek için AKP’li yazarları okumak yeterli. MHP İçişleri Bakanlığı gibi kamu düzenine dair bakanlıkları MHP’ye verip Adalet Bakanlığı’nı kendi elinde tutarak AKP’nin verdiği kararları MHP’ye uygulatıp tüm sorumluluğu MHP’ye atacaktır.
AKP, Sulh Ceza Hakimlikleri gibi proje hakimlikler kurdu. HSYK düzenlemesini de kendi istediği gibi ayarladı. Öyle ki HSYK’nın genel sekreteri, kendi istedikleri gibi karar vermeyen hakimlerin tutuklanacağını söyleyecek kadar ileri gitti. Adeta HSYK genel sekreteri gibi konuşmadı. Mafyokratik bir dille tehditler savurdu…
AKP, HSYK üzerinden kontrol ettiği Sulh Ceza Hakimlikleri ve atanmış savcılar mekanizmasını kullanarak, MHP’nin kontrol ettiği Polis teşkilatını AKP’nin düşmanlarının üstüne salıp MHP’yi bir maşa olarak kullanmak isteyecek.
Yine MHP’yi Güneydoğu’da Kürtlerin üstüne salacak ve sert tedbirler uygulatacak.
Kamuoyundan gelen tepkiler artarsa halka dönüp “biz değil MHP yapıyor” diyecek ve bu algıyı oluşturmak için kontrol ettiği havuz medyasını kullanacak.
Bunu nereden biliyoruz?
Daha önce yaptı da oradan biliyoruz. Örneğin İlker Başbuğ’un tutuklanması, Nedim Şener ve (Erdoğan’ın aile dostu Yasin El Kadı’nın kitabını yazdığı için intikam alındı) Ahmet Şık’ın tutuklanması sürecinde, KCK’lıların tutuklanması sürecinde Erdoğan ve AKP yukarıda söylenenlerin aynısını yaptı.
Kapalı kapılar ardında tutuklayın bunları denildi. Örneğin KCK’lıların tutuklanması sürecinde bizzat Beşir Atalay Diyarbakır Emniyet Müdürünü arayıp “halkın galeyanını yatıştıracak bir şeyler yapın, bir fotoğraf istiyorum” dedi. Diyarbakır Emniyet müdürlüğü önünde dizili elleri kelepçeli KCK’lı fotoğrafı işte böyle çıktı.
Halktan gelen tepkiler büyüyünce “biz yapmadık cemaat yaptı” deyip işin içinden çıktı.
Cemaat bu noktada fiili koalisyonu bozup geri çekilmedi, belki de çekilemediği için AKP’nin bütün günahları ve kirleri üstüne yığıldı. Şu gün bile o pislikten kurtulamıyor cemaat.
İşte MHP’de aynen böyle olacak. AKP, MHP’yi, veya koalisyon yapacağı ortağını, bir maşa gibi kullanıp kirletip bir kenara koymak istiyor.
AKP MHP’yi Güneydoğu’da Kürtlere karşı, batıda da Cemaate karşı bir maşa olarak kullanmak isteyecek.
Peki MHP AKP’nin maşası olmayı kabul eder mi? Bu kendini AKP’nin sopası olarak kullandırır mı? bu soruların cevabı yeni bir analizle ele alınacak…