Bingöl pususu müzakere için organize edildi…

Bundan bir ay önce “PKK’nın yeni terör dalgası neden ve nasıl başladı” (Taraf, 21 Ağustos 2012) başlıklı yazımda MİT’in Oslo sürecindeki hakem devlet nezdinde girişimlerde bulunduğunu ve “aman PKK’yı masaya oturmaya ikna edin” talebini ilettiğini yazmıştım.


Son müzakere girişimleri Ankara’nın terörden bezdirilmesi üzerine kurgulanıyor. Maalesef bu bezdirme sürecine Ankara’da bazı kurumlar da destek veriyor.


Örneğin PKK militanları Şemdinli ve Çukurca’nın etrafına aylar boyunca yığınak yaparken o kurumlar istihbarat vermedi. Şemdinli’nin PKK tarafından basılacağı basında yer alana kadar karşı bir operasyon yapılmadı. Ne zaman ki bu bilgi basında yer aldı o zaman PKK’ya karşı operasyon başladı. Yine Bingöl’de şaibeli bir şekilde şehit edilen polislerin geçiş zamanı ve güzergâhı PKK’ya nasıl sızdırıldı? Yine Bingöl’de bile bile ölüme gönderilen silahsız askerlere PKK’lılar düz ovada nasıl pusu kurdu?


Nasıl oluyor da devlet korucu köyünde pusu kuran PKK’lılardan haber alamıyor, mühimmatsız zırhlı araçlarla “koruma” yapılıyor? PKK’lılar elini kolunu sallaya sallaya operasyon yapıp gidiyor ama kocaman devletin zengin istihbarat birimleri düz ovadaki pusudan haber alamıyor?


Bu kirli savaşta kimin ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyoruz: Amaç ülkede yılgınlık yaratıp Ankara’yı, Erdoğan’ın daha önce kabul etmediği Oslo mutabakatı çerçevesinde, PKK’yla müzakereye ikna etmek.


Son Bingöl pususu PKK’ya karşı Hakkâri’de başlatılan Uludere öncesindekine benzer operasyonların başarılı sonuçlar vermeye başlaması ve PKK’nın yeniden savunma durumuna geçtiği bir döneme denk geliyor.


Hakkâri’de sıkışıp bileği bükülmeye başlayan, yaptığı yığınağa rağmen orada eylem yapamayan PKK, nasıl oluyorsa Bingöl’de askerin ve polisin geçiş güzergâhını ve zamanını haber alıyor ve düz ovada korucu köyünde pusu kurup asker şehit ediyor.


Neresinden bakarsanız bakın Bingöl pususu PKK’ya can suyu vermek için planlanan Uludere faciasının benzeridir. Uludere’de de operasyonlarla sıkıştırılan PKK için 34 köylü Ankara’da derin bir el tarafından kurban verilmiş, PKK kurtarılmıştı. Bingöl’de de aynı el bu sefer daha erken davranarak Hakkâri’de başlatılan yeni nokta operasyonları sürecini bir an önce durdurmak için PKK’nın göz göre göre pusu kurup silahsız ve masum askerleri yakmasına göz yummuştur.


Amaç Hakkâri’de başlatılan operasyon sürecini bir an önce durdurup kış girerken PKK’ya nefes aldırmaktır. Uludere öncesinde yapılan nokta operasyonlarıyla çok kayıp veren PKK’ya Ankara’dan bir el dokunmuş PKK’ya can suyu vermişti. Bingöl’de de askere kurulan düz ovadaki pusu ile Hakkâri’de kayıplar vermeye başlayan PKK’ya can suyu verildi ve hükümeti bezdirme stratejisine katkı sunuldu.


Bunda en büyük sorumluluk tabii ki hükümette. Zira Uludere faciasını kapatmaya çalışan hükümet Bingöl’de benzer facianın öbür yüzüyle karşı karşıya geldi.


Amaç belli: “Ankara PKK’yı yenemez PKK da Ankara’yı” algısına katkı sunup özellikle Erdoğan’ı yeni hazırlanan Oslo planına hazırlamaktır.


Bu bağlamda PKK bir yandan yoğun saldırılarını arttırırken Ankara’dan gelen müzakere sinyalleri çok da tesadüf olmasa gerek. MİT ve hükümete yakın kaynakların verdiği bilgilere bakılırsa Başbakan Erdoğan 30 Eylül AKP kongresinde yeni bir müzakere için yol haritası açıklayacak.

Örneğin Hüseyin Yayman’ın 18 eylülde yazdığı “kulis bilgilerine göre” Öcalan Hakan Fidan başkanlığındaki “heyetle” görüşmelere yeniden başlamak istiyor. “Diyalogdan yana Ankara” Öcalan’ı ev hapsine çıkarabilir ama “cenazelerin geldiği yerde Öcalan’ın ev hapsine çıkmasının zor”. Bu açıkça PKK’ya ve müzakerecilere çakılmış bir sinyal.

Yine 18 eylül günü daha önceki müzakere sürecini medyayla paylaşan “balıkçı” İlhami Işık, yedi maddelik bir öneri ile çıktı karşımıza. Maddelerin hiç birinde PKK’nın yapabileceklerine karşı alınacak önlemler yok. Tam da bu nedenle, yani eksik ve yanlış bir çözüm paketi öngörüsü olduğu için, bunu müzakereci Ankara’nın önerisi olabilir diye okuyup, Işık’ın önerilerini ciddiye almalıyız.

Sürece dair en kritik haberi 20 eylülde müzakerecilerin sesi Sabah verdi: “Hükümet üç aşamalı bir strateji açıklayacak. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, seçim barajının düşürülmesi gibi demokrasiye güç katacak önemli hamleler geliyor.”

Bütün bu haberlerin üstüne Bülent Arınç 20 eylülde “Belki de PKK ile şu an görüşülüyor” diyerek aslında MİT’in ağustos ayında başlattığı ve benim yazdığım girişimi doğrulamış oldu.

Artık şu hükmü vermek için yeterince veri var elimizde: Hakkâri’de PKK şehirlerin etrafını ağır silahlarla doldururken kulağının üstüne yatan istihbarat birimlerinin amacı ile Bingöl’de düz ovada PKK’ya pusu kurdurtup asker yaktıran devlet aklının amacı aynı: Ankara’da bıkkınlık yaratıp ölümü gösterip sıtmaya, yani Oslo mutabakatına, razı etmek.

Bu süreçte CHP’nin bir panik hâlinde Oslo müzakerelerini yeniden gündeme taşımasının da bir hikmeti olmalı. CHP durduk yere neden Oslo müzakerelerini yeniden gündeme getirdi?

“Müzakereci sol” yazarlar ile Selahattin Demirtaş’ın aynı anda ortaya çıkıp “Oslo mutabakatlar çok iyi, yapanları tebrik etmek lazım” demeleri de sadece bir düşünce egzersizi değil tabii ki. Kamuoyunu “Oslo mutabakatı iyiydi” düşüncesine hazırlamak.

Yeniden hatırlatayım: Devletin en büyük hatası seçim barajını düşürmek gibi en temel demokrasi sorunlarını PKK ile müzakere aracı yapmasında. Bu PKK’ya güç veriyor. Devlet tüm Kürt haklarını, PKK ile müzakere aracı yapmaksızın en kısa sürede tanımalı. Devletin bu tutumu hem Kürtlere zarar veriyor hem de PKK’yı büyütüyor. Sanırım devletin bir kanadı da bunu istiyor. Bingöl pususu bize bunu daha net olarak gösteriyor…

Peki, yeni müzakere girişimi sürecinden umutlu olmalı mıyız? Gelecek yazıya…
[email protected]

 

Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…

Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.

Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...