Meşhur hikayedir. Yoksulun biri ölmüş cenaze musallada dururmakta fakat cenazeyi kıldıracak imam yoktur ortada. Cemaat başında kavuğu sırtında cübbesiyle ordan geçen dönemin meşhur sarhoşu Bekri Mustafa’yı hoca zannederek namazı kıldırmasını söylerler. ‘Yok ben hoca değilim’ dese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Bekri Mustafa namazı kıldırdıktan sonra ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat ölüye ne söylediğini merak eder.
Bekri Mustafa gülerek cevaplar: “Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa imam oldu dersin. Onlar durumu anlar…” dedim.
Ahmet Hakan bugün “Darbeciyim, isterlerse beni idam etsinler” demesinden hareketle hükmü vermiş. Bu asker FETÖCÜ olamaz “çünkü hiçbir FETÖ’cü, bu denli mert olamaz.”
Türkiye’de merlik ve ahlak dersi verecek en son kişi veya kişiler Doğan grubunda çalışanladır. 90’larda orduya yanaşıp Kürtleri, 28 Şubat’ta generallere yanaşıp dindarları, 2000’lerin sonunda Cemaate yanaşıp sekilerleri, şimdi Erdoğan’a yanaşıp cemaati vuran Aydın Doğan ve adamlarının bu ülkede ahlak dersi vermesi ahlakın nereye düştüğünün göstergesi.
Kusura bakmasınlar ama Aydın Doğan ve grubunda çalışan hiç bir kimse kimseye ahlak dersi veremez. “Ekmek parasına çalışıyorlar” diye susuyorlar diye hoş görünecekler olabilir ama Ahmet Hakan gibi çıkıp da etrafa mertlik dersi veren, ahlak çemkiren birisine söylenecek tek şey var: Ortalığı kokuttun…
Aydın Doğan ve gazetecileri şu günlerde mertlik dersi verecek en son gruptur ama bunların içinde Ahmet Hakan son sırada bile yer alamaz. Zira askerden kaçmak için dalağını, yediği yumruktan korkutğu için yüreğini, Tayyipten korktuğu için vicdanını aldıran Ahmet Hakan’ın aleme mertlik dersi vermesi olsa olsa kıyamet alametidir.
İnsana demezler mi aleme mertlik dersi vermeden önce omurgasız yazılarını hatırla. Hatırlayamıyorsan Cem Küçük’ün bile önünde paspas olan patronun Aydın Doğan’ın haline bak.
Ahmet Hakan millete mertlik dersi verince insan ister ister istmez o Azeri sözünü hatırlıyor.
“Geçme namert köprüsünden / Ürkütürsün vakvakları / Çok sıkı kot giymişsin / Sıkıyor bacakları.”
“Bekri Mustafa’nın mezarı türbe oldu” haberlerine bile şaşırmamıştık ama Ahmet Hakan mertlik dersi veriyor bunun daha dibi var mı acaba?
Bekri Mustafa mezarında ters dönmüştür artık. Rahmetli günümüzde yaşasa muhtemlen Ahmet Hakan’a şöyle derdi
“Geçme Namık Kemal Köprüsünden / Ürkütürsün vakvakları / Ebenin bahçesine çam diktim / Git topla kozalakları.”
Not: (o meşhur Azeri atasözünün buraya aldığım iki versiyonunu Hürriyet’ten Mehmet Y. Yılmaz’ın köşesinden aldım. Mehmet Yılmaz onları Ahmet Davutoğlu’na hitaben yazmış Hürriyet ayıp bulmayıp yayınlamış. Ben Ahmet Hakan’a yazınca hiç ayıp olmaz artık)