Bekir Coşkun, aile ve sosyal politikalar bakanı üzerinden yine başörtülü hanımları ‘’Atatürkçülük’’ adı altında 2015 yılı kalite testinden geçirmiş. İyi- kötü ayrımını yapıp sınıflandırmış.
Bu erkekler kadınlardan ne isterler, anlamam.

Erkeğin kadını terbiye etme çabası, erkekle işbirliği yapan kadının da diğer kadınla uğraşması hiç bitmez. ‘’Kadın dediğin şöyle olmalı, böyle davranmalı, şunu giymeli, bunu takmalı’’. Şimdilerde daha tesirli olsun diye ‘’modern ve özgür kadın’’ tavsiyeleri de var tabi..

Kadın üzerinden din, kadın üzerinden siyaset, kadın üzerinden Atatürkçülük, kadın üzerinden ideoloji, kadın üzerinden evlilik ve eğitim.. Kim neci oluyorsa olsun, iki de bir kadınlarla niye uğraşıyorsunuz kardeşim?

Herkesin bildiği şu küçük notu düşmeden geçemicem:

Tüm semavi dinlerde namaz, oruç, kurban, başörtüsü gibi ortak birçok emirler ile zina, yalan, haram, hırsızlıkla ilgili benzer yasaklar da vardır. Semavi dinlerde, birbirinden kopuk veya farklı kurallarının olması zaten yaradılışa tezat.. Bütün dinlerin temel amacı; BİR ALLAH inancı ile beraber sosyal varlık olan insana bir takım kurallar ve sınırlar koyması, bu sınırlara riayet etmesini istemesidir.

Bu millet Arap bir peygamberin getirdiği dine seve seve, gönüllü iman etti. O dini de, o dinin peygamberi de başına taç etti ama kendi kültüründen de vazgeçmedi. Tarih şahittir ki bu millet kadar, kendi öz değerleriyle İslam’a hürmet ve hizmet eden başkası da olmadı. Yani iman edilen şey Arap kültürü değil, İslam dini ve peygamberi oldu.

Bir insan bir dine inanır veya inanmaz, dini emirlerini kendince uygular veya uygulamaz, bu tamamen kendi meselesidir ve kimseyi ilgilendirmez. İnanç, onu kabul edenin kendi yorumu dahilinde bireysel ve sosyal yaşantısına etki etmekle birlikte şahsi konusu, bir tercihidir.
Eğer, ’’inançtan değil de, onun uygulamasından rahatsız oluyorum’’ deniyorsa onda da yine şahsi bir konusu, sorunu vardır. Ve yine kişinin kendini ilgilendirir. Ama asıl maksat dini kadınla, kadını da dinle dizayn etmeye dönerse, işte o zaman bu konu şahsi olmaktan çıkıp genel, sosyal, toplumsal bir sorun haline gelir.

Bütün dinler önce insanın kendini düzeltmesini emreder. Sonra da ‘’kul hakkı’’ adı altında birbiriyle olan sosyal çizgisini belirler. Kişinin din kriterindeki öncelikleri, yine kendini bağlar ve bunu da değer biçme, sınıflandırma konusu yapamaz, yapmamalı.. Boşuna kimse kimseye ‘’çok hatalısın’’ diye yazıp durmasın! Çünkü farklı gibi görünse de, bugün kadını başörtülü-başörtüsüz diye ayıranların hepsi dini suistimal eden aynı zihniyetin ürünüdür.

Atatürkçülük adı altında, kaç bin yıllık dine gönül vermiş halkın inancıyla uğraşanlara sormak istiyorum; hala ders almadınız mı? Artık neredeyse her fikirden insanın eleştirdiği bugünün AKP iktidarı, acaba neyin korkusu ve tepkisinin sonucudur?

‘’AKP dini alet edip insanların inancı üzerinden siyaset yapıyor, dini duyguları sömürüyor, kutuplaştırıyor, kardeşi kardeşe düşürüyor’’ diye çarşaf çarşaf yazanlara bir soru daha;
Aynı yöntemle kadın, başörtü ve inançlar üzerinden Atatürkçülüğü savunanlar; peki siz ne yapıyorsunuz?

Bugüne kadar dindarların toplumda dışlanma karşılığı, ya CHP veya Atatürkçülük oldu. Bu durumdan rahatsız değil misiniz?

Başörtülüler Anıtkabire gittiğinde kameralar önünde bile laf yedi. Sonra da Atatürk düşmanı ilan edildi. Söyler misiniz, henüz 15-20 yaş aralığındaki gençler, böyle bir dışlanma karşısında nasıl bir tepki sergiler? Peki, dışlanıp incitilen gencin çevresi ve ailesi nasıl tepki verir?
Bu millet tarihsel her soruna rağmen farklı din, dil, ırk denmeden her milletten insana yüzyıllarca kucak açmış da, Atatürk gibi vatansever evladını mı kendine düşman edinecekti? Eğer bugün ortada bir Atatürk tepkisi varsa, halkın dini değerlerinden rahatsız olduğu için Atatürk’e sahip çıkmayı ‘’İslam karşıtlığı’’ olarak çeviri yapanların bunda payı çok büyüktür.




Kim olursa olsun yaşını başını almış, nice iktidarlar görmüş, mürekkep yalamış insanların, bu kültürün hassasiyetlerini inciterek kutuplaştırmasını kınıyorum.

Diyeceğim odur ki; inançları ve kadınları kendine malzeme yapan söylemler artık işe yaramayacak. Bu saatten sonra her ne sebeple olursa olsun, kimsenin ikinci sınıf vatandaş olmaya niyeti yok. Çünkü herkes kendi korkularının bedelini ödedi ve hala da ödüyor. Artık eski çürümüş söylemleri kimse yutmuyor. Dışlarken veya birbirine düşürürken referans olarak lütfen hiç kimse Atatürk’ü, İslam dinini ve kadınları kullanmasın. Herkes neye inanıyorsa öyle yaşasın ama kendi gibi olmayanı aforoz etmekten de vazgeçsin. Çünkü sene 2015 ve artık, bir zahmet, lütfen DEMOKRASİ..

İlla kadına dair bir şeyle uğraşmak şartsa; kadının erkek zihniyeti yanında hala, 2015’te bile niye kişiliğiyle değil de dişiliğiyle itibar gördüğüne odaklansın. Çalışan veya çalışmayan çoğu kadının kendi ispat etme, sosyalleşme adına yaşadığı bireysel ve sosyal sıkıntıları konuşulsun. Taciz, tecavüz ve cinayetlerin niye bu kadar arttığı incelensin.

Kadına örtülü-örtüsüz diye değer biçip sınıflandırmak yerine, adaletsiz rekabetin özgürlük-modernlik adı altında sunulması sonucunda, her kültürden kadının yaşadığı kimlik-kişilik bunalımları gündeme gelsin.

Kadınlar ve erkekler! Konu ne olursa olsun ve kim söylerse söylesin, ötekileştirip ayrıştıran hiçbir ifadeye lütfen prim vermeyin! Çünkü kadın-erkek bu vatan evladı uzaydan gelmedi. Bu Necip millet, İsrail’in devlet olmak için birçok ülkeden vatandaş derlediği gibi sonradan ithal edilmedi. Bizler, kültürümüz ve dinimizle bu topraklarda asırlardır vardık, hep var olacağız.
Tüm farklılıklara rağmen kültür ve dinin, bir toplumun vazgeçilmez ortak paydası, kardeşliği ve en kıymetli mirası olduğu asla unutulmaması gereken bir konudur.

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...