Mamak Belediyesi Tuzluçayır Mahallesi’ndeki cami-cemevi inşaatının yıkılmasına yönelik karar almış. Oysaki bu projenin temel atma töreninde Meclis Başkanı Cemil Çiçek ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik de bulunmuşlardı.

Görünen neden, mimari projeyle uygunsuzluk. Gerçekte ise birileri “paralel sermaye” bağlantısı kurmuşlar.

Beklenir mi? Beklenir.

Anlaşıldığı kadarı ile iktidar, yaklaşan seçim sürecinde Alevi kitlelerden istediği desteği alamıyor. Erdoğan’ın Almanya ziyaretinde sarf etmiş olduğu; “Alisiz Alevilik” ifadesi bu beklentinin boşa çıktığının bir çeşit kızgınlığı.

Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) 7 Haziran seçimlerinde HDP’yi destekleyeceklerini açıkladı. Bunun dışındaki Alevi oyları ise büyük bir ihtimalle CHP’de toplanacak.

Bu nedenle olsa gerek AKP’nin meseleyi bir intikam sürecine dönüştürdüğü anlaşılıyor.

Buraya kadar sürpriz yok.

Yeni Ak siyaset dün gerginlik üzerinden oy devşiriyordu. Bugün ise kendine itaat etmeyen bütün kitleleri, varlıklarını inkâr ederek cezalandırmaya çalışıyor.

İlk bakışta kötü olan bu süreç kısa ve orta vadede ise iyi sonuçlar doğuracaktır.

Şu nedenle;

2002’de yakın zamanlar Türkiye tarihinin en ciddi demokratik koalisyonlarından birisi olarak iktidara gelmiş AKP’nin aslında gizli bir ajandasının olduğu iyice temayüz ediyor.

Rahmetli Bülent Ecevit’in cemaatler ile ilgili olarak Milli Güvenlik Kurulu’nda atmadığı imzayı 2004 yılında AKP Hükümeti atmış ise aslında ta en baştan beri tasarlanmış bir kurgunun içerisinde hem cemaatler, hem Kürtler hem de Aleviler sadece birer istismar aracı olarak kullanılmışlar.

Ve aslında o demokratik koalisyonda “müteahhit olmayan” bütün demokratlar, ulusalcı cephenin ve yeşil sermayenin birer payandası olarak tasarlanmışlar.

Diğer tüm kesimler bunu yeni fark ediyor. Alevilerin de fark ettiği gibi.

Yani aslında AKP en baştan beri Alisiz imiş. Ehl-i Beyt’siz imiş.

 

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...