Sosyal medyada, bir negatif sıfattır, Aktrollük.
AK’ nin Gezi olaylarından sonra kurduğu ve parayla insanların, değerlerine, ailelerine, şahsiyetlerine, inançlarına küfreden, hakaret eden, ahlaksız , seviyesiz bir gurubun adıdır Aktroller.
AKP’yi adeta bir din ve lideri Erdoğan’ı adeta, o dinin kutsal lideri gibi gören ve asla bu ikisi için yapılan eleştiri ve tenkitleri kabul etmeyen, etmemek şöyle dursun, içinde hakaret ve aşağılamanın olmadığı , fikir beyanlarına bile tahammülü olmayan ve her fırsatta insanlara küfreden bu aktroller, sosyal medyada ve özellikle twitırda , herkesim tarafından şikayet edilen bir konu.
Ne yazdığın önemli değil, her yazdığına karşı bir laf sokma, her dediğine karşı bir hakaret, her eleştirine karşı bir küfür, her tenkitine karşı en aşağılıkça ve seviyesizce kelimelerle saldırı vardır bu gürühta.
İşte bu, her kesim tarafından şikayet edilen, bu topluluğuna ait bazı eylem ve söylem şekilleri, hatta, bazı hitap şekilleri , ne yazık ki Cemaati savunduğunu söyleyen ve cemaate yakın biriymiş gibi yazan, bazı insanlar tarafından da kullanıldığına şahit oluyorum.
Sıfatı ve konumu farketmeksizin, bu şekilde söylemlere sahip hesaplar da , aynı aktroller misali, herkese laf yetiştirme, her eleştirene hakaret etme, her tenkit edeni linç etme, her kendisine ters gelen fikir beyanına karşı bir saldırma halini gösteriyorlar.
Evet aktroller kadar küfür ve hakaret olmasa da , bu cemaatten görülen hesapların kullandıkları dil ve üslup ne yazık ki, en fazla cemaate zarar vermekte.
Zira aktrollerin ne oldukları belli, ne ahlak ne de, bir değerleri var. Fakat, bir cemaatte olduğunu söyleyen, hemde ismi hoşgörü ve diyalogla özdeşleşmiş bir cemaatte olduğunu ve bunu her yerde gurur duyarak ilan eden bir cemaatte olduğunu iddia eden kişilerin, eylem ve söylemlerine çok daha fazla dikkat etmeleri gerekmektedir.
Zira bir göz mahiyetindeki değerleri savunan bu cemaatin ,tek bir kılı kaldıramayacak kadar hassas bir göz mahiyetinde olduğunu unutuyor bu insanlar.
Evet, Üstad Bediüzzaman, kafa binlerce kılı kaldırırken, göz tek bir kılı bile kaldıramaz ve batar der. Aynen bu şekilde , pak kalması gereken bir beyaz kağıt mahiyetinde ki ( ki bazıları böyle görmeyedebilir), davanızı ve savunduğunuz değerlerinizi, boş, basit, gereksiz, işe yaramayan, nefsinizin borozancısı olan şahsi ve uygun olmayan üslübunuzla ve eylemlerinizle ne olur kirletmeyin.
Allah için soruyorum….
Okuduğunuz Uhuvvet Risalesi size, bir gemide 1 cani 9 masum olsa, hatta, 9 cani 1 masum olsa da, gemiyi batırmanın asla hak olmadığını ve bunun zulüm olduğunu ders verirken; sana ters gelen veya beğenmediğin bir hasletinden dolayı, bir insanı ademe mahkum etmenin, ona hakaretler etmenin, yanlış olduğunu ders verirken, sen; nasıl olurda, onca güzel hasletleri olan, onca güzel fikri olan, onca faydalı söylem ve görüşleri varken, tek bir kelimesi veya tek bir söylemi, yada tek bir yazısı için insanları linç etmeyi, onlara hakaretamiz söylemlerle saldırmayı, insanları ötekileştirmeyi, insanları dışlamayı, senin okuduğun ve fikirlerini kendine reheber ediniyorum dediğin Üstadının hangi dusturuna uyduruyorsun.?
Allah için soruyorum….
Okuduğun ve laakal 15 günde bir okunması, Üstad’ın tarafından tafsiye edilen, İhlas Risalesinde, ilk dusturun olan, “amelinizde rıza-ı ilahi olmalı, eğer o razı ise tüm dünya razı olmasa bir ehemmiyeti yok, eğer o razı değilse , tüm dünya razı olsa bir tesiri yok ” derken, ve İhlasın eylemlerinde, en önemli unsur olduğunu sana ders verirken, ihlassız amelin bir kıymetinin olmadığını söylerken; attığın twitlerin, millete laf yetiştirmelerin, insanları linç etmelerin, hoşuna gitmeyen görüşleri dillendirenleri ötekileştirmelerin, farklılıklarını geri atıp, bugün senin yanında duranların, en ufak tenkitleri karşısında sinirlenmelerin ve saldırganlaşmaların, ihlasa ve eylemlerinde, Rıza-ı ilahi olması şartına uyuyor mu.?
Böyle davranarak, rıza-ı ilahi adına ne yapmış oluyorsun.?
Böyle yapmakla, ihlasın kolunu kanadını kırıp, nefsinin mırıltılarını dillendirmiş olmuyor musun.?
Allah için soruyorum…..
Üslubumuz namusumuzdur diyen bir hocan varken.
İnsanları küçük düşürecek söylemleri kullanman.
İnsalara hakaret içeren benzetmelerde bulunman.
Birilerinin, kendi olmayan ahlaklarını ilan etme adına uydurdukları FETÖ söylemine misilleme olması için, aynı o ahlaksızlığın bir benzeri olarak GÖTÖ gibi söylemler için girmen.
Sana en aşağılıkça küfür ve hakaretlerle saldıranları muhatap alıp, onların seviyesin inerek, küfretmen, hakaret etmen, pis söylemlerde bulunman.
Peşinden gidiyorum dediğin hocanın , namusumuz dediği bir şeyi çiğnemek değil midir.?
Herkes, kendi karakterinin gerektiğini yapar.
Eğer siz….insanlara hakaret ediyorsanız
Eğer siz….insanları ademe mahkum ediyorsanız
Eğer siz….en ufak eleştiride insanlara saldırıyorsanız
Eğer siz….en ufak, size ters gelen bir söylemde, insanları linç ediyorsanız
Eğer siz….namusumuz dediğiniz üslubunuzu muhafaza etmiyorsanız.
Eğer siz…..yazdıklarınıza nefsinizin mırıltılarını ekleyip, bunu ihlaslı bir eylemmiş gibi yapıyorsanız.
Eğer siz….insanların size ve cemaatinize karşı oluşmaya başlayan , güzel duygu ve düşüncelerini, kendi kişiliğinizden kaynaklanan boşluklardan sızan uygunsuz söylemlerinizle engelliyorsanız.
Eğer siz…..bir pırlanta mahiyetindeki değerlerinizi, kire pasa bulaştırıp kirletiyorsanız.
Eğer siz…..irşat ediyorum diye, kendi nefsinizi ve kendi fikirlerinizi, kirlettiğiniz üslübunuzla insanlara ulaştırmaya çalışıyorsanız.
Valladi de , billadi de, tallahi de,
İnsanları bu yoldan uzaklaştırıyorsunuz.
İnsanların kafalarından şüpheler meydana getiriyorsunuz.
İnsanların güzellikleri görecek gözlerine , kapkara perdeler çekiyorsunuz.
İnsanlara hakikatleri değil, doğruları değil , nefsinizin mırıltılarını dinletiyorsunuz.
VE
Değerlerinize, cemaatinize ve gittiğinizi söylediğiniz yola İHANET ediyorsunuz.
Herkes, bir kere daha silkelenip kendine gelmeli.
Herkes, yeniden kendine ve üslübuna çeki düzen vermeli.
Herkes , ben ne yapıyorum diyerek, bir arkasına bakmalı.
Herkes, muhasebeye kendisini tabi tutup, aklını başına almalı,
Son söz
Eskiden abiler biraraya gelince, “bu sene kaç kişinin hidayetine vesile oldun ?” diye birbirine sormazlarmış.
“Bu sene kaç kişinin katili oldun ? ” diye sorarlarmış.
Kaç kişi senin üslubun,
Kaç kişi senin kişiliğin,
Kaç kişi senin nefsinin mırıltılarından dolayı, bu yoldan uzaklaştı ve onun katili oldun diye birbirine sorarlarmış.
Bu yazdıklarım, öncelikle nefsimedir.
Bu yazdıklarım, ne bir kişiye, ne de bir gurubadır.
Bu yazdıklarım sadece, bir yanlışı gören, ve bu yanlıştan dolayı, bu cemaatin zarar gördüğünü gören bir kardeşinizin, dostane bir uyarısıdır.
Muhabbetle.