CHP Milletvekili Eren Erdem’in “Bakan Fikri Işık 14 Temmuz’da Sakarya’da Adil Öksüz ile görüştü” iddiası gündeme bomba gibi düştü. Yeni Yön Fikri Işık’ın 14 Temmuz’da nerede olduğunu araştırdı ve çok ilginç bir bilgiye ulaştı.
Bakan Fikri Işık Adil Öksüz ile görüştüğü iddia edilen 14 Temmuz’da birkaç saatliğine Erdoğan’ın bulunduğu Marmaris’e gidip arından Sakarya bölgesine, Kocaeli’ne gelmiş. Şimdi herkesin merak ettiği soru şu: Bakan Işık Adil Öksüz görüşmesinden önce veya sonra Erdoğan’la ne görüştü. Ne acelesi vardı da tatildeki Erdoğan’a bir kaç saatliğine uğrayıp Sakarya civarına geri döndü? Üstelik Fikri Işık’ın iddiasına göre Erdoğan tatilde olmasına rağmen acil olarak YAŞ konusunu görüşmüşler.
İşte Fikri Işık’ın Havuz sitesi İnternetHaber’e verdiği söyleşide kendi anlatımıyla 13-15 Temmuz arasında nerede olduğunun ayrıntıları.
13 Temmuz Çarşamba günü programımız vardı ertesi gün yani Perşembe günü de Cumhurbaşkanı’da beni Marmaris’e çağırdı. YAŞ ile ilgili bir değerlendirme yapalım diye, darbeden bir gün önce. Çarşamba günü özel kalem müdürü de İstanbul programını iptal ettirmek için çok uğraştı. Önemli program değil, bakan katılmadı hiç. Ben “Sanayi Bakanlığı yaptım. Savunma Sanayi İhracatı bizim için önemlidir, buna gideceğim” dedim. O gün gitmememiz için ısrar etti, ben de gideceğim deyince bana daha bir şey diyemedi. Biz Perşembe günü gittik Marmaris’e oradan Kocaeli’ne geçtim. Sabahtan erkenden de İstanbul’a geçtim. Çırağan’da toplantımızı yaptık, Cuma namazını da 1. Ordu’nun tam karşısında Selimiye Camii’sinde kıldık. Cevdet Erdöl ile buluştuk, beraber yemek yedik. O gün İstanbul’a gitmesem Ankara’ya döneceğim. Darbe olacağı için Özel Kalem Müdürü İstanbul’a gitmemi istemiyor, Ankara’da kalmamı istiyor.
BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’DAN MİSİLLEME BEKLİYORDUK
– Sizin İstanbul’a gitmenizin engellenmeye çalışılması Ankara’da kalmanızı istemeleri hiç kuşkulandırmadı mı? Mesela Özel Kalem Müdürü neden böyle düşünüyor diye hiç sorgulamadınız mı?
Hiç öyle düşünmedim. O “Bakan gitmedi, şimdi sizin gitmeniz uygun olmaz diye herhalde bakanı koruyor” diye düşündük. Ondan sonraki süreçte Cevdet Bey’den sonra Gebze Teknik Üniversitesi’ne uğradık, Haluk hocaya. Bir vakıf kurma çalışmaları vardı onu değerlendirdik. O arada saat 6 oldu, kardeşim Melike aradı, “Abi, annem buraya gelsin” dedi. Ben de o gün nikah şahidi olacağım. Beraber yol yürüdüğümüz bir insanın. Sonra kardeşime “Nikaha katılayım sonra geleceğim” dedim. Ben de gittim, hiç oturmadık. Nikah kıyıldı, hemen ayrıldım.
Arabaya gidene kadan birçok kişi konuşmak, fotoğraf çektirmek için yanıma geldi. Neyse, arabaya bindim ardından mesaj geldi, “Genelkurmay Güney Nizamiye’de çatışma sesleri geliyor” diye. O arada da bu Fehman Hüseyin öldürüldü, PKK’nın bir misilleme yapması bekleniyordu. Dedim “Buraya kadar mı girdiler” bunlar. Sonra bir mesaj daha geldi, “Tatbikat olduğu söyleniyor, bilgi teyite muhtaç”diye. Orada irtibatım kesildi.
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…
Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...