15 Temmuz darbe girişimi görünürde Erdoğan’a yaramış gibi görünüyor. Erdoğan OHAL ilan ederek gücüne güç kattı. Şimdi de Anayasayı değiştirip ebedi başkanlığını ilan etmeye hazırlanıyor. Bu açıdan bakıldığında 15 Temmuz Erdoğan’a gerçekten Allah’ın lüffu gibi gelmiş denebilir.

Ancak bir de madalyonun öbür yüzü var. Erdoğan’ın kaybolan ve asla onarılmayacak imajı. Bilindiği gibi 15 Temmuz’dan önce de Erdoğan özellikle Cemaate karşı alabildiğine gaddar alabildiğine düşmanca hareket ediyor, Cemaati dünyada terör örgütü olarak tanıtmaya çalışıyordu.

İlk bakışta Erdoğan’ın 15 Temmuz öncesinde yaptıklarının inanılırlığı yokken 15 Temmuz’dan sonra halk gözünde meşruiyetinin arttığı düşünülüyor. Ancak benim yaptığım bilimsel olmasa da bir gösterge olarak değerlendirilebilecek bir anket bunun böyle olmadığını gösteriyor.

15 Temmuzdan önce twitter takipçilerime sorduğum bir soruda Erdoğan’ın yaptıklarını hayırla anacak var mı? diye sormuştum. Katılımcıların %58’i hayırla anacaklarını söylemişlerdi. Benim twtitter takipçilerim genellikle Cemaate yakın ve AKP’nin tabanı diyebileceğim, muhafazakar kesimin özü sayılabilecek takipçi kitlesi.

Twitter her ne kadar manipüle edilebilir bir ortamsa da bu veri bize bir ipuçu gösteriyor. 15 Temmuz’a kadar muhafazakarlar Erdoğan’ın onca zulmüne rağmen onu hayırla yadetme eğilimindeydi. Ancak 15 Temmuzdan sonra durum değişmiş gibi görünüyor.

Dün benzer bir soru sordum. Erdoğan öldükten sonra nasıl yadedilir diye sorduğumda takipçilerin %51’i zalim diktatör ve %13’ü kendi çıkarını düşünür diyor. Bu bize şunu gösteriyor: 15 Temmuz’dan sonra muhafazakar kitle içinde 15 Temmuz’a kadar halen Erdoğan’ı destekleme eğiliminde olan Cemaat kitlesi, ve kısmen de diğer muhafazakarlar, Erdoğan’ın zulmünü daha yakından hissetmeye başlamış, artık ona güvenini tamamen yok olmuş durumda.

Bu veri kuşkusuz daha bilimsel araştırmalarla desteklenmeli ancak buradan ilk etapta çıkacak iki öncül var. Birincisi Cemaat tabanı daha çok siyasallaşıyor ve daha çok siyasal bir kitle gibi hareket ediyor. 15 Temmuzdan önce de Cemaate yönelik baskılar vardı ancak taban bunu cemaat içinde bir gruba yönelik hamleler olarak okuyor siyasal kitle tepkisi vermiyordu. Ne zaman ki yediden yetmişe Cemaatten herkesi içeri almaya başladı o zaman Cemaat tabanı Erdoğan’ın gerçek yüzüyle yüzleşti. Bu aynı zamanda diğer muhafazakarların da gözünü açmış görünüyor.

İkinci sonuç ise muhafazakarlar artık Erdoğan’a bir kurtarıcı gibi bakmıyor. Onun zulmünü onaylamıyor ona bu açılardan destek vermiyor. Dolayısıyla önümüzdeki referandumda Erdoğan kaybederse, ki şeffaf bir seçim olursa aslında büyük oranda kaybedebilir, muhafazakar kitlelerin Erdoğan’a verdiği desteği çekmesinden dolayı kaybedecek…

EMRE USLU