Ertuğrlu Özkök’ün bugünkü yazısı üzerine AKP’den yoğun tepkiler gelmiş Özkök’ün Erdoğan’a katil dediğini iddia etmişlerdi. Savcılık soruşturma başlattı. Özkök yarınki yazısını bugün internetten yayınlatarak eleştirilere cevap verdi. Ancak Özkök’ün yazısında çok dikkat çeken bir bölüm vardı.
Özkök yazsınının sonuna :” Bu yaz yazılarıma ara vermedim. Her gün yazdım. Ama şimdi uzun süredir tasarladığım ve bayramı da içine alan bir yolculuğa çıkıyorum. Bundan istifade, inanç üzerine yazdığım bir kitabı da tamamlayacağım.” notu koyarak izne ayrıldı.
Özkök’ün ayrılması Fatih Altaylı’nın Haberdürk’ten ayrılmasını anımsattı. Altaylı’da hükümetten gelen eleştiriler üzerine gazete yöneticiliğini bırakıp uzun süren bir tatile çıktıktan sonra bir daha gazeteye dönemedi.
Medya koridorlarında “Aydın Doğan Özkök’ü Erdoğan’a kurban mı verdi” yorumları dolaşıyor. Özkök’ün gerçekten biri izne mi ayrıldığı yoksa baskılardan dolayı bir süre gözden uzak mı kalacak önümüzdeki günlerde belli olacak.
İşte Ertuğrul Özkök’ün yarın ki yazısı
Yazımı çok dikkatle okumaya bile gerek yok. Kime katil dediğimi şu cümleyle açık seçik yazdım:
“Bak arkadaş. Bu çocuğun katili sensin. Sensin, ey Orta Doğu denilen insafsız, imansız, acımasız mahalle..”
Kullandığım cümle budur.
Yazımda evet eleştirilerim de var. Tarif ederek eleştirdiklerimin kim olduğu da açıktır.
Ülkeyi babasının çiftliği gibi yönetmek isteyen diktatör Esad.
Onunla mücadele ettiğini ileri sürüp, elinde silahla onunkinden beter bir rejim kurmaya çalışan Müslüman kardeşler örgütü.
Müslümanım diye ortaya çıkıp, insanların kafalarını kesen İSİD.
Ve Suriye’nin içindeki bu kavgaya müdahil olan, kavgayı alevlendiren bütün bölge ülkeleri .
Eleştirdiğim şey, bizim ülkemizin de bu Orta Doğu bataklığına çekilmek istenmesi.
Yazımın hiç bir yerinde Cumhurbaşkanın ne adı geçiyor, ne de unvanı.
Ülkemin seçilmiş Cumhurbaşkanına katil diyecek kadar da kendimden geçmedim. Böyle bir kastım kesinlikle söz konusu olmadı. Ama siyasetlerini eleştirebilecek kadar da sorumlu hissediyorum kendimi.
Bütün bu yazdıklarıma bakıp ta, bundan “Cumhurbaşkanı katildir” sonucu çıkarmak iyi niyetli bir davranış değildir.
Ben, bu çocuğun katili, yaşadığımız ve içine çekilmek istediğimiz bu Orta Doğu coğrafyasıdır, anlamsız kavgalarıdır diyorum. Önümde melek gibi yatan küçücük bir çocuğun hala soğumamış cesedi var. Evimde kızım, karım ağlıyor. Bütün dünya ayağa kalkmış. Başka ülkeler, başbakanlarını tatili kesip göreve çağırıyor. Benim ülkemde ise ben bu hissiyatımı dile getirdiğim için hakkımda soruşturma açılıyor. Ama şunu herkes bilmeli. Bu çocuğun cenazesi çok ağır. Hiçbirimizin kaldıramayacağı kadar ağır.
OKUYUCULARIMA NOT: Bu yaz yazılarıma ara vermedim. Her gün yazdım. Ama şimdi bayramı da içine alan uzun bir yolculuğa çıkıyorum. Bundan istifade, inanç üzerine yazdığım bir kitabı da tamamlayacağım.
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...