Bu kapsamda öncelikli olarak yeni görevlendirilen polis müdürlerine baskı yapılarak Gülen cemaati aleyhinde deliller uydurulacağı iddia ediliyor.
Şuan görevden alınan ya da halen görevdeki cemaate yakın bürokratları “ajan” kapsamına sokmak için delil uydurma çalışmaları yürütülüyor.
Bu kapsamda Erdoğan’ın çalışma ofisinde bulunan böcek ilk argüman olarak hazırlanıyor. Cemaatle ilişkilendirmek için çok çaba sarfedilen, ancak hiçbir delil üretilemeyen bu olay şimdi karışıklık arasında bizzat Başbakan tarafından cemaate yamanacak.
Böcek olayının olduğu tarihte, 2011 Aralık ayında, böceğin ofise kimler tarafından konulduğu savcılar tarafından soruşturmak istenmiş ancak Başbakanlık savcılıkla hiçbir bilgi paylaşmamıştı. Yapılan değerlendirmelere göre o dönem Başbakanlık savcılarla, parmak izi tespiti, kamera kayıtları gibi hiçbir şey paylaşmamış, ifade için personelini göndermemiş soruşturmayı bloke etmişti.
Yeni strateji kapsamında böcek olayının yeniden gündem sokularak, büyük bir medya kamğanyası ile konu cemaate yamanarak cemaate karşı ajanlık suçlamaları yapılacak.
Yine bu paralelde Cemaate yönelik büyük tasfiyeler geliyor. Yeni tasfiye hamlesi için AK Parti İl Başkanları Toplantısı aniden öne çekildi ve İL Başkanları’ndan il ve ilçelerindeki kamu kurumlarında çalışan Müdür-Müdür yardımcısı konumundaki cemaate yakın görevlilerin isim listesi istendi. Bu listeler alınıp MİT veri tabanındaki fişleme bilgileri ilave ederek ve Valilere verilerek tasfiye düğmesine basılacak.
Oy hesabıyla yerel seçim sonrasına bırakılan bu adım, rüşvet soruşturması nedeniyle acilen erkene alındı. AKP yüzde 40’ın üstünde tutunursa, bu dalgayı “adli soruşturmaya” çevirip cemaate yönelik örgüt davası açacak.
Stratejinin üçüncü ayağında ise “korkutma” yöntemi denenecek. Böylece cemaate yakın işadamları ve seven kitleleri korkutarak uzaklaştırmak amaçlanıyor. Özellikle Cemaate yönelik iş çevrelerini korkutmak için Erdoğan’ın konuşmasındaki tehdit dozajı artarak devam edecek. Yine SETA gibi hükümete kurumların çalışanları da “bunlar cemaatin iyi günleri” diyerek korkutma yöntemine destek veriyor.
Korkutma stratejisine paralel geliştirilen bir başka yöntem de cemaat ile ilişkilendirilen bankalar dan para çekilmesini sağlamak. Bunun için değişik çevrelere baskı yapıldığı ifade ediliyor.
Yine Zaman Gazetesi aboneliğini bıraktırmak için de baskıların devam ettiği belirtiliyor.
Stratejinin dördüncü ayağı Fethullah Gülen ve Cemaatin itibarını zedelemek. Bu kapsamda
28 Şubat dönemindeki gibi Gülen’in konuşmaları montajlaşarak servis edilecek. Ayrıca İslami kesimleri Gülen aleyhine konuşmaya zorlanarak onlardan görüşler alınıp Gülen cemaatinin dini kimliğinin içi boşaltılmaya çalışılacak. bu faaliyet için Başbakanlık’ta kurulan “kara propaganda ekibine” kritik rol verildiği ifade ediliyor. Bu kapsamda 2010 yılında bazı ÖSYM personelinin KPSS sınav sorularını satması konusu bir araç olarak işleme konacak. Hatırlanacağı gibi soruları temin eden kişilerden bazılarının AKP üyesi olması nedeniyle 2010 yılında beri hiçbir ilerleme sağlanamayan dosya raflardan indiriliyor. O dosyayı, yeni oluşturulan kadroların desteğiyle Cemaate yıkmak için ekibin şuan yeni metinler hazırladığını ifade ediliyor. Buradan da cemaate yönelik farklı bir adli dava açılması denenecek.
[email protected]
twitter/emreuslu
Okuduğunuz bu metinler sesi kısılan, nefesi kesilen insanların sesine ses, nefesine nefes verme çabası. Bu çaba, karınca kararınca Nemrut'un ateşine karşı "yerimiz belli olsun" çabası. Bu çaba, 'zalim zulmederken sen ne yaptın?' diye sorulduğunda "dik durdum" deme çabası. Bu çabanın devam etmesini isteyen dostlarımız aşağıdaki ürünü alarak destek verebilirler. Desteğiniz için yürekten teşekkürler.
Bu yayınların devam etmesi için verdiğiniz destek için çok teşekkürler...