Bu kavga nasıl biter 2
Gülen cemaati ile Erdoğan arasındaki kavgayı açıklamak için anlatılan ilişkin ikinci teori şu, “Cemaat 7 Şubat MİT operasyonuyla hükümete kavga açtı. Erdoğan’da bunun karşılığında Cemaati bitirmeye karar verdi?”
Bu teori, hükümet çevreleri tarafından ileri sürülen bir teori. Değişik versiyonlarıyla anlatılan bu teoride temel bir açık var. Hükümet ile 2010 yılında zaten arası oldukça iyi olan, 2010 referandumunda “mezardaki ölüleri” bile kaldırıp referanduma destek vermeye çağıran, Cemaat hükümete neden savaş açsın?
Erdoğan’ın cemaatin her istediğini verdiği bir dönemde, Cemaatin Erdoğan’a savaş açmasının hiç bir mantığı yok. Ancak hükümet çevreleri -muhtemelen Erdoğan’ın cemaatleri kendi kontrolü altına almak için giriştiği politikayı gizlemek için- bu argümanı değişik versiyonlarıyla dolaşıma soktular.
Var sayalım ki bu argüman doğu ve Cemaat AKP’ye kavga başlattı. Bu durumda bu kavga nasıl biter?
Bu durumda kavga her iki taraf için de varlık yokluk kavgasıdır. Taraflardan biri yenilmeden kavganın bitme olasılığı oldukça düşüktür. O halde yeni soru sormamız gerekiyor.
Erdoğan için “yenmek” ne anlama geliyor? Cemaat için “yenmek” ne anlama geliyor?
Erdoğan için “yenmek” cemaatin sadece bürokrasideki adamlarını bürokrasiden atmak anlamına gelmiyor. Eğer öyle olsaydı Erdoğan’ı çoktan yenmiş saymamız lazımdı. Ancak bunu Erdoğan da böyle kabul etmediği için, Afrika’dan Amerika’ya, Cemaatin tüm kurumlarını kapattırmaya çalışıyor. Daha iki gün önce Erdoğan Kazakistan’da Kazaklara devredilen okulların da kapatılmasını istediğini belirtti. Yani Kazakistan’da, bizzat Kazaklar tarafından işletilen okulların kapatılmasını isteyen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı düşünün.
Belki Kazakistan devlet başkanı diplomatik nezaket icabı Erdoğan’a bir cevap vermemiştir ama bir gün biri çıkar ve Erdoğan’a “benim ülkemde Türk vatandaşları tarafından işletilen okulları kapattırmayı belki isteyebilirsin, Eğer o Türkler, Türkiye’de bir suça karışmışsa bunu düşünebilirim, ama benim vatandaşlarım tarafından işletilen okulların kapatılmasını istemek haddine mi düştü?” diye cevap verebilir.
Yani Erdoğan için “kazanma” “yenme” tanımı oldukça geniş bir tanım ve bu Edoğan’ın kazanmasını imkansız kılıyor. Düşünün ki Erdoğan, Cemaatin Gazetesine el koyup, esnafını batırmaya çalışıyor. Erdoğan için “yenme” tanımı bu kadar geniş olunca korkarım Erdoğan bu savaşı hiç bir zaman “yenemeyecek.” Buna ne gücü ne siyasi ömrü yeter…
Peki Cemaat için “kazanmak” ne anlama geliyor? Aslında Cemaat için yenmenin anlamı basit. Erdoğan kaybederse cemaat kazanmış sayılıyor. Örneğin AKP’de bir yarılma Cemaatin kazanç hanesine yazılıyor. Bundan sonra AKP ne kadar kaybederse Cemaat o kadar kazanmış sayılacak. Ancak tersi bir durum AKP için geçerli değil. AKP ne kadar kazanırsa cemaat o kadar kaybetmiş sayılmıyor, zira her iki tarafın da kazanma tanımı farklı.
Ayrıca Cemaat dağılmaz ve cemaate yönelik baskılar biterse de cemaat yenmiş sayılıyor. Dolayısıyla Erdoğan’ın kazanması için Cemaat dağıtana kadar basıklara devam etmektir. Erdoğan’ın bunu ebeden sürdürmesi mümkün değil…
Dışarıdan bakınca görünen şu: geçen bir yıl içinde, Hüseyin Gülerce gibi üç beş menfaatçi ve cemaatin çeperlerinde bulunan az sayıda kişi hariç Cemaat dağılmadı. Cemaatin okulları hala aynı doluluk oranıyla kayıt alıyor. Gazetesi hala çok satıyor. Üstelik geçen bir yıl içinde tüm medya küçülürken Cemaat iki ek gazete daha çıkardı. Cemaat faaliyetleri yoğun bir şekilde devam ediyor. Cemaat tabanı çok daha keskin bir şekilde kenetlendi.
ABD’de 74 Senatör Cemaate destek veren mektup yayınladı. Ki en güçlü lobi Yahudi Lobisi bile Senato’da ancak 47 imza toplayabildi. Yani Cemaat yerel ölçekte bitmediği gibi global ölçekte daha da güçlendi. Yani geçen bir yılın “kazananı” cemaat görünüyor. Bu durumda kim kazanıyor?
Devam edeceğiz…
Haberimizi okuduğunuz için teşekkürler…
Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...