Anadolu Ajansının dün akşam saatlerinde geçtiği Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü haberi sonrasında ortalık karıştı desek yeridir. PKK hemen acelece ve tutarsız bir şekilde bu haberi yalanlamaya çalıştı. Ancak Devlet’in güvenilir olması gereken haber ajansının daha önce yayınladığı yüzlerce yalan haber sayesinde meydana gelen itimatsızlık yüzünden ölüp ölmediği ile ilgili tam bir muamma yaşanıyor.
Bahoz Erdal’ın arabası vurulduğu kesin ancak kendisi içinde mi değil mi bilinmiyor. Ancak gebermiş olmalı ki PKK 2 gündür saldırılarını arttırdı ve 2 gün içinde 9 askerimizi şehit verdik. Bunun yanı sıra eğer yaşıyor olsaydı bir telefonla da olsa haberi yalanlardı, ancak bu da gerçekleşmedi.
Cemil Çiçek’in “Sırada içeride ki dostlarımızın sayısını arttırma var” sözlerine bir önceki yazımızda kısaca değinmiştik. Bu sözlerin yeni bir çözüm sürecinin başlangıcı olduğunu yorumlayanlar olduğu gibi AKP’nin Cemaat ile barışacağını dillendirenler de oldu.
Bahoz Erdal’ın öldürülmesi ve İran üzerinden meydana gelen gelişmelere bakacak olursak bu cümlelerin yeni bir çözüm süreci için sarf edildiğini söyleyebiliriz. Sıranın İran’a geldiği yönünde zaman zaman Batı medyasında haberler çıktı ve son gelişmelere bakacak olursak da bunun kısa bir zaman içerisinde başlayacağının işaretlerini görebiliriz. İran açısından başlayacak olan gelişmeler doğrudan ülkemizi de etkileyecektir.
Mesela dün Suudi Arabistan eski istihbarat şefi prens Türki el Faysal Paris’te, İran’da faaliyet gösteren Özgür İran Hareketinin önde gelen liderleri ile görüşme yaptı. İran bu görüşmeyi çok sert bir dille kınadı. Suudi Arabistan’ı teröristlerle işbirliği yapmakla suçladı. Suudi prens ise bu harekete desteklerinin süreceği açıklamasını yaptı.
PKK’nın İran kolu PJAK bugün İran’lı iki milletvekiline suikast düzenledi. Milletvekillleri saldırıdan yaralı halde kurtuldular ancak son günlerde PJAK ile İran güçleri arasında sürekli çatışmalar meydana geliyor.
İran’ın son günlerde Irak Kürdistan bölgesine yaptığı askeri operasyonlar sonrasında Barzani yönetimi tarafından karşılık verilmiş ve gerginlik tırmanmıştı. İran Devrim Muhafızları Komutan Yardımcısı Hüseyin Selami’nin Bölge’ye yönelik tehditlerini yükseltmesi üzerine Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Barzani’yi destekleyici açıklamalarda bulundu.
Öte yandan Irak Şii lideri El Sadr 15 Temmuz günü genel bir protesto eylemleri yapılacağını duyurdu. Irak’ta Şii devletin temel taşları döşenmişti bu protesto eylemlerinin ise büyük bir güç gösterisine döneceği aşikar. El Sadr böylece bölünme yolunda hızla giden Irak’ta Şii devletin açılışını yapmış olacak.
Mesut Barzani ise böyle bir durum karşısında bağımsızlık için koşturduğu referandum şansını bulacak ve bölgelerinin bağımsızlığı için bir an önce harekete geçecektir.
Tüm bu gelişmelerin Türkiye’de ki çözüm süreci ile ne ilgisi var diye sorabilirsiniz.
Öncelikle Suriye ve Irak’tan sonra sıranın İran’a geldiğini söylemiştik. İran’da mücadele edebilecek en büyük unsurların başında Kürtler ve IŞİD geliyor. Geçtiğimiz günlerde Tahran’da 10 IŞİD militanı bombalı eylem öncesinde İran istihbaratı tarafından yakalanmıştı. IŞİD’in son günlerde Şii camilerine yaptığı eylemlerin İran topraklarına taşıması beklenmekte.
İran’ın Barzani yönetiminde ki Kürtlerle ve PKK ile gerginliği bir süredir devam ediyor. İran’la mücadele için bu güçlerin aktifliği çoğalacaktır. Diğer yandan Amerikalı bir yetkilinin PYD/PKK ile yaptığı bir görüşmede PKK’nın bir an önce Türkiye’den çekilerek Suriye’de PYD saflarına katılması gerektiğini söylemişti.
PKK’nın önünde iki yol var ya 30 yıldır devam eden terörist kimliği ile kalacak ya da Dünya tarafından terör örgütü olarak görülmeyen PYD saflarına katılarak Suriye’de meşrutiyet kazanacak. Bunun içinde yeni bir çözüm sürecine girmesi kaçınılmaz. Bahoz Erdal’ın öldürülmesin deki en temel sebeplerden biride muhtemelen bu süreç olarak görülüyor. Diğer yandan PKK’nın hülle yolu ile isim değiştirdikten sonra İran’la mücadeleye başlayacaksa sırada koyu bir İrancı olan Cemil Bayık’ın pasifize edileceğini de beklemek gerekir.
Yeni bir çözüm süreci ile PKK, ABD’nin son talimatları çerçevesinde Türkiye topraklarını terk ederek Kuzey Suriye’de ve Kuzey Irak’ta kurulacak olan Kürt federasyonu ve devletinde kendini legal hale getirmeye çalışacaktır. İran’a karşı Kürt ve IŞİD kartlarını kullanacak olan derin güçler ise en azından Türkiye, Irak ve Suriye’de bu meselenin hızla çözümünü sağlamak isteyeceklerdir.